ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Başkanım, son bir söz alayım, çok kısa, tamamlayacağım. Başörtüsü tartışmasını uzunca bir süre yaparız, bitecek bir tartışma değil çünkü.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hayır, niye bitirmiyorsunuz?

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bir saniye... Bir saniye... (Gürültüler)

Ya bir saniye lütfen Sayın Altay, rica ediyorum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Buradan bir şeyler mi...

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bakın Engin Bey...

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Burada ben başlatmadım tartışmayı.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Engin Bey, bakın, siz dediniz ki "Benim annem başörtülü." Ben de diyorum ki: Benim annem de başörtülü değil.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Olabilir.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Tamam işte.

Melese şu: Bu tartışmayı açan sizsiniz, siz açtınız bu meseleyi. Burada ben çok net bir şekilde şunu ifade ediyorum, "Demokrasi ortak değerimizdir." diyorum, hâlâ bana diyorsunuz ki "Grup başkan vekili desin ki 'Hep beraber yapalım.'" Zaten öyle söylüyorum. Demokrasi size ait bir değer değildir sadece, adalet arayışı sadece size ait bir değer değildir, bu Mecliste bulunan bütün partilerin ortak değeridir, öyle varsayıyoruz, ben öyle varsayıyorum. Hepimizin bir demokrasi arayışı var, adalet arayışı var; o yüzden lütfen söylemediğim şeyi söylemiş gibi ifade etmeyiniz. Başörtüsü meselesini sizin idrak etmeniz imkânsız, yaşamamışsınız, anlayamazsınız. Bu konuyu senelerce konuşacağız. Ben bu ülkede başörtülü adam olabilen, yemin eden ilk milletvekillerinden bir tanesiyim ve bu da sizin o beğenmediğiniz on altı yıllık iktidarın neticesindedir. Kaldı ki daha dün seçimden geçtik, milletin de kimi beğendiğini gayet iyi gördük.

Teşekkür ediyorum.