KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları, sivil toplum kuruluşları, meslek odalarının değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum tekrar. Yeni dönemimizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Yeni dönemde Sayın Muş anladığımız kadarıyla Hükûmetin görevini üstlenmiş vaziyette. Bundan sonra kanun tasarısı değil de Hükûmetten gelen teklifler Sayın Muş tarafından imzalanacak ve burada savunulacak. Kendisi geçen dönem de askerlik kanunuyla ilgili güzel bir savunma yapmıştı. Yine aynı başarıyla devam edeceğini düşünüyorum ama sadece Sayın Muş'la olacağını da düşünmüyorum bu işin çünkü eğer hükûmetten alındı, bundan sonra kanunlar milletvekilleri tarafından çıkarılacak diyorsak bütün milletvekillerinin bu tür teklifler vermesi ve buraya oturuyor olması gerekir. Geçen dönem biz Plan ve Bütçe Komisyonunun bu bakımdan daha teçhizatlı olması gerektiğini, daha iyi bir mevzuatla çalışması gerektiğini savunuyorken bu dönem çok daha zayıf bir şekilde kanun çıkaracağımızı görüyorum, üzülüyorum yani bu yeni dönem, yeni Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ve çok daha zayıf bir Meclis. Üzülmemek mümkün değil, gerçekten üzülmemek mümkün değil. Herkesin herhâlde vicdanı sızlıyordur; önce bunu belirteyim.

Şimdi, Sayın Muş, gerekçenizde -size mal ediyorum, artık karşımızda Hükûmet yok, eleştirileri size yapacağım kanunla ilgili- diyorsunuz ki: "Kalkınma Bankasını aktif hâle getiriyoruz." Gerçekten özellikle son on yıldan beri bu iktidar döneminde Kalkınma Bankası pasif vaziyetteydi, çok pasivize edilmişti, gereği gibi aktif hâlde değildi, neden bilmiyorum, pasifize edilmiş, bir kenarda tutuluyordu. Kalkınma Bankasının aktif hâle getirilmesinden mutluluk duyuyorum, getirilmesi çabasını daha doğrusu saygıyla karşılıyorum fakat bu, düşünce de var, kanunun ilerleyen bölümlerine bakınca her şeyden muaf olan, hiçbir şekilde bankacılık mevzuatına tabi olmayan, daha doğrusu hiçbir mevzuata tabi olmayan -çok kısa zaman içerisinde geldi, arkadaşlar, bilmiyorum okuyabildiniz mi, değerlendirebildiniz mi bilmiyorum ama- hiçbir mevzuata tabi olmayan bir çerçeve kanun bu. Hiçbir mevzuata tabi değil. Bizden sadece bunu onaylamamız isteniyor, bir banka kurmamız istenmiyor. Bankayla ilgili bir yapı oluşsun ne sermayesi belli, ne kaynağı belli, nereden bu sermaye bulunacak, kaynağı ne olacak bunlar da belli değil. Her şey, yönetmeliği ya da kanun dışındaki mevzuata bırakılmış vaziyette. Bir banka kurmuyoruz vesaire mevcut bankayı aktif hâle getirmiyoruz, hiçbir şeye tabi olmayan yeni bir -adını bulmakta zorlanıyorum- kurum oluşturuyoruz. Asıl amaç aslında bankayı aktif hâle de getirmek değil -yine biraz derinleştikçe daha iyi anlıyorsunuz- bir fon kurmak. Türkiye Kalkınma Fonu'nu kurmak fakat banka nasıl Bankacılık Kanunu'na tabi değilse fon da SPK'ya tabi değil, Sermaye Piyasası Kanunu'na tabi değil. Yani fon kuruyorsunuz kanuna tabi değil, banka kuruyorsunuz ya da aktif hâle getiriyorsunuz Bankacılık Kanunu'na tabi değil, hiçbir şeye... Şuraya bakın -demin Sayın Muş'un dediği gibi- 6 ve 7'nci maddeler sadece muafiyetleri, istisnaları belirtiyor. Sayıştay denetimi dâhil her şeyden istisna. Ya, bu hiç denetlenmeyecek mi? Sayıştay denetimi yok.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayıştay denetimi var, orada bir muafiyet yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakın, 6/5: "Türkiye Kalkınma Fonu tarafından iştirak edilen şirketler ve fonlar, kamu iktisadi teşebbüsleri de dâhil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan veya özel kanunla kurulan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat, uygulama ve kısıtlamalara tabi değildir." Ne bu?

MEHMET MUŞ (İstanbul) - İsterseniz şimdi cevap vereyim, isterseniz toplu cevap vereyim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Toplu cevap verin.

Burada 7'nci maddede de çok net olarak hepsi belirtilmiş. Ya, şimdi, Sayın Muş, şurada 7'nci maddede madem bunları konuşuyoruz söyleyeyim: "5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 53'üncü maddesi birinci fıkrası Banka hakkında uygulanmaz." diyor. Ne demek bu? "Bu banka karşılık ve teminat ayırmayacak." diyor. Aramızda bankacılar var, ne demek? Hem banka kuruyorsunuz, bankayı aktif hâle getiriyorsunuz hem de "Karşılık ve teminat ayırmaz." diyoruz. Ne demek bu? Yani olur mu? Hastane kuruyoruz ama ameliyathanesi olmayacak gibi. Olur mu böyle bir banka? Karşılık ayırmayacak, teminat ayırmayacak, ne ayıracak? Bu kadar istisnası var, denetlenmeyecek, hiçbir kanuna tabi olmayacak İhale Kanunu dâhil. Ne oluyor, ne yapıyoruz Allah aşkına? Yani sonuç olarak bir fon oluşturacağız, bakın, Türkiye Kalkınma Fonu. Türkiye Varlık Fonu'nu biz burada günlerce tartıştık. Türkiye Varlık Fonu üç senedir hayatiyet kazanmadı, bir türlü hayatiyet kazanmadı, kaynak bulunamadı, şimdi bir de Kalkınma Fonu kuruyoruz. Bunun amacı nedir, nereden gelecek bunun kaynağı? Böyle bir şey yok, bunlar belirtilmemiş. Yani bunu nasıl getiriyorsunuz ya da nasıl kanun olarak teklif ettiriliyor bunu anlayamıyorum. Bir kaynağı belli olur, miktarı belli olur. Şimdi, 3'üncü maddede diyor ki: "Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kalkınma planı, programı ve stratejik planlar doğrultusunda kaynağı tahsis edilmek suretiyle görevlendirilebilir." Bir kaynak tahsisi varsa bunu bütçe kanunuyla yapıyoruz biliyorsunuz; bu, bütçe kanunuyla Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değil, bu Meclise verilmiş bir yetkidir. Şimdi Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bütçe kanunundaki o yetkimizi alacağız -bunu yapmamanız lazım- Meclisin yetkisini Cumhurbaşkanlığına vereceğiz. Bu doğru değil. Miktarı da belli değil üstelik. Yanlış bu ve mevcut Anayasa'mıza da aykırıdır bu hüküm. Bakın, 1'inci maddede Kalkınma Bankasını aktif hâle getirmeye çalışıyorsunuz, bu kanunun amacı bölümünde diyorsunuz ki: "Kâr ortaklığı veya kiralama esaslı kredi işlemleri de dâhil". "Kâr ortaklığı veya kiralama esaslı kredi işlemleri dâhil" derseniz bu bankanın yapısını değiştirmektir. Normal mevduat bankacılığı ya da kalkınma bankacılığı değil bu, bir taraftan da katılım bankası kuruyorsunuz. Ya, böyle karışık, ne olduğu belli olmayan bir şey bu. Ne yapıyoruz Allah aşkına, bunun amacı nedir? Bu fonun ve bu bankanın aktif hâle getirilmesinin amacı nedir? On sene pasif vaziyette bekletildi. Şimdi ne yapıyoruz, gerçek amaç nedir? Bunu buradaki milletvekillerinin bilmesi lazım. Sermayesi belli değil, sermaye bulunsa bile, ne kadar olacağını bilsek bile kaynağı belli değil, ne yapıyoruz gerçekten biz? Demin usul bölümünde belirttim, "Burada bakanlar yok artık." dedim, kamudan hiç olmazsa yazılı görüş alınsa milletvekillerinin teklifleriyle ilgili olarak bir etki analizi de gelmiş olurdu bazı alternatifli etki analizleri de gelmiş olur, burada değerlendirirdik, bunlar da yok. Ne kadar sermaye koyacağız bu bankaya, bu fona, nereden bulacağız bunu bu sıkıntı içerisinde? Türkiye Varlık Fonu'na bulamadı. 200 küsur milyar liralık bir kaynağı, bankaları arazileri vesaire bir yığın kamu kuruluşunu o tarafa aldık, Sayıştay denetiminden çıkardık bütün bunları, kârlı kurumları, koyduk o tarafa, denetim de yok, ne yapıldığı belli değil, inşallah, şu ilk rapor gelir de biraz hiç olmazsa -derin değil- bir miktarını görebiliriz. Şimdi siz diyorsunuz ki: "Yeni bir fon kuralım." Bunun kaynağı belli değil, ne kadar olacağı belli değil. İkinci bir Türkiye Varlık Fonu vakası olacak, bir skandal söz konusu olacak. Gerekçeye yazmıyorsunuz ama hiç olmazsa "Fonun sermayesi, bankanın sermayesi şu olacak, kaynağı da şu olacak." diyebilmeniz lazım. Hadi etki analizi yok, hiç olmazsa bunu söyleyebilir olmanız lazım, kaynağını gösteriyor olabilmeniz lazım.

Dediğim gibi, madde 6/5 Sayıştay denetimi kaldırılıyor. Karşılık ayrılmıyor, teminat ayrılmıyor. Yani şimdi, teminat ayrılmaması ne demek Sayın Muş? Bir banka teminat ayırmıyor, karşılık ayırmıyorsa şimdiden şunu kabul ediyor: "Ben vereceğim kredilerle ilgili olarak karşılık ayırmıyorum, onların batışını, iflasını şimdiden kabul ediyorum." Bu anlama mı geliyor? Birileri kayrılıyor mu? Ya da şöyle bir şey mi söz konusu olacak, her şey aklımıza gelebiliyor tabii, burada kaynak vesaireyi göstermediğiniz için, sermaye tutarları, rakamlar, hiçbir şey belli olmadığı için, acaba bu banka bir anlamda bu iflas eden şirketleri, kurumları, bunların bu zararlarını topladığınız bir yer mi olacak, bir fon mu oluşturacaksınız? Bu bankaya veya fona bunları devredip karşılık da ayırmadan hazineye ve halkın üzerine bir yük mü getireceksiniz bütün bunlarla? Böyle bir soru var, soru işareti var. Bunu sormak hakkımız. Bunlarla ilgili cevap verebilecek misiniz? Sermayeyi bilmiyorsunuz, kaynağı bilmiyorsunuz, amaç belli değil. Ne yapıyoruz, bunu gerçekten anlayamıyorum. Banka kuruyorsak banka gibi olur, Bankacılık Kanunu'na tabi olur. Fon kuruyorsak Sermaye Piyasası Kanunu'na tabi olur, fon gibi olur. Nedir bu yani ne fon ne banka belli değil, hakikaten belli değil. Yani baştan aşağı dün gece oturdum bununla ilgili çalıştım, şaşırdım. Hâlbuki siz demeç verdiğiniz zaman ben de memnun olmuştum, Kalkınma Bankası aktif hâle getiriliyor diye mutlu olmuştum ama olmayacağını gördüm.

Ayrıca, personelle ilgili sorunlar var. Şu anda devlet memuru olan, 657'ye tabi olan ya da farklı statüde olan ve mağduriyetleri olan bir yığın devlet memuru da bundan sonra İş Kanunu'na tabi olacak, onlarla ilgili olarak da bir yığın sorun var. Onları da ilgili maddelerde gündeme getirmek istiyorum. Personelin de mağdur edilmemesi lazım.

Bankanın merkezi, anladığım kadarıyla, Ankara'dan İstanbul'a taşınacak. O arada bir yığın mağduriyet de söz konusu olacak, olmaması lazım, farklı bir statüyle beraber mağduriyetlerin de olmaması lazım.

Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Kamu kuruluşlarından ve meslek kuruluşlarından gelen açıklamalara göre söz hakkımı mahfuz tutarak müsaadenizle sözlerime son vermek istiyorum.

Teşekkür ederim.