ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tek bir cümleyle kapatacağım. Şimdi, bakın, hakikaten çok hayati bir şeyden bahsediyoruz. Siz küçümseyebilirsiniz, buna "siyasi rant" diyebilirsiniz. Biz hayatımızdan bahsediyoruz. Hayatımızın havaya üflenmiş, çiğnenmiş, kaybolmuş yirmi üç yılından bahsediyoruz. Alpay Bey, ben yirmi yıl duruşma salonu görmeden avukatlık yaptım. Duruşma salonlarını gayet iyi biliyorum. Son iki yıldır ben aktif avukatlık yapmıyorum. Barodaki hükümleri, ne olup ne bittiğini gayet iyi bilen biriyim ama Sayın Tanal'ın ve bazı arkadaşlarınızın ısrarla buna siyasi rant demesi hakikaten çok üzücü demokrasi adına. Bu, siyasi rant falan değil, biz kendi hayatımızdan bahsediyoruz. Aynı şey, o zaman tersinden bakalım, neden sizin Cumhurbaşkanı adayınız başörtülü ablasını çıkarıp da gösterme ihtiyacı duyuyor, sürekli cuma namazından bahsediyor? Böyle bir şey olamaz.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Kimin tekelinde o ya?

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şu başörtüsü meselesi rant falan değildir. Türkiye'nin kanayan bir yarasıydı, kapandı. O yüzden artık başörtüsüyle ilgili kimse bir şey telaffuz etmesin yani. Biz hamdediyoruz. Evet, bize nasip oldu Allah'a hamdolsun. Benim siyasete girme sebebim başörtülü kadınların özgürlük mücadelesidir. Ben başvurduğum hâkimlik sınavına girebilseydim, başörtülü olduğum için sınavdan atılmasaydım bugün burada olmayacaktım, başarılı bir hâkim olacaktım. O yüzden, insanların hayatıyla ilgili bir meselede böyle dalga geçmek, "siyasi rant" demek falan hakikaten çok yaralayıcı. Lütfen biraz ciddiyetle bakalım meselelere. Türkiye'deki binlerce, milyonlarca kadının hayat hikâyesinden bahsediyoruz ya, bu böyle dalga geçilecek bir konu değil. Ben bu konuyu artık kapatıyorum. Biz zaten teklif sahibiyiz, bir an evvel şu maddeleri oylayalım, gidelim Sayın Başkan yani.