KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi, bu maddeye şöyle bir baktığımız zaman gerçekten çok sorunlu olan maddelerden bir tanesi de bu. Dolayısıyla, şimdi OHAL'in ilan edilmesiyle, olağanüstü hâlin ilanına neden olan yapının dışında bu durum maalesef bir fırsata çevrilmiş ve sınırı haricinde ne kadar muhalif, devrimci, demokrat olan kişi varsa, kamuda çalışan personel varsa hepsi ihraç edilmiştir. Öte taraftan, fırsata çevrilen bu olağanüstü hâl rejimi sendikaya yakın olanlar, öğretim elemanları, profesörler, ne kadar muhalif kesim varsa hepsi kamudan ihraç edildi ve gerçekten de bu ortam çok ciddi bir şekilde kötüye kullanıldı. Dolayısıyla bunların hepsinin dava yoluyla geri dönme, hak aramaya ilişkin olan çabaları da mevcut olan bu 19'uncu maddeyle de ortadan kaldırılmak istenmektedir.

Şimdi, burada bu maddeyle şöyle bir baktığımız zaman bir tanesi şudur: Şimdi Anayasa 36'ncı madde adil yargılanma hakkını getirmektedir. Adil yargılanma hakkı aynı zamanda Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin de amir hükümlerinden bir tanesidir, 6'ncı madde.

Şimdi, bu kişilere mahkeme kararıyla göreve dönme hakkını tanıdığınız hâlde yargı yolunun kapatılmış olması Anayasa'nın 36'ncı maddesine aykırı olduğu gibi Anayasa'nın 125'inci maddesine de çok aykırı bir durumdur. İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı zarara uğrayan birey veya kuruluşların idare tarafından karşılanmasını hüküm altına alan önemli haklardan bir tanesidir. Şimdi, kişi zarara uğradıysa ve bu zarar da eğer mahkeme kanalıyla, mahkeme yoluyla bunu elde edemiyorsa bu da ciddi bir hak ihlali demektir. Bu mevcut olan düzenlemenin yürürlüğe girmesi hâlinde açık bir şekilde bu olayın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin huzuruna gideceği de net bir durumdur. Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin huzuruna gittiği zaman birkaç husustan Türkiye'nin mahkûm edileceği de şüphe götürmeyecek bir durum.

Şimdi, birkaç madde önce 17'nci maddede, 18'inci maddede de dostane çözümü içeren maddeler vardı. Şimdi bu kanun teklifini bir bütün olarak ele aldığımız zaman, bir taraftan Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde sicili bozuk bir ülke olmaktan çıkarma çabası, birkaç maddeyle bunlar dile getiriliyor. Diğer taraftan da Türkiye'yi gerçekten yoğun bir davayla karşı karşıya bırakma yönünde bir madde teklifi var, 19'uncu madde.

Şimdi, bu kanunu bir bütün olarak ele aldığınızda da kendi içinde çelişkiler olduğu açıktır yani bu çelişkidir. Bu öneriyi getiren kişilerin bu çelişkiyi bir defa düşünmeleri gerekir ve bunu da bu komisyon önünde açıklamaları gerekmektedir. Biraz evvel giriş kısmında hocamızın da belirtti gibi, maalesef, bu komisyonun şu andaki çalışma şekli ve çalışma biçimi bizim sadece düşüncelerimizi ifade etmekten başka bir tarafa gidememektedir. Biz, kaygılarımızı dile getiriyoruz. Biz, uygulayıcılar olarak -burada çoğunlukla hukukçular var- Türkiye'nin karşı karşıya geleceği tazminatlar, sicilinin bozuk olma ihtimali zaten var, bunun daha da artırılabileceği bir kanun maddesine "evet" demenin mümkün olmadığını düşünüyoruz ve teklife destek verecek olan sayın milletvekillerinin de bir kez daha düşünmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bunun gerçekten bir oylamayla geçirilebilecek bir madde olmadığını çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Bunu bir kez daha düşünmelerini ve en azından adil yargılanma, insan hakları açısından ve kişinin kendi hakkını mahkemeler huzurunda arama hürriyetinden yoksun bırakmama açısından bu maddenin geri çekilmesini teklif ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.