| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi (2/773) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 03 .10.2018 |
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu karşılık meselesine geleceğim ama ondan önce şeyle bir durum söz konusu: Tabii İsmail Bey haklı olarak diyor ki: "Bu kadar istisna getirmişsiniz, oku oku yarım sayfaya sığan şeyler var. Kanunlardan istisna istemişsiniz." Aslında...
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Emek verilmiş yani ben teşekkür ederim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şu durumda yani kanun yapma tekniğimiz... Belki bazı meseleler mevzuatla çözülebilecekken bunları kanunla yapma gibi bir durum yapıyoruz. Bunların hepsi ayrı bir tartışma konusu, eleştirilebilir ama şunu söylemek istiyorum: Burada getirilenler... Bu 5411'deki 53'üncü maddeyi ayrı değerlendireceğim. Bir icmal çıkartırdım arkadaşlara. İcmalde, diğer mevcut, bizim şu andaki bankalarımızdaki uygulamalar ne ve bizim buradaki uygulamalarla farklılaşanlar, aynı olanlar nedir... Aslında az önce bir kısmını saydım.
Şimdi "Taşıt Kanunu" diye bir kanun çıkarmışız, devlet eskiden bir kanun yapmış. "Her gelen şey buraya tabi olacak." diyor. Şimdi, Eximbank, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Emlak Bankası, bunların hepsi muafiyet almışlar bu Taşıt Kanunu'nda. Bunda yokmuş biz onu ekledik. Olmamasının sebebini de az önce söyledim, bu 2001'deki yapılandırmada bu dâhil edilmedi.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Zaten olan yok, ben katılıyorum size, Zaten tabi olan kamu kurumu yok ki.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi, Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanun'da - kanun numarası195- Ziraat Bankası muaf, Halk Bankası muaf, Vakıflar Bankası muaf, Emlak Bankası muaf. Bu muaf değildi, buna muafiyet getirildi. Yani buradaki maddelerde muafiyetler aynı. Şuna geleceğim...
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Size katılıyorum ben...
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bunun izahatını bir yapayım dedim de...
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Çok özür dilerim ben, lafınızı balla kesiyorum.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Eleştirmek için söylemedim ama...
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Şimdi, bu gayretinizi görüyorum ve buna üzülüyorum. Yani bunun yerine şu kanunu şu maddesi... Aslında 10 tane kanun yapıldıysa, her biri birbirinden bağımsız yapıldığı için böyle oluyor bu. Yani yoksa bir kanun yapma birliği ve tekniğini yapsak bir dahakinde de bir başka arkadaş bu kadar uğraşmaz, onun için söylüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Ben teşekkür ederim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şimdi bu takiple alakalı meseleye gelelim.
Aslında burada yönetim kuruluna bir yetki vereceğiz kabul görürse. Yönetim kurulu takibe alacağı alacaklarla alakalı bir prosedür yayınlayacak. "Şu şu şu gelişmeler olursa, şu vadelerde, şu sürede bir geri ödeme olmazsa bunları takibe alacağım." şeklinde bir şey yayınlamak zorunda. Bunu kamuoyuna deklare edecek, uluslararası sermaye piyasalarında deklare edecek.
Bizim bankaların ortalama vadeleri çok kısa yani mevduat vadelerini çok kısa topluyorlar, verdikleri krediler çok uzun değil, onlarda da kısa krediler kullanıyorlar. Burada bankacılar da var aramızda yani uzun vadeli kredilere baktınız zaman toplam kredilerin içerisindeki payı çok düşük. Dolayısıyla orada, bir ay, iki aylık durumda "Hemen takibe al." diyor BDDK, ki mantıklı bir şey yapması veya "Doksan gün olunca hemen bunu takibe alacaksın." diyor. Sonra onu hemen, bir daha takipten çıkarmak kolay mı? "Tamam, 1'inci taksiti ödedi, hemen takipten çıkarayım." diyemiyorsunuz. Bir sene sürüyor belki, takibe alıyorsunuz, gözetime tabi tutuyorsunuz. Belli bir süre sonra bunu takipten çıkarabiliyorsunuz. Şimdi, buradaki yatırımlar -az önce de söyledim- on yıllık bir finansman istiyor, on yıllık vadeyle veriyorsunuz veya beş yıllık bir vadeyle veriyorsunuz bunu. Adam üç ay ödeyemedi diyelim, proje kredisi bu, BDDK'nın mevcut uygulamasına göre bunu takibe almak zorundasınız. Şimdi, bu krediyi takibe aldığınız zaman bankanın rasyoları... Ve diyelim adam üç ay sonra krediyi ödedi, bunu hemen çıkaramıyorsunuz takipten. Sizin bilançonuzda bu takipte görünüyor ve bu krediler normal ticari kredilere göre veya rotatif kredilere göre daha volümlü, büyük krediler. Dolayısıyla bankanın bilançosu ve rasyolarında bozucu etki oluşturabilir bu. Bundan dolayı bir muafiyet söz konusu burada. Kaldı ki -ben aslında buranın önemli olduğunu düşünüyorum- bu banka hem fon toplayacak kalkınma fonuyla beraber hem de uluslararası piyasalardan ucuz para bulup Türkiye'de de finansman sağlayacak. Şimdi gittiği yerlerde bilançosu ve mali tablolarıyla alakalı bir kuşku oluşursa eğer, güvenilirliğiyle alakalı bir kuşku ortaya çıkarsa zaten finanslanmaz çünkü ciddi bir denetim altına alacak banka kendisini. O anlamda mali tablolarda ben bankanın herhangi bir hataya veya yanlışa girme imkânının ve ihtimalinin olduğunu düşünmüyorum. Bu sebepten dolayı. Çünkü bağımsız denetime tabi tutulacak, gidecek uluslararası kreditörlerden kredi alacağı zaman bunları çeşitli periyodlarla zaten oraya da verecek, gösterecek, göstermek zorunda.
Buradaki bir problem de banka zaten bankacılık fonksiyonunu icra ediyorken ciddi problemler yaşayabilir. Bu muafiyetin getirilmek istenmesinin temel sebebi budur.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Bir finansman maliyetine etki edecek mi?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bilançolar daha iyi olunca...
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Bunu yansıtmayacak mısınız alanlara?
BAŞKAN - Yansıyacak, öyle görünüyor.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Bir amacı da bu olmalı bence yani. Çünkü böyle bir bankanın zaten kamu bankası olduğu için bir değerlendirmesi var. Bence bütün bu muafiyetler gerçekten arzu edilen bu kredi kullananlara ciddi yansıması lazım yani.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Doğru. Tabii, daha ucuz olacak.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Bunu gerekçe olarak koymak daha mantıklı.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Şunu da söyleyeyim: Doğru, 53'üncü maddedeki bu istisnalarla alakalı meselede şirket rasyoları çok daha iyi olacaktır, çok daha güçlü olacaktır. Dolayısıyla iyi rasyolarla, güçlü rasyolarla daha ucuz maliyetle borçlanabilirsiniz. Bunu söylemeyi unuttum, katılıyorum buna.