KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben öncelikle hocamın değerlendirmesiyle ilgili kısa bir cevap vereceğim, Sayın Tatlıoğlu'nun. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ilgili bazı değerlendirmeler, hatta bazı suçlayıcı ifadeler de kullandı. Bir defa, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin oluşumunu öngören Anayasa değişiklikleri Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiş, Türk milleti tarafından da 16 Nisan 2017 referandumuyla onaylanmıştır. Ayrıca 24 Haziran seçimleriyle de bir anlamda yeniden bu sistem teyit edilmiştir. Milletimizin isteği bu yöndedir. Sadece iki parti olarak bizim böyle bir sistemi zaten getirme şeyimiz olmaz. Bunun hukuki süreci var.

"İttifak kabinesi" diyor. Böyle bir tabir ne hukukta var ne fiiliyatta var yani Hocam neyi kastediyor bilemiyorum. Bir de "Cumhurbaşkanı" ifadesine... Şöyle söyleyeyim: Önceki Anayasa metninde yürütme görev ve sorumluluğu Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna verilmiş idi, bir çift başlılık söz konusu idi. Yeni sistemde yapılan düzenlemeyle bu sadece Cumhurbaşkanı olarak öngörüldü. Tabii ki Bakanlar Kurulunun bir anlamda tüm görevleri Cumhurbaşkanına geçmiş oldu yani onda bir sorun yok.

Yani sonuç itibarıyla, diyeceğim, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, anladığım kadarıyla, tam anlaşılamamış. Komisyonumuzun çalışma usulü ve toplantı düzeniyle ilgili husus da -malum- İç Tüzük konusunu teşkil ediyor. Henüz İç Tüzük'ün Anayasa'ya uyum kapsamında değişiklikleri yapılmadığı için belki tartışmalar hâlen devam ediyor. Meclis Başkanımızın hazırladığı... Ki o toplantıya ben de katıldım. Sayın Meclis Başkanımızın Başkanlığında tüm siyasi partilerin grup başkan vekillerinin ve Başkanlık Divanında görev alan temsilcilerinin katılımıyla bir toplantı gerçekleşti. Orada beş siyasi parti grubu da Anayasa'ya değişiklik amaçlı uyum düzenlemelerinin bir an önce Meclisten geçmesi konusunda tam mutabakata vardı. Bu konuda hazırladığı teklif de Meclis Başkanlığımıza sunuldu. Bildiğim kadarıyla yarın da Anayasa Komisyonunda görüşülecek. Ben inanıyorum ki bu tartışmalar orada çözüme bir anlamda kavuşacak. Yani Komisyon görüşmelerinde katılım nasıl olacak; yürütmeyi temsilen olsun, teklif sahipleri açısından olsun, sivil toplum kuruluşları, sektör temsilcileri açısından olsun, herhâlde yeni düzenlemede bunlar dikkate alınacak.

Görüşme konumuz kanun teklifine gelince, ben bir isim söyledim. İki kelimeyle özetlersek "çok müstesna" bir teklif bu, hem içeriği itibarıyla hem amacı itibarıyla. İçeriği itibarıyla maddelerin çoğu istisnaları düzenliyor, o anlamda söylüyorum ama amacı tabii önemli. Kalkınma ve yatırım bankacılığını diğer ülke örneklerindeki gibi uluslararası alanda çalışır bir vaziyette ülke kalkınmasına daha fazla katkı sağlayacak bir duruma getirme amacı var. Bizim de Milliyetçi Hareket Partisi olarak öteden beri Türkiye Kalkınma Bankasının yeniden yapılandırılması ve KOBİ'lere finans desteğinin daha etkili kılınması konusunda seçim beyannamelerimizde de yer verdiğimiz görüşümüz var. İçeriğine baktığımız zaman bir kalkınma fonu ve iştirakleriyle ilgili iştirak edeceği girişimler ya da şirketlerle ilgili, bir de personel rejimiyle ilgili -özü itibarıyla- düzenleme olduğunu görüyoruz.

Burada denetim kısmıyla ilgili bize göre de eksiklikler var. Anayasa'nın 165'inci maddesinin dikkate alınması lazım. Getirilen düzenleme Anayasa'nın 165'inci maddesine aykırı. Aldığım bilgiye göre de herhâlde o konuda bir önerge gelecekmiş özellikle kalkınma fonu ve iştiraklerinin denetimi konusunda.

Bu personel rejimiyle ilgili de şunu arz edeceğim: Kalkınma Bankası, tabii, uzun yıllardır faaliyet gösteren bir kurumumuz ve çok yetişmiş uzmanları olan bir kurumumuz. O anlamda kalkınma uzmanı olarak görev yapan arkadaşlarımızın hâlihazırda yaşadıkları bir de sorun var. Özel yarışma sınavıyla giriyorlar, yeterliliklerini veriyorlar, tezlerini veriyorlar yani bir anlamda kariyer bir meslek olarak yetiştiriliyorlar ama diğer kariyer mesleklerin özlük haklarına sahip değiller. Yeniden yapılandırma yapacağımız bu kanun düzenlemesinde bu mağduriyetin de giderilmesinin gerektiğini düşünüyorum. Yani gerek başka kurumlara atanacak uzman arkadaşlar açısından gerekse de İş Kanunu'na tabi olarak çalışmayı devam ettirmeye karar veren arkadaşlar açısından emeklilik müktesebi yönünden 3600 ek göstergeyi alabilecek bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum bu konuda. Yapılmasının, personelin mevcut mağduriyetinin giderilmesi ve çalışanların motivasyonu açısından gerekli olduğunu düşünüyorum.

Diğer konularla ilgili, maddelerde ilave görüşlerimizi ifade ederiz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.