ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, biz bu ihtiyacın ne olduğunu öğrenmek istiyoruz. Yani ne tür bir ihtiyaçtan doğdu?

BAŞKAN - Kamu düzeninin sağlanması olarak özetledi.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Kamu düzeninin sağlanmasından bugüne kadar Hükûmet -af buyurun- âciz miydi yani, sağlanamıyor muydu?

BAŞKAN - İhtiyaç hissetmişler işte, onu söylüyor.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Neden?

Zaten kamu düzenini sağlamak için İmralı'dan Diyarbakır'a mektup gidiyor. Değerli arkadaşlar, mektup gitti.

Şimdi arkadaşlar, insanların zekâsıyla alay etmenin bir anlamı yok. Efendim, şeyin denetimine tabiymiş. Şimdi, adam eziyeti çektikten sonra, efendim, gözaltında kaldıktan sonra... Biz yargılamaları biliyoruz, Eskişehir'de meydana gelen olayı Kayseri'ye götürüyorsunuz, aile Hatay'da oturuyor. Siz olsanız ne yaparsınız? Çocuğunuzun duruşmasını izlemek için...

Sayın Başkan, lütfen açar mısınız, çok kısa.

Çocuğunuzun duruşma...

BAŞKAN - Sayın Serindağ...

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - İster açın ister açmayın, söyleyeceğim ben yani.

BAŞKAN - Yok, yok, estağfurullah, bunu dinleyeceğim zaten.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Yani, şimdi, arkadaşlar, bizim zekâmızla lütfen alay etmeyin.

Aile Hatay'da, olay yeri Eskişehir, duruşma yeri Kayseri. Siz olsanız ne yaparsınız? İnsanlar çocuklarının duruşmalarını izlemek için zamanlarını harcıyorlar, paralarını harcıyorlar, bu kadar eziyet çekiyorlar, bu sizin vicdanınızı sızlatmıyor mu? Efendim, adli makamlar varmış da idari makamlar varmış da denetlenirmiş.

Bakın, biz burada kaç kişiysek hepimiz birbirimizi biliyoruz, hepimiz de Türkiye'de yaşıyoruz. Onun için lütfen bizim zekâmızla kimse alay etmesin.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Şimdi, 2005'te siz iktidardınız, niye değiştirdiniz de şimdi tekrar değiştiriyorsunuz, biz de bu ihtiyacı öğrenmek istiyoruz. 2005'te ne vardı, şimdi ne var? Bu ihtiyaç nedir? Bizim hakkımız değil mi arkadaşlar?

BAŞKAN - Tabii ki hakkınız Sayın Serindağ.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Tamam, öğrenmek istiyoruz, bu ihtiyaç niye, 2005'teki ihtiyaç neydi, şimdiki ihtiyaç ne.

Süper polis olacak. Süper savcı var, süper sulh ceza hâkimi var. Ne oluyor, biz demokratik bir ülke miyiz, yoksa süperlerin ülkesi miyiz?

Teşekkür ederim.