KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, şimdi, bu maddeyle ilgili, Kanal İstanbul ve benzeri kanal projeleri dendiği için Kanal İstanbul'a değinmeden geçemeyeceğiz, onun üzerinde biraz konuşmak lazım.

Uzunca bir süredir zaten, ülkemizde baktığımız zaman, yani bilimsel bilgi ve bilimsel planlama kavramları bir kenara itilmiş ve projeler üzerinden yatırımlar yapılmakta, projeler üzerinden ülke yönetilmekte. Kanal İstanbul da işte böyle bir proje. Biraz önce Sayın Muş'un söylediği gibi, daha henüz ÇED raporu bile sürmekte olan, işte ekolojik dengeye olan etkisiyle ilgili raporların bile çıkmamış olduğu bir proje üzerine bir yap-işlet-devret modelinin getirilmesi öngörülüyor bu kanunda.

Bugüne kadar yani hiçbir uzman çalışması olmamış, ortaya projenin tam olarak nerede yapılacağı koyulmamış, böyle gizlilik içerisinde, kapalı kapılar altında bir şeyler yürüyor. Bizim bir bilgimiz yok. Bizim bilgimizin olmadığı bir proje ve benzeri projeler için biz şimdi burada bir modeli onaylayacağız, yap-işlet ve devret.

Evet, Sayın Başkan ve sayın üyeler; yap-işlet-devret modeliyle ilgili konuya geçmeden önce biraz İstanbul'dan bahsetmek istiyorum. Herkesin bildiği gibi, İstanbul deprem tehlikesi altında bir şehirdir, deprem yaşamıştır ve bugüne kadar da maalesef depreme hazırlık süreci yeterli boyutta yapılmamıştır, hâlâ bu konuda İstanbul'da gelecekte öngörülen depremlere yönelik yeterli önlem alınmamış yani hazır hâle getirilmemiştir. Kontrolsüz plan ve yapılaşmalar devam etmekte, İstanbul'un ekolojik dengesi bu kontrolsüz planlama ve yapılaşmalardan dolayı bozulmaya devam etmekte, bir ısı adası oluşması, hava kirliliğinin artması, bugünlerde ve geçmişte yaşadığımız gibi her an sel ve su baskınları altında, risk altında olan bir şehirden bahsediyoruz biz ve bu şehirde, tabii, böyle bir büyük projeden bahsediyoruz.

Şimdi, ekonomik olarak ülkenin içinde bulunduğu duruma baktığımız zaman, Kanal İstanbul'un inşaat sektörünün canlanmasıyla ekonomiye bir canlanma getireceği ortada. Böyle bir öngörünün olduğu zaten çok açık görülüyor. Ancak bu projenin şehre de ne kadar büyük bir yük getireceği ortada. Çok fazla burada detaylarına tabii ki girmeyeceğim çünkü üzerinde çok uzun uzun konuşulması gereken konular bunlar. Yani nasıl yapılaşmayı artıracağı... Örneğin İstanbul nüfusunun Kanal İstanbul Projesi bittikten sonra 25 milyona çıkması öngörülüyor. İstanbul bu büyüklükte bir nüfusla nasıl baş edecek? Önce bunun da bir görüşülmesi, bunun tartışılması gerekiyor projenin yapım modelinden önce. Neden olacağı ekolojik zararlar, inşa sürecinin şehirde yaratacağı tahribatlar; bunların uzun uzun tartışılması gerekiyor. Sırf hafriyat kamyonlarının bile şehirde yaratacağı terörün konuşulması gerekiyor. İstanbul'da bugün hafriyat kamyonları cinayet kamyonlarına maalesef dönüşmüş durumda bu devasa büyük projeler yüzünden.

Bir taraftan da baktığımızda 1992 yılında imzalanan Bükreş Sözleşmesi ve 2011'de yürürlüğe giren Karadeniz Biyolojik Çeşitlilik ve Peyzajın Korunmasına İlişkin Protokol uyarınca proje sadece İstanbul'u değil, Trakya'yı ve Karadeniz'e kıyısı olan ülkeleri de etkileyecek. Yani bu, aslında bizim tek başımıza Karadeniz ile Marmara'yı bağlamak için alacağımız bir karar değildir, etkilenecek olan paydaşların görüşlerinin alınması gerekiyor. Yani daha yürüyecek çok yolumuz var.

Şimdi, yani üzerine daha çok söz söyleyebiliriz tabii bunların ama yani burada bunun bir yap-işlet-devret modelinin tartışılıyor olmasını da ben çok yadırgıyorum. Baktığım zaman aslında uygulanmaya başlandığından beri patlamış bir yöntemden bahsediyoruz. Bugüne kadar yap-işlet-devret modeliyle uygulanmış olan projelerin ülke ekonomisine, özellikle vatandaşların üzerine ne kadar büyük yük getirdiği ortada. Özellikle tünel ve köprülerde, yollarda araba geçişleriyle ilgili verilen garantiler bu yükü vatandaşın üzerine ciddi anlamda yüklemiş durumda.

Tabii, bu modelin şöyle bir artısı var, onu da belirtmeden geçemeyeceğiz, kamu borçlanmasında görünmediği için, devlet tabii ki kendi cebinden para harcamadığı için şekil olarak bütçemiz iyi görünmeye devam etmekte bu tür projelerle.

Şimdi burada henüz olmamış bir proje üzerinden yap-işlet-devret modelinin işletilmesiyle ilgili bir maddenin ben görüşülmesini bile tuhaf buluyorum. Açıkçası bizim de önerimiz olarak yani bu maddenin çıkarılmasını öneriyorum ben, böyle bir maddenin. Daha sonra proje netleştiğinde, proje netleştikten sonra, eğer netleşirse bu çekincelerimiz doğrultusunda üzerinde tekrar konuşuruz ve ne modelle yapılması gerektiğini tekrar tartışırız ama bu bugünün konusu değil Sayın Başkan. Bu konu lütfen dikkate alınsın ve bu madde çıkarılsın.