FARUK BAL (Konya) - Bu durumda ben CHP'yle çatışmaya gireceğim.

BAŞKAN - Girme be, girme, boş ver, ikiniz de muhalefetsiniz, bence girmeyin. İktidar varken girmeyin bence çatışmaya yani. Çatışmaya girmeyin, istemem, rahatsız olurum.

FARUK BAL (Konya) - Rıza Bey, devletin adını değiştirmek gibi bir niyette olan hiç kimse yok burada, ben de değilim. Ben bu devleti sizden daha çok sever ve ilelebet olmasına sizden daha çok inanırım. Şimdi bunu bilelim...

Şimdi bu teklif üzerinden bir tartışma yapıyoruz, değil mi? Teklifte de diyor ki: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmî adı" Ben de diyorum ki: Anayasa'nın 1'inci maddesinde devletin adı ne kardeşim? Siz Anayasa'yı okudunuz, beraber de çalıştık. Burada diyor ki: Devletin adı, "Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir." Cumhuriyet olarak siyasi rejimini tarif ediyor. Ama bu Anayasa'nın başlangıç kısmında "Türk devleti" diyor, bir başka yerinde "Türkiye devleti" diyor; tartıştığımız bu.

BAŞKAN - Hepsine cevaz veriyor demek ki Anayasa, tercihi bize bırakmış.

FARUK BAL (Konya) - Bu 3 tanım 1982 İhtilal Anayasası'nda çelişik 3 tane tanımdır. Bu çelişik 3 tanımdan 1'ini alan teklif amacına uygun bir şekilde millî ve manevi değerleri yansıtacak bir arma yapmaya müsait değil çünkü (2)'nci fıkrasında diyor ki: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin" diyor, yani "1923'ten sonraki devletin" diyor. Biz de diyoruz ki: Bu devletin, bu milletin armaya yansıyacak olan değerleri tarih sahnesine girdiği andan itibaren insanlık evrensel değerine yaptığı bütün pozitif katkıları ve bizi üzen, bizi yasa, kedere sevk eden olayları da yansıtması lazım. Dolayısıyla bu yönü itibarıyla bir tartışma ama sizin de ifade ettiğiniz gibi devletin adını tartışan hiç kimse yok. (Karşılıklı konuşmalar)

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - "Cumhuriyet" olmadan bir anlamı yok.

FARUK BAL (Konya) - Ali Bey, bakın, başlangıçta -benim konuşmamı dinlemediniz galiba- AKP'nin yapmış olduğu uygulamaları, 19 Mayıs itibarıyla, 23 Nisan itibarıyla ve 29 Ekim itibarıyla gençlerimize, çocuklarımıza ve milletimize armağan edilmiş bayramları örseleyen, değersizleştiren, itibarsızlaştıran hâllerini izah ettik ve dedik ki: Bu arma...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Biz de dedik ki değerlerimizle hiçbir problemimiz yok. Neye itibar ediyorsunuz?

FARUK BAL (Konya) - Bir dakika. Bütünlük bozulmasın.

Bu arma cumhuriyetin temel nitelikleriyle çelişen bir arma olmasın, "Yeni Türkiye" adı altında kişilere ve partilere referans olabilecek bir arma olmasın. Dolayısıyla bizim söylediğimizi yanlış anlayıp, yanlış değerlendirip, medyaya yanlış bir mesaj göndermek doğru bir davranış değildir.

BAŞKAN - Şimdi 1'inci madde konusunda başka söylenecek bir laf var mı?

FARUK BAL (Konya) - Var, çok.

BAŞKAN - Ne var? Söyle.

FARUK BAL (Konya) - Benim ifade ettiğim hususlar açıklığa kavuşmadı.

BAŞKAN - Hayır, kavuştu, şöyle kavuştu: Şimdi söylediğin konuda benim gördüğüm ana damar "'Türkiye devleti' densin, 'Türkler' densin." diyorsun. Efendim, bir bu var. Tamamı da bu. Ben de diyorum ki: Cumhuriyet Halk Partisinin demin de dediği gibi Anayasa'da 3 ifade de geçiyor. "Türkiye Cumhuriyeti devleti" artık çok kullanılır hâle geldi. Bence de doğrusu bu artık. Dolayısıyla da genel kabul görmüş bir ifade. Benim kanaatim de bu yönde. Başka ne yapabiliriz? Yani bunun dışında...

FARUK BAL (Konya) - Bu gerekçe Sayın Başkanım, sizin maydanoz gerekçesine benzedi.

BAŞKAN - Ne maydanozu? Geçti o ya, çok gerilerde kaldı, 2004'te o ya! O Ceza Kanunu'ndaki maydanozdu, o başka.

FARUK BAL (Konya) - 2004 değil, daha sonra.

BAŞKAN - O ne ya? O nereden çıktı? 2'nci maydanoz vakası yok, 1 maydanoz vakası var, o da 2004'teki görevi kötüye kullanma suçuyla alakalı olan maddeydi.

FARUK BAL (Konya) - Bu bir maydanoz gerekçesi oldu. Bu Anayasa'nın 1'inci maddesine uyumsuz olduğu gibi, aynı zamanda teklifin ruhuna aykırı.