| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 23 .07.2018 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli üyeler; merhabalar.
Ben bu teklifi Sayın Müsteşardan dinlerken sanki yeni bir hükûmetin yeni bir Müsteşarıymış gibi... On altı yıldır Türkiye'deki sağlık politikalarını yöneten bir bakanlık söz konusu. Yani kamudan özele çok gidiş varmış. "Artık kamuda kimseyi tutamıyoruz, kamuyla baş edemiyoruz. Bunun dayanışmasını getirmek lazım." deniliyor. Bu politikaların tümüyle uygulaması bu on altı yıl boyunca yapılan politikalardır ve USHAŞ'a tanınan haklar kamunun hiçbirisine tanınmamaktadır.
Şimdi, düşünebiliyor musunuz, Türkiye'de bir sağlık kurumunun reklam vermesi yasak. Sayın Müsteşar, ceza vermiyor musunuz? Burada, bu yönetmelikte bunlar dışarıda reklam verebilecekler ve düşünün, ben Hakkâri'de yaşıyorum, Batman'da yaşıyorum, Afyon'un bir köyünde yaşıyorum, Yozgat'ın bir köyünde yaşıyorum; bir kanser hastasıyım veya sizin dediğiniz şekilde başka bir hastalığım var ve yeşil kartım var. Ulaşım, gelmek bir dert Ankara'ya, İstanbul'a ve orada reklam veriliyor, "en iyi hekim", siz diyorsunuz ya "iyi hekim." Kötü hekim mi vardır? Bütün hekimler iyidir. Bir: Bunu düzeltelim yani "iyi" dediğiniz ne? Bütün hekimler iyidir. O zaman yani Afyon'un köyünde biz niye mecburi hizmet koyuyoruz, Yozgat'a niye mecburi hizmet koyuyoruz, Batman'a niye mecburi hizmet koyuyoruz, diğer hekimlere niye haksızlık yapıyoruz? Bir: Burada tümüyle çalışma ortamını hem hekim ve sağlık çalışanları arasında bozmuş oluyoruz hem de tümüyle paraya endeksli, dövize endeksli bir hizmet getirmiş oluyoruz ve kendi vatandaşlarımız arasında, bir parti "adalet" demekte, "adil" demekte, en adil olmayan şeyi uygulamaya sokuyoruz. Bir kere bundan uzak durmamız lazım.
İki: "Hekimler yurt dışına gidiyor." Bir sayı var mı elinizde, kaç tane hekim yurt dışına gidip hizmet verdi? Bu sayı bize verilse, biz bilsek. Benim bildiğim, hiçbir hekim gitmek istemiyor, ülkesini seviyor ve Türk Tabipleri Birliği yöneticileri burada, sendikalar burada, gerek hekim ve sağlık çalışanları gerçekten bu ülkede mecburi hizmet olsun olmasın hizmet vermekten onur duymaktalar. Ben kendim de hekimim, uzun süre de bu konuda çalıştım ve gerçekten ülkenin neresinde olursa olsun, en ücra köşesinde bir hizmet verilirken çocuğundan büyüğüne, yaşlısından gencine, kadınından en yaşlı ninemize hizmet verirken ellerinden öperek veriyoruz, yanaklarından öperek veriyoruz ve bundan onur duyuyoruz. Fakat bugün getirdiğimiz şeyde, Türkiye'deki bütün çalışma ortamını bozmuş oluyoruz. Neden? İç huzurumuzu bozmuş olacağız. A hekimi 15 bin dolar para alacak. Peki, diğer hekimler? Ve siz sözde kamudan özele gidişi durdurmaya çalışıyorsunuz. Daha beter özendirmiş olacaksınız ve baş edemeyeceksiniz.
Ve bu hükûmetler genelde bir şeyi çıkardığında iki yıl sonra bunu eleştirmekte ve değiştirmeye kalkışmaktalar. Yani, şimdi, bu on altı yıllık süreçte, tıp eğitiminin geldiği süreci gördüğümüzde, siz iyi hekimlikten söz ediyorsunuz, neredeyse her ile tıp fakültesi açtık. Sonra da "Niye iyi hekimler yetişmiyor?" diyoruz. Hastane yok, tıp fakültesi var. Bütün bu sorun, tümüyle sağlığı -arkadaşlarımız da dile getirdi, bir ekip hizmeti- sadece hastalık olarak ele aldığınızda, tekil olarak aldığınızda, tek bir hizmet ve tek hekim odaklı aldığınızda hiçbir yere gidemeyiz. Bu sağlık hizmeti ekip hizmetidir, sağlık hizmeti önce insanların hasta olmaması için ortam yaratmaktır ve sadece parası olana sağlık hizmeti sunduğumuzda ülke içindeki hizmeti bozmuş olacağız. Bütün bunlara dikkat etmemiz lazım.
Bir taraftan da Türkiye'de bir sağlık kurumuna veya bir hekime herhangi bir vatandaş veya bir kurum hastayı yönlendirdiğinde cezası var, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası var ki bu, memursa bu daha da kat kat artıyor. Burada biz şirket kurmuş oluyoruz, aracı şirket kuruyoruz ve yetki veriyoruz. Şimdi, aracı şirket, evet, yurt dışı hastalar için görünüyor, yarın öbür gün yurt içinde de bu tümüyle vatandaşlar arasında bir huzursuzluğa ve nedensizliğe yol açacaktır.
Sonuçta, bunu çok uzatabiliriz ama bu hizmet ülkedeki sağlık çalışanlarındaki, sağlık hizmetindeki iç barışı bozacak, huzuru bozacak, tümüyle paraya endeksli olan şey... Vatandaşlarımız arasında hâlâ yeşil kart verdiğimiz insanlar var. Yeşil kart demek bu insanlar belli bir ücretin altında para alıyorlar. Şimdi, bu yeşil kartlı hasta eğer kanserse ve bir yere ulaşamıyorsa bunun vebalini kim ödeyecek?
Yani bütün bunlara bir düzenleme yapılması lazım. Bütün üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin, bütün siyasi partilerin üstünde, hep beraber üstünde tartışıp en makul neyse onun ortaya çıkartılması lazım.
Teşekkür ediyorum.