| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 19 .07.2018 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, herkesi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki 1982 Anayasası'yla Türkiye'ye getirilen bir ceberut anlayışın, bu askerî cuntayla getirilen 1982 Anayasası'nın değiştirilmesinin bu Meclisin ilk işi olabileceğini, olması gerektiğini görmek isterdik. Yirmi yıl önceden başlayan, hatta 90'lı yıllardan itibaren antidemokratik olan bir anayasanın değiştirilmesi iktidara gelen bütün partilerin ortak görüşü iken ne yazık ki bugünkü geldiğimiz noktada hâlâ bu Anayasa'nın üzerinde çeşitli değişiklikler yapılarak Türkiye antidemokratik bir yapıyla yönetilmek istenmektedir. Onun için bu 27'nci Dönemin ilk işi, yüzde 97'yle temsil edilen bir Mecliste ilk işi bu antidemokratik Anayasa'nın ve buna bağlı olan bütün yasaların değiştirilmesi olmalıydı fakat bu maalesef ki yapılmadı.
Öte taraftan şimdi Türkiye'nin tablosuna baktığınız zaman, yüzlerce belediyesine el konulmuş, halkın iradesine el konulmuş ve kayyumlarla yönetilmekte; milletvekilleri şu anda hapishanelerde yatmakta ve halkın iradesine ne yazık ki el konulmuş bulunmaktadır. Dün saat 24.00 itibarıyla olağanüstü hâl uygulaması sona ermiş olmasına rağmen, bu sabah itibarıyla kayyumlarla el konulan bütün belediyelerin kendi sahiplerine teslim edilmesi gerekir idi ve hapishanelerde bulunan, bu Meclise de seçilen 2 milletvekilinin de gelip kendi yerlerinde oturmaları gerekir idi; bu yapılmadı, yapılmıyor ve yapılmayacak da. Yani başka bir anlatımla, olağanüstü hâl rejimi ne yazık ki devam etmektedir. Bu yasanın, bu yasa teklifinin tamamına baktığımız zaman tamamıyla kişi hak ve hürriyetlerini ortadan kaldıracak, sınırlandıracak ve Türkiye'yi başka bir çıkmaza sokabilecek nitelikte olan bir yasa teklifi.
Dolayısıyla Türkiye'de bu yapıyla, bu yeni getirilen yasalarla yeniden bir darbe mekaniğinin oluşturulacağı da kuşkusuz bir durumdur. Bu nedenle bu yasa teklifi hazırlanırken üniversite kürsülerinden, sivil toplum örgütlerinden, meslek kuruluşlarından herhangi bir görüş alınmış mıdır? Bundan eminiz ki 600 milletvekili şu anda Mecliste, hiçbirisinin de çoğunun da görüşü alınmamıştır, kendi gruplarında dahi bu kanun teklifi tartışılmamıştır.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Doğru değil.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Doğru bir görüş.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sana göre.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Şimdi, bu çerçevede baktığınız zaman, değerli arkadaşlar, tam olağanüstü hâl rejimi bu yasayla gizli bir şekilde yeniden Türkiye'nin gündemine getirilmekte ve bu, maalesef, önümüzdeki yıllarda da bu rejimle Türkiye'nin yönetilmesine bir olanak sağlayacaktır, yeni bir ortam yaratacaktır. Hâl böyle olunca son iktidarın tarihine baktığınız zaman -on altı yıllık bir süreç- ve ondan önceki dönemi de dâhil ettiğiniz zaman, Türkiye sürekli kanun üreten bir ülke hâline geldi. Milyonlarca kitap, hukuk fakültelerinde ve hukuk kurumlarında rafa kaldırıldı. Yani başka bir anlatımla, toplumun tamamına zarar verildi. Bu antidemokratik yasanın, yasaların üzerinden defalarca geçildi ve başka başka kanunlarla bunlar yama edilecek tarzda yeni yeni kanun teklifleriyle Türkiye bu şekilde idare edilmeye çalışılmakta.
Türkiye'nin genel durumuna baktığınız zaman ciddi bir ekonomik kriz, kimliklerin tanınmadığı, cinsiyete karşı olan ayrımcılık, çocuğa karşı yapılan şiddet ve ayrımcılık, hayvan hakları... Yani başka bir anlatımla sorunlar yumağı olan bir ülke hâline geldi. Size göre belki bir kısım insanlar mutlu ama sokağa çıktığınız zaman herkesin yüzünden mutsuzluk akmakta. Onun için yeni bir kanun teklifi geldiği zaman veya yeni bir kanun önerisi olduğu zaman toplumun değişik katmanlarının da görüşü alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ülke sadece belli bir kesimin idare edebileceği veyahut da yaşayacağı bir ülke değil, bu hepimizin ülkesi, hepimize ait; herkesin görüşünün hâkim olması gerektiğini düşünüyoruz.
Şimdi kanun maddeleri, teklif edilen maddeler üzerine tek tek düşüncelerimizi belirteceğiz ama bazı maddeler var ki gerçekten Türkiye'yi yaşanmaz hâle getirecek. Bunlardan bir tanesi, bu valilere getirilen yetkilerdir. Emin olun, sizler dâhil olmak üzere kendinizin ve geleceğinizde olan evlatlarınızın ellerine şimdiden kelepçeyi vurmaktasınız; bunu unutmayın. Çok ciddi şeyler, ciddi yetkiler. Bu yetkilerle valiler mahkemelerin üstü, yargının daha üstünde olabilecek şekilde donatılmış durumda. Bunun için bu hususun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Öte taraftan, Türkiye'de bu sıkıyönetimle ilgili olan bir madde teklifi var. Orada yine tek taraflı bir şekilde, ilan edilen yerde bütün yetkiler, yargılama yetkisinden tut ekonomiye ilişkin bütün yetkiler sadece belli bir gruba ve askerî makamlara teslim edilmektedir. Bunlar bugün belki bu Komisyonda oylanarak bir kesimin sayı fazlalığıyla Meclisin gündemine gelecek ama bundan emin olun ki bu yasa teklifinin ömrü belki bir yıldan da daha az olacak çünkü antidemokratik bir tekliftir, tamamına baktığınız zaman hiçbir aidiyeti, hiçbir yapıyı temsil etmeyen bir kanun teklifidir. Bunun için siz sayın üyelerin bu hususu gözden geçirmeniz gerektiğini düşünüyoruz.
Öte taraftan, şimdi, bu teklifle kişinin kendi hakkını arama, tazminat alma gibi bir hakkının da ortadan kaldırıldığını görmekteyiz. Şimdi, masum olan herhangi bir kişinin iktidarın herhangi hukuksuz bir eylemine karşı müracaat edeceği tek makam da yargı makamlarıdır yani bu kanun teklifine baktığınız zaman kendi yargı makamımıza dahi güvenmediğimizi göstermekteyiz. Yargı bir karar verecek, siz kişiyi mağdur edeceksiniz, mağduriyeti karşısında mahkemelere gidip bu hakkını orada araması gerekmekte; buna da imkân tanımıyorsunuz.
Yani bir bütün olarak baktığınız zaman, toplumu yansıtmayan, toplumun temel sorunlarını yansıtmayan bir yasa teklifi. Onun için bizim önerimiz şu ki: Bu teklifin derhâl geri çekilmesi, alt komisyonlara gönderilmesi ve Türkiye'nin en önemli ihtiyacı olan demokratik ve bütün aidiyetlerin temsil edildiği ve her şeyin ortaklaştığı yepyeni bir ana sözleşmenin yapılması, yepyeni demokratik bir anayasanın yapılmasından yanadır bizim tavrımız ve bizim önerimiz.
Onun için, hepinizi saygıyla tekrar selamlıyorum.
Maddeler kısmında da yeniden fikrimizi belirteceğiz.
Teşekkür ediyorum.