ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, çok saygıdeğer Komisyon üyesi ve değerli milletvekili arkadaşlarımız, değerli basın mensupları; 1877'de kurulan Anayasa Komisyonunun üyesi olarak yeni dönemde hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. İnşallah memleketimizin beklediği ve sorunlarımıza çözüm oluşturacak kanun, Anayasa, İç Tüzük düzenlemeleri hepimize nasip olsun. Tabii, bugün ilk düzenleme konumuz İç Tüzük. Anayasa değişikliğinden sonraki süreçte bu bir zorunluluk. Bir kısım milletvekili arkadaşlarımız daha önce, tatile girmeden önceki çıkardığımız iki kanun münasebetiyle "Bunu önce yapmalıydık." diye söz söylediler. Elbette ki o süreçte, o iki kanunu çıkarmamız gerekiyordu. Malum, anayasaların bir kısım kurallarının doğrudan uygulanabilirlik hükmü de mevcut. Yaptığımız iş, o kanunların çıkması süreci Anayasa'ya aykırı bir süreç değil, İç Tüzük'le ilgili belki çelişebilir gibi görülse dahi Anayasa'ya aykırı olan hususlar değil, Anayasa'nın doğrudan uygulanabilir kuralları uygulandı ve o iki kanun çıktı. Şimdi, teknik olarak Anayasa değişikliğindeki ve yeni Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle uygun hâle getirilmesi için bu teklif verildi ve hep beraberce eleştirilebilir hususların bir kısmının Sayın Başkanımızın makamındaki çalışmada giderildiği kanaatindeyiz. Bununla ilgili önergeleri hazırladık, bütün milletvekili arkadaşlarımıza da dağıtıldı zannediyorum. Ben de buna katkı vermek istiyorum diyen milletvekili arkadaşlarımız da bu önergeye imza atabilirler ve bu düzenlemeyi, değişikliği hep beraberce yapmayı arzu ederiz.

Tabii, bir kısım arkadaşlarımız Anayasa değişikliğine "gayrimeşru" dediler. Bu değişiklikten sonra oluşan Anayasa'yla biz hepimiz burada milletvekiliyiz; eğer bir Anayasa değişikliğini gayrimeşru görüyorsanız o zaman burada oturmamanız, burada konuşmamanız ve burada Anayasa değişikliğine, İç Tüzük değişikliğine, kanun değişikliğine katılmamanız gerekir. Bu son derece yanlış bir şey. Gayrimeşru bulduğunuz bu Anayasa sizin siyasal düşüncenize uygun olmayabilir, sizin düşündüğünüz gibi olmayabilir ama bu aziz milletin kabul ettiği ve dünyanın en şeffaf, demokratik seçimlerinden birisiyle kabul edilmiş bir anayasadır.

Bu millet birden çok defa anayasa yaptı. 61 Anayasası hangi gün kabul edildi? 27 Mayıs 1961 yani darbenin tam gününde kabul edildi, bir yıl sonra. Hangi anayasa profesörümüz bu darbecilerin yaptığı anayasayla ilgili eleştirilerini getirdiler; onları "Devrimin anayasası" "Özgürlükçü anayasa" diye ne kadar savundular?

15 Temmuzda, maazallah, Fetullahçı terör örgütü başarılı olsaydı kim yapacaktı Anayasa'yı? Bu Meclis mi yapacaktı, biz mi yapacaktık? O Amerika'daki teröristbaşı ve onun ekibi, feshine karar verdiği bu Meclis adına anayasa yapmayacak mıydı? Ama aziz millet anayasa yaparsa sorun oluyor, darbeciler yaparsa buna karşı çıkmıyoruz. 71 değişikliğinde de 82'de de sonrakilerde de sıkıyönetim dönemlerinde de olağanüstü hâl dönemlerinde de bu millet defalarca seçim yaptı. Aziz milletimiz 15 Ekim 1961'de yapılan seçimlerde CHP'nin bütün baskısına, askerin bütün baskısına rağmen tek başına iktidar yapmamıştır. Aziz millet sandığa girdiğinde demokratik iradesini hür bir şekilde, hiçbir baskıya meydan vermeden kullanıyor, bütün seçim tarihimiz böyledir. Bunun için bu milletin tercihlerine, bu milletin yapmış olduğu kararlara bence hepimiz saygı duymalı ve o hukuksal meşruiyetini -hepimizin bir pozitif hukukçu olduğunu da dikkate alarak- kabul etmek ve buna uygun olarak... Elbette ki eleştiriler dile getirilebilir. Her zaman aklı akılla bir araya getirirsek doğruyu bulmak ve daha uzun ömürlü hukuk metinlerini yapmak hepimizin görevi. Mutlaka birliktelik hâlinde, bir mantık içinde, örgü içinde yaparsak daha uzun ömürlü metinleri hazırlamış oluruz.

Efendim "Yürütme kesin ayrılmıştı, şimdi niye geliyor?" Yürütme de yasama da bu milletin yürütmesi, bu milletin yasaması. Bir mevzuatı düzenlerken eğer yürütmenin bir temsilcisi geldiğinde biz ondan daha fazla bilgi alacaksak, sorduğumuz sorudan daha çok cevap alacaksak ve daha iyi bir düzenleme yapacaksak buna karşı çıkmanın çok doğru olmadığını düşünüyorum.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - "Soru soramazsanız." diyorsunuz.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Ona da söz vereceğiz çünkü burada Başkan...

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sözümü kaldırdınız.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hayır efendim, Anayasa'da düzenlenen hususları var, çok açık düzenlenen hususlar var. İdare hukukunda biliyorsunuz ki bir konu yasaklanmamış ise serbesttir. Daha az önce Sayın Başkan Vekilimiz, Meclis Başkan Vekilimiz geçmişteki İç Tüzük hükmünü okudu. Anayasa'da açık bir şekilde yasaklanmamışsa İç Tüzük'te düzenlendi. Niye şimdiye kadar bununla ilgili Anayasa Mahkemesi o hükümlerin iptaline yönelik bir karar vermedi?

90'ıncı maddeyle ilgili husus da az önce bir mutabakat çerçevesinde bir metin hâlinde düzenlendi ve yine milletvekilleri bu teklifi yapacak ve milletvekillerinin teklifiyle isteyen milletvekilleri bu uluslararası sözleşmeleri onaylama kanun teklifi olarak Meclise sunabilecekler.

Değerli arkadaşlar, inşallah, yine Komisyonumuzun İç Tüzük'ü çok daha geniş bir mutabakatla baştan sona yeniden yapacağına bu dönem inanıyorum ama bugün yeni tartışmaların oluşmaması için, Genel Kurulda sık sık usul tartışmaları oluşmaması için ve "Bu, Anayasa'ya aykırıydı." "İç Tüzük mevzuatının bugünkü metnine uygundu, lafzına uygundu, ruhuna aykırıydı." gibi sürekli tartışmalar yaşamamamız için bugün bu teknik çalışmaları bitirmek, İç Tüzük'ü Anayasa'ya uygun hâle getirmek ve akabinde bir adım sonra da ümit ediyorum ki bütün partilerin ortak katılımıyla oluşturulacak komisyonlarda çok daha geniş, çok daha teferruatlı, 1973'ten bugüne kadar yaklaşık 15 değişiklik geçirmiş İç Tüzük'ü yeniden bir düzenleme hâline getiririz. Bunu hepimizi hep beraberce yaparız arzu ediyorum.

Şimdilik geneliyle ilgili sözlerim bu kadar, maddeler geldiğinde o zaman da konuşacağız.

Teşekkür ediyorum.