| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 23 .07.2018 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben açıkça söyleyeyim: Sayın Müsteşarın konuşmasını ve Sayın Muş'un konuşmasını dinleyince dehşete düştüm. Şöyle ki: Her şey dolarlarla bahsediliyor, "Para gelecek, para gelecek." Yani, oysa "sağlık" dediğimiz alan kutsal bir alan, yani insanın sağlığından bahsediyoruz ve öncelikle vatandaşlarımızın sağlığını gözetmemiz gerekiyor. Tabii ki yurt dışından buraya gelenler de hizmet almak isterlerse bu hizmet verilebilir ama vatandaşımızın sağlığını öncelememiz gerekir. Ve onu ticarileşme... O vahşi kapitalizmin her alana daldığı gibi sağlık alanına da dalıp her şeyi paralarla, dolarlarla ölçen bir anlayışın sağlık alanına bulaşması büyük bir hastalıktır ve o hastalık bünyeyi sarmıştır, bütün sağlık alanını sarmıştır; bunda da en büyük müsebbip AKP iktidarlarıdır. AKP döneminde sağlık... Ticarileşme pompalandı, pompalandı, pompalandı; kamu hastaneciliği, kamusal sağlık hizmeti büyük oranda darbeye uğratıldı, tahrip edildi büyük oranda ve geriye elimizde... Geçmişte çok ciddi üniversite hastanelerimiz vardı; çok ciddi anlamda bilim üretirlerdi, öğrenci yetiştirirlerdi, değer üretirlerdi; şimdi o üniversite hastanelerinden geriye hiçbir şey kalmadı. Kamusal hizmet verilirdi. Evet, pek çok sıkıntı da vardı, bunu kabul ederek söylüyorum ama dolarlar, paralar konuşulmazdı. Bütün dünyadaki bu...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir tane örnek verebilir misiniz?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Benim sözümü kesmeyin lütfen. Sizin sözünüz var, söz size geldiğinde konuşursunuz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ama şey yapın yani...
BAŞKAN - Sayın Çelebi, lütfen, rica ediyorum.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sınıfın yaramaz çocuğu gibisiniz ya, vallahi billahi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Kim?
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Lütfen, zamandan çalıyorsunuz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, insicamı niye bozuyorsunuz?
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Her zaman siz varsınız ya, her zaman ama yani.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir tane örnek versin.
BAŞKAN - Sayın Çelebi, lütfen...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Örnek versin yani.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sınıfın yaramaz çocuğusun.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hayır, bak, doğru değil. AKP diyor... Her şeyi eleştiriyor ama bir tane örnek vermiyor.
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade eder misiniz.
Sayın Çelebi, bakın, şimdi söz sizde.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir tane örnek alalım ondan ya...
BAŞKAN - Sayın Çelebi...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yurt dışından misafir geliyor, burada herhangi bir...
SALİH CORA (Trabzon) - Müzakere yapılıyor.
BAŞKAN - Arkadaşlar... Sayın Çelebi... Sayın Cora...
SALİH CORA (Trabzon) - Müzakere yapıyoruz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Onu da söylesin.
BAŞKAN - Sayın Cora, Sayın Çelebi, lütfen, müsaade edin ya.
Sayın Çelebi, bakın, Sayın Paylan'dan sonra söz sırası sizde. Size verdiğimde siz ne söyleyecekseniz söyleyin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani, ne söyleyip söylemeyeceğimi size sormayacağım. Siz söyleyeceklerinizi söyleyin, ben de söyleyeceklerimi söyleyeyim. Takdir sonuçta Komisyonun olacak.
BAŞKAN - Evet, Sayın Paylan, devam edin lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, insicam da bozuluyor tabii ki böylece, nerede kaldığımızı da unutuyoruz.
Şimdi, şöyle: Bu ticarileşme meselesi bir hastalıktır ve bu hastalığa maalesef... Kamusal hastanelerdeki şartlar gerçekten iyi değildi; doktorların, sağlık emekçilerinin elde ettiği gelirler iyi değildi ve özel alan açıldı, ona o pompalandı ve orada çok daha iyi imkânlar sunuldu doktorlara, sağlık emekçilerine ve böylece ciddi bir akış oldu oraya doğru; yani bizim devletimizin yetiştirdiği ciddi bir beşerî sermaye diyeceğim buna. Yani oradaki insan topluluğu, oradaki birikim, yüzyılın birikimi özel sektöre altın tepside sunuldu. Canım doktorlar, işte, orada, üniversite hastanelerinde diyelim ki 5 bin lira alıyorken dediğiniz gibi öbür hastaneler 50 bin lira teklif ettiler ve bunun önüne geçilmedi, geçilemedi. Tam Gün Yasası çıkarıldı; bu, daha da hızlandırdı. Sayın Recep Akdağ burada oturdu, Tam Gün Yasası'nı öyle ballandıra ballandıra anlattı ama o yasayı çıkarırken gerekli tedbirler alınmadığı için... Yani, sen bir insanı bağlamaya çalışıyorsun, adam kaçmaya çalışıyor ama nasıl tutacağınla ilgili tedbirleri almadığın için kamusal alandan daha büyük bir boşalma oldu ve oradaki, dediğim gibi, o kurumlar büyük oranda tahrip edildi. Şimdi, bunu yani kamusal sağlık hizmetini nasıl tamir edeceğimizi, nasıl tekrar ihya edeceğimizi düşünmek gerekirken, tabii ki sonuç olarak Sağlık Bakanımız bir sağlık kurumunun patronu olunca buna daha da gaz verilen önerilerle, daha başlarken bunlarla karşılaşıyoruz. Sağlık Bakanımız tabii ki bir sağlık kurumunun başındaki patron ve orada, sonuç olarak, kamusal alanın yetiştirdiği o sağlık emekçilerinden büyük oranda transferlerini yapmış durumda bu on beş yıllık süreç dâhilinde; diğer kuruluşlar da, tabii, bunları yaptılar ve oralarda bir ihya edilme durumu var. Ve şimdi Ahmet, Mehmet daha iyi hizmet beklerken deniyor ki: "George'a, Hans'a biz ameliyat yapacağız. Onlara da, efendim, 15 bin dolara ameliyat yapacak, yüzde 50'sini doktora vereceğiz." Ya, Allah'ınızı severseniz, siz doktorlara bu imkânları bu şekilde sunmayı... Yani, bu cezbedecek bir şeydir tabii ki; maalesef bu dünyada yani bu kapitalist dünyada bu cezbeden bir şey. On binlerce dolarlık gelirler elde edeceği bir imkân sunarsanız o doktoru nasıl kamu alanında tutacaksınız? Yani, sonuç olarak verilen imkânlar belli, ortada.
BAŞKAN - Sayın Paylan, toparlayalım lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değer yargılarını bu çerçevede ortaya koyarsak; her şeyi para pul ve dolarla, özellikle 4,80 olan dolarla ortaya koyduğumuz zaman sizin vereceğiniz 3-5 bin, 7 bin, 10 bin lira olan maaşların bir anlamı kalmaz. Mesele, o mesleğin kutsallığını, o mesleğin kamusal alanda bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına öncelikli olarak verilmesi anlayışını esas almak; daha sonra, Türkiye dışından gelen insanlar da varsa bunlara bu hizmetin sunulmasını esas almak lazım. Yani, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını önceleyen ve kamusal, ücretsiz sağlık hizmetini önceleyen bir anlayışın esas alınması lazım.
Sayın Müsteşar bir cümle daha etti, "USHAŞ anlaşmalar yapacak." dedi. Yani, bir anonim şirket anlaşmalar yapacak, Ukrayna'dan, Londra'dan, şuradan buradan hastalar getirecek buraya ve ondan sonra Ahmet, Mehmet de bekleyecek ki "O doktordan bana sıra gelsin, ben de ameliyat olabileyim." Açıkça söyleyeyim: Burada, Milliyetçi Hareket Partisi, AKP "millî, yerli" diye kampanyalar yapıp vatandaştan oy aldılar. Şimdi, bakıyorsun, hemen dakika bir, George'a, Hans'a göre böyle düzenlemeler yapılıyor.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Paylan, sağ olun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Açıkça söyleyeyim: Sağlığın ticarileşmesini reddediyoruz.
BAŞKAN - Sayın Paylan, son cümlenizi alayım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ücretsiz, kamusal sağlık hizmetleri anlayışının esas alınmasını desteklememiz gerekir.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ve buna uygun, bunu esas alan düzenlemeler yapıp yanında bununla ilgili düzenlemeler yapılırsa belki bu anlayış esas alınabilir.