KOMİSYON KONUŞMASI

KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanımız da Komisyonumuza hoş geldiler. Tabii ki hepimizi de üzen, inanıyoruz Sayın Başkanımızı da en az bizler kadar üzen bir konuyla ilgili burada.

Tabii, sadece hayvanat bahçesi değil, koordinatları da upuzun bir liste hâlinde kanun teklifinin içerisine eklenmiş, devasa bir araziden söz ediyoruz. Yirmi dokuz yıllığına Ankara Büyükşehir Belediyesine tahsis edilecek ve bedelsiz. Amaçta "Atatürk Orman Çiftliğine hayvanat bahçesi, tema park, rekreasyon alanları ile buralara gelecek ziyaretçilerin günübirlik ihtiyaçlarını karşılayacak yapılar yapılmak üzere" deniyor. Tabii "yapılar" kelimesi insanı birazcık rahatsız ediyor.

Geriye doğru, Atatürk Orman Çiftliği Ankara Büyükşehir Belediyesine verilmişti. Büyükşehir Belediyesi 2013 yılında bu hayvanat bahçesinin yenisini yapacaktı. Bu amaçla da yapılmadan bu hayvanat bahçesi yıkıldı. Yıkılınca da buradaki hayvanların telef olduğunu, Sayın Başkanım, siz de bilenlerdensiniz, birçok arkadaşımız gibi buna canlı tanıksınız.

Cumhuriyetin ilk yıllarında 20 bin dekarlık çorak, bataklık bir arazi -Sayın Bakanım da ifade etti- ıslah edildi, Orta Anadolu'nun bozkırında, gıpta edilecek, güzel bir kent çiftliğine kavuştuk. 52 bin dekarla hazineye emanet edilen, ülkemizin de kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bağışladığı bu güzel eserin parça parça, yıldızlar gibi, kırpılır gibi, nereye gittiği meçhul oldu. Kurulduğu tarihten bu zamana kadar kısmi satış ve hibelerle de bu emanetin üçte 2'lik bölümü de maalesef kaybedilmiş döneminde. Bunun en büyük kaybedilişi de sizden önce o görevi yapan Melih Gökçek döneminde yaşandı. Önce, bu güzel alan, ıslah edilmiş bu alan özel sit alanı statüsünden çıkarıldı, o zamanki belediye başkanının girişimleri sonucu üçüncü derecede sit alanı statüsüne alındı. 2006 yılında bir düzenlemeyle Çiftliğin kontrolü tamamen Büyükşehir Belediyesine verildi. Bu tarihten sonra da hızla yapılaşmaya ve ranta açılan arazi, önemli bir kısmını 40 metre gibi geniş bir profille geçen Ankara Bulvarı'nın yol yapımı sırasında yitirdi. Yürütmeyi durdurma kararına rağmen 2016 yılında Çiftlik arazisinde inşasına başlanan ak saray için de ormanlık arazide binlerce ağacın kesildiğini içimiz acıyarak hep birlikte izledik. Geçtiğimiz ağustos ayında ise Çiftlik arazisinin 37 bin metrekarelik alanının Amerikan Büyükelçiliğine satıldığı ya da tahsis edildiği gibi acı şeyleri de birlikte yaşadık.

Atatürk Orman Çiftliği arazisinin talanı için her gün yeni bir karar çıkıyor. Cumhuriyetin en önemli değerlerinden olan bu alanın, bu arazinin 50 bin hektarlık bölümü de yine Ankara Büyükşehre verilmiş. Bu arazi ormanlık alan ve yapılaşma izninin de verildiğini üzülerek görüyoruz. Ormanı, doğayı talan eden ısrarı sürdürmenin de gerçekten amacını anlamış değiliz. Atatürk Orman Çiftliği arazisine saray yapmakla başlayan ve halka nasıl hizmet ettiği belli olmayan projelerle talan edilen araziyi... Şimdi de askeriyenin tasarrufunda olan, ormanlaştırılmış, birinci derecede doğal sit statüsünü haiz olan arazinin -tabiri caizse- kat karşılığı müteahhide verilmesine karar kılınmıştır. Araziyi yapılaşmaya açmanın da anlamı budur ve ranttır. 15/8/2017 tarihinde yayımlanan 2017/10781 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'yla bugün Zırhlı Birlikler Eğitim ve Tümen Komutanlığı tasarrufunda bulunan, ağaçlandırılarak hatıra ormanı hâline getirilmiş yaklaşık 50 hektar büyüklüğündeki Atatürk Orman Çiftliği arazisi Ankara Büyükşehir Belediyesine de devredilmiştir. Şimdi, mevcudu koruyamayan, buralara yönelik yapılaşmaya çalışan bir belediyenin bu ağaçlandırılmış alanı koruyacağı konusunda da her yurttaş gibi bizim de çok ciddi endişelerimiz var Başkanım, bunu size söylemekte bir beis görmüyoruz. Söz konusu kararda "Mülkiyeti hazineye ait olan ve ekli listede nitelikleri belirtilen taşınmazların Ankara Büyükşehir Belediyesiyle gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında hasılat paylaşımı esasına göre inşaat sözleşmesi yapılmak suretiyle değerlendirilmesi" ifadesiyle alanın inşa faaliyetlerine konu edilmesinin önü de böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi de alet edilerek açılmak istenmektedir.

Bunlar, sorunları sıraladığınız zaman, birçoğu şeffaflıktan uzak, hepimizde de birer endişe uyandıran gelişmelerdir. Ama bunların, bu ülkede gerçekten bir yarar getirmeyeceğine, ülkemizin sembolü olan başkentin bu yeşil alanlarının korunmasının da belediyeciliğin en asli görevi olduğuna inanıyoruz. Bakın, yaklaşık olarak 27 Mart 1994'ten 2018'e kadar Ankara başkent, partili belediye başkanınız tarafından yönetildi. Dünyada başkentler alanlarıyla, meydanlarıyla, yeşil alanlarıyla, korudukları alanlarıyla kıymetli olurlar ama başkentimizin bir alanı, bir meydanı, sembol olmuş bir şeyi yok arkadaşlar, sizin de yüreğinizi incitmiyor mu? Göreve geldiği illerde önceki başkan heykellere, sanata tükürerek yola çıktı, peşinden bu anlamda bir çalışma yapılmadı. Ankara o günden bugüne yaklaşık 3 milyon büyüdü, yeni alanlar imara kazandırıldı ama sembol bir alanımız yok, mevcutları da korumakta hepimizin bir vebali olduğuna inanıyorum.

Bir kez daha Sayın Bakanımın ve kıymetli Komisyon üyelerimizin bu konuda düşünmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sağ olun.