ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Uygulamada hâkim kararıyla yapılabilecek işlerde CMK'nin 134'üncü maddesine göre "gecikmesinde sakınca bulunan hâller" denilip cumhuriyet savcısına aynı yetki veriliyor. Burada hâkimin devre dışı bırakılması, bir nevi, Adalet Bakanlığına bağlı savcıların tarafsız, adil ve bağımsız bir şekilde karar verememe şüphesini kişilerde uyandıracağı için hâkim kararının buradan çıkarılması hukuk devletine, adil yargılanmaya ve savunma hakkına olan inancı sarsacaktır. Çünkü zaten hâkim ve savcılarımız aynı adliyede olduğu için gecikmesinde sakınca bulunan hâller de söz konusu olmaz, hemen hemen çoğu aynı katlarda veya yan bloklarda. Bu nedenle, bu değişikliğin yapılması hem Anayasa'ya aykırı hem de hukuki güvenlik ilkesini zedeleyecek.

Ayrıca, bilgisayar kütüklerinin alınmasından burada bahsediyoruz aslında. Özellikle, uygulamada kolluk kuvvetleri, adli kolluk, polis bilgisayarların imajını alıyor veya cep telefonlarını alıyor, hâkim kararı olmadan bunlarda çözümleme yapılamıyordu. Yani kişilerin temel hak ve hürriyetlerinden olan haberleşme özgürlüğü ve diğer hürriyetleri hâkim kararıyla Anayasa gereği sınırlandırabilecekken biz burada özellikle "hâkim" ibaresini çıkardığımız zaman -teklif metnine göre- hâkim kararı olmadan sizin, benim, vatandaşın, istediğinin bilgisayarlarındaki, telefonlarındaki her tür kaydın imajı alınacak. İmajı alındığı anda, bunların imajı alınması hâlinde çözümlemeleri yapılacak, çözümlemeleri yapıldığı anda -aşağıda, teklifte var- yirmi dört saat sonra imha edilecek. O yirmi dört saat içinde 24 bin kere el değiştirir bu kayıtlar. Bizim, insanların hukuki güvenliğini sağlamamız lazım. 15 Temmuzda gördük hain FETÖ terör örgütünün yaptıklarını, hangi şantaj için neler kullandıklarını. Şu an adliyeye intikal etmiş başka bir gruba yapılan baskında, polis operasyonunda elde edilen deliller de gösteriyor ki aynı yöntemle şantaj yapıyorlar.

Biz burada açık kapı bırakmamak zorundayız. Bu nedenle "hâkim" ibaresi kaldırılmamalıdır. Özellikle, "gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde" cumhuriyet savcısına bizatihi, tek başına yetki verilmemelidir.

Bir de yine şurada "işlemin uzun sürecek olması hâlinde" ibaresi ekleniyor. İşlemin uzun sürecek olması da kime göre, neye göre, kaç dakika, kaç saniye, kaç saat belli değil; bu nedenle, aslında çok muğlak ifadeleri olan, sayın vekillerin de belirttiği gibi Anayasa'ya aykırı bu düzenlemenin hukuki güvenlik ilkesini de zedelememesi anlamında teklif metninden çıkarılmasını öneriyorum.

Teşekkür ederim.