| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 19 .07.2018 |
RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Şimdi, teklifin geneli üzerinde belirttiğimiz gibi, bu düzenleme, Sayın Başkan, olağanüstü hâlin üç yıl daha uzatılmasını öngörüyor. Bu çok net, açık. Bu durum eğer olağanüstü hâl kaldırıldıysa hem kişilerin hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması hem de savunma hakkının ve adil yargılanma hakkının kısıtlanması açısından Anayasa'mıza, Ceza Muhakemesi Yasamıza, evrensel hukuk ilkelerine ve tarafı olduğumuz sözleşmelere açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Sayın Başkan, siz hâkim kararıyla uzatılabileceğini söylediniz ama Anayasa'nın 19'uncu maddesi çok açık. Hatta bu konuda yorum yapmaya bile gerek yoktur. Kırk sekiz saat ve dört günlük sürelerin sonunda diyor ki: "Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz." "...dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır." Bu, şeyden önceki cümle. Şimdi, burada "Hâkim kararı olmadan kimse hürriyetinden kısıtlanamaz."ın anlamı, dört gün içerisinde hâkim önüne çıkarılacak, hâkim ya tutuklayacak, hürriyetini kısıtlayacak ya serbest bırakacak, sen tutamayacaksın. Bunun anlamı, o cümlenin anlamı budur. Hemen o cümleden sonra çok açık olarak "Bu süreler olağanüstü hâl ve savaş hâllerinde uzatılabilir." Başka türlü bu sürelerin uzatılma imkânı yoktur. Bu nedenle, bu düzenleme Anayasa'nın 19'uncu maddesine açıkça aykırıdır. Bu konuda değerli vekillerimiz de görüşlerini belirttiler.
Yine, Sayın Başkan, bundan sonraki (b) ve (c) bentlerindeki düzenlemeler tamamen savunma hakkının ve adil yargılanma hakkının elinden alınması sonucunu doğuracak düzenlemelerdir. Hepimiz biliyoruz Sayın Başkan, siz de çok iyi bilirsiniz. Özellikle toplu olarak işlenen suçlarda kolluk kuvvetleri uzun süren bir takip yapar, delil toplar, eğer gözaltına alınmasını gerektirecek kuvvetli bir suç şüphesi tespit ederse gözaltına alır. Özellikle bu olağanüstü hâl dönemlerinde gözaltına alır; bir hafta, on gün tutar, hiç görüşmez, hiçbir şey sormaz, ifadesine başvurmaz. Bir gün sonra adliyeye sevk edecekler, bir gün önce ifadesini alır. Hatta öyle ki Sayın Başkan, eylemini söylemez, sadece, örneğin "FETÖ üyesisin." der, "şu suç örgütü üyeliğinden" der, sadece onu söyler, fiilî eylemlerini bile anlatmaz, ertesi gün adliyeye çıkarır, hâkim tutuklar ya da serbest bırakır. Ancak o süreç içerisinde kolluk kesinlikle o şüphelinin lehine delil toplamaz. Oysa bu sürelerin uzatılmasının amacı, lehine ve aleyhine bütün delilleri toplayabilmesini sağlamaktır ama bu yol hiç yapılmamıştır. Şu anda hâlâ yapılmıyor, lehine bir tek delil toplanmıyor. En son bu FETÖ soruşturmalarıyla ilgili gördük. Hatta tutuklandıktan sonra üç beş ay lehine delil toplanmadı. Üç beş ay sonra tarafın ya da müdafilerin ısrarı üzerine üst üste verdikleri dilekçede... Biliyorsunuz, bir de gizlilik kararı olur bu organize suçlarda ya da suç örgütlerinde. Araştırmaya girerler, "Evet, suçsuz olduğunu tespit ettik." derler, bırakırlar ama üç ay yatmıştır yani üç ay sonra lehine delil toplanmıştır.
Bu nedenle, bu düzenlemedeki dört gün makul bir süredir. Bunu sekiz güne, on iki güne çıkarmak, tamamen hem savunmanın kısıtlanması açısından hem de adil yargılama açısından biraz önce belirttiğimiz hem Anayasa'ya hem diğer yasalara aykırılık teşkil eder. Bunun için bu teklifin geri çekilmesini talep ediyoruz.