KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, Sayın İdris Şahin, Komisyonumuzun üyesi "Terör konusunda hepimiz aynı şeyi düşünüyoruz." dedi. "Terör örgütünün tarifi konusunda da aynı şeyi düşünüyoruz." dedi ama biz AKP'nin bizim düşündüğümüz gibi düşünmediğini düşünüyoruz.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Ben öyle bir cümle kurmadım, diğer konularda dedim. Vatan konusunda, millet konusunda, bayrak konusunda...

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Yani "Terör konusunda aynı şeyleri düşünüyoruz." demediysen tamam.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Demedim.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Çünkü aynı şeyleri düşünmüyoruz zaten. Ben öyle not almışım ama zaten benim söyleyeceğim...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - "Teröre bu kadar karşı olan anlayış" dedim.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Zaten terör konusunda aynı şeyi düşünmediğimiz açık çünkü Güneydoğu'da devlet fiilen bölünmüş, bir terör örgütü orada kendi mahkemelerini kurmuş, kendi vergisini topluyor, yolları kesiyor, sokakta asayişi kendisi koruyor. Sayın Bülent Arınç'ın söylediği gibi artık eskiden suç olarak isnat edilen o terör örgütünün yaptığı işler de suç olmaktan çıkarıldı, hepsi. "Yavaş yavaş, aslında ısıta ısıta biz bunu götürüyoruz ama bunlar bazen acele ediyorlar. O zaman aramızda bir uyuşmazlık çıkıyor." diyor. Dolayısıyla, buradaki terör örgütü propagandasına dönüştürülen işin içerisinde PKK terörü yok arkadaşlar. Yani bize "PKK terörünü önlemek için bunu çıkarıyoruz." filan diye bir şey söylerseniz yani biz saf yerine koymuş olursunuz, biz o kadar saf görünmüyoruz herhâlde.

Burada "terör örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşleri" diyor. Terör örgütü zaten bir toplantı, gösteri yaparsa bunu yasal yollardan yapmıyor, izin alarak bir şey yapmıyor. Dönüştürülmesi diye de bir şey yok zaten. O kendi propagandasını illegal yöntemlerle kullanıyor.

BAŞKAN - Yasal başlayıp illegale dönüşebiliyor.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - O başka bir şey şimdi. İşini gelmediği zaman AKP İktidarının hemen "Bunlar darbeci" deyip, bir yafta yapıştırıp "Terör örgütü" diye... Başından beri söylüyoruz: Yaşam alanlarını korumak isteyen insanların eylemleri, toplantı ve gösteri yürüyüşleri, zeytin ağaçlarına sahip çıkan insanların, doğasına sahip çıkan, doğal dengeyi bozacak diye HES yapılmasına karşı çıkanların, kendi mülklerinden yol yapılmasına karşı çıkanların, kentlerde tarihî, doğayı korumak için karşı çıkanların, üniversitede kendi akademik haklarını korumak için gösteri yapanların... Öyle bir noktaya geldiğinde iki tane polis oradan saldırıp üç tane polis buradan provoke ettiği zaman bunların hepsi terörist oluyor. Peki, Gezi olayları...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Olur mu canım? Tanımı var.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Bir dakika... Beşiktaş'ta Çarşı'nın lideri tek kişilik terör örgütü kuruyor diye yargılanmıyor mu bu memlekette?

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - O savcının ayıbı. O savcıya söyleyeceksin, sen de hukukçusun. 3713'te terör tanımı belli.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Yok efendim.

Bu talimatları kaçak saraydaki veriyor. Gezi olaylarında "Bu darbedir." diyen o değil miydi? Savcı mıydı "Bu darbedir." diyen? "O darbedir." diye talimat verince o savcı da darbecilikten dava açacak tabii.

Burada terör örgütü olarak konuşulan şey sivil toplumdur, sivil toplumun örgütlenmesidir, kendi yaşam alanlarına sahip çıkmak isteyenlerdir. Biraz önce söylediğim, kendi muhalefetini.... Yani iktidara muhalefet edenlerdir burada. Dolayısıyla, burada eğer siz toplumda her muhalifi biraz önce söylediğim gibi terörist, her muhalifi vatan haini, her muhalifi darbeci ilan etmek üzere ve buna mümasil cezaları da artırmak üzere böyle bir madde koyarsanız, gene biraz önce söylediğim gibi bu toplumu zapturapt altına alamazsınız arkadaşlar, dolayısıyla vazgeçin bu işlerden. O nedenle, bu maddenin tasarıdan çıkarılmasını istiyorum.