KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Komisyon üyeleri varsa öncelikli...

BAŞKAN - Komisyon üyeleri var da...

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Onlar öncelikli, biz Komisyon dışı...

BAŞKAN - Yanlışlık oldu da isterseniz bir beş dakika bekleyin, düzeni bozmayalım.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Devam etsin.

BAŞKAN - Neyse, açtık madem... Siz zaten kısa konuşuyorsunuz, öz konuşuyorsunuz.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Özür diliyorum Komisyon üyelerimizden çünkü biz katkı sunmak için geldik.

Tekrar teşekkürler Sayın Başkan, Sayın Komisyon.

Aslında, özellikle geneli üzerinde o uzun görüşmelerdeki muhalefetin çekinceleri şimdi tekrar maddelere geçtiğimiz zaman da bir bir karşımıza çıkıyor. Geneli üzerindeki görüşmelerde de en çok tartışma konusu olan mülki idare amirlerine, valilere verilen büyük yetkilerdi. Burada, on beş günü geçmemek üzere ildeki belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için bir yasaklama getirebiliyor valiler. Bugün geneli üzerindeki görüşmelerde dile getirmiştim; gerçekten, Türkiye'nin bu son on altı yıldır yönetim sürecine baktığımız zaman ve son değişen yapıyla beraber yönetim yapısındaki köklü ve topyekûn değişime de baktığımız zaman, mülki idare amirlerinin yönetme, işte inisiyatif alma, karar verme, yetkili olmaları süreci gözler önünde. Son on altı yıldır bir parti devletine dönüştüğümüze baktığımız zaman, valilerin, kaymakamların, hâkimlerin, savcıların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken nasıl hareket ettiklerini hepimiz çok iyi biliyoruz. İşte bu kamu görevlileri belli yerde, saatte kişilerin bir nevi nerede, nasıl, ne yapacaklarını, nasıl dolaşacaklarını, nasıl toplanacaklarını, işte araçlarının seyirleri dahi, bunları düzenliyor olmaları gerçekten büyük kaygı verici, temel hak ve özgürlükler noktasında çok büyük kaygı verici, bir baskı ortamının oluşuyor olması.

OHAL'den farksız sürecin devamı niteliğinde bir madde yapıyoruz aslında burada. Bu, OHAL'deki kaygıları giderici bir madde değil. Baktığımız zaman diyor ki, konuşuldu, çok tekrar etmek istemiyorum: Genel asayişi bozmamak şartı vatandaşların günlük yaşamını aşırı katlanamaz derecede zorlaştırmayacak yani çok muğlak. Gerçekten, hukuk maddelerinin genel, objektif kriterleri içermesi gerekirken burada çok ucu açık. Gerçekten valinin kendisini de aşan, yukarıdan gelen bir talimatla bir nevi o ildeki bütün süreci değiştirebilecek bir yapıyla, bir kanunla karşı karşıyayız. İşte baktığımız zaman, devlette çöken liyakat yapısının, işte liyakat-sadakat sorunsalı yaşadığımız bir dönemde mülki idare amirlerine kanunla bu yetkiyi vermek son derece sakıncalı.

Gerekçesine baktım ben, her maddenin gerekçesine. Burada diyor ki, gerekçede: Uygulamadaki farklılıkları gidermek amacıyla. Ben teklif sahiplerine soruyorum: Bu maddede hangi düzenleme, hangi unsur 81 ildeki uygulama farklılıklarını ortadan kaldıracak? Bunun güvencesi nedir? Bunu nasıl güvence altına alacaksınız? Alınmadığı ortada. Bununla ilgili bir tedbir, en azından objektif nitelikli kriterler koymak gerektiğini düşünüyorum.

Benim görüşlerim bu yönde.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Söz hakkımı öncelikli verdiğiniz için ben de nezaketen kısa ve öz şekilde dile getirdim.

Ama gerçekten, çok ayrıntılı -teklif sahiplerine buradan tekrar dile getiriyorum- çok çok ciddi düzenlemeler yapılıyor şu an bu salonda. Bu kanun geçtiği zaman gerçekten bir baskı ortamı oluşacak, var olan baskı ortamı daha da ağır devam edecek. Teklif sahiplerinin, burada muhalefetin çok teknik, nitelikli değerlendirmelerini gözden geçirmelerini ben tekrar istirham ediyorum.

Teşekkür ederim.