| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .01.2015 |
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
OHAL ve sıkıyönetim gibi uygulamaların vali ve İçişleri Bakanı tarafından ilan edilmesine zemin hazırlayan bu (2)'nci fıkranın tasarı metninden çıkarılmasını murat ediyoruz. Sebebi belli. Bu uygulama, olağanüstü hâl uygulaması Anayasa'nın 120'nci maddesine aykırı. Zaten Anayasa'ya aykırılıkla ilgili tezlerimizi ileri sürerken de bu maddeye de atıfta bulunmuş idik. Fakat ben bu 7'nci maddenin adli kolluk amirlerine valiyi de ekleyen bu (G) bendiyle ilgili bir şey sormak istiyorum.
Şimdi, önceki maddelerle hepsini beraber değerlendirirseniz ikili bir yapı oluşuyor adli kolluk üzerinde. Bu, Anayasa'ya aykırı. Yargı alanındaki bazı yetki ve görevler yürütme alanındaki makamlara aktarılıyor. Bu, Anayasa'ya aykırı diye hep itiraz ediyoruz. Bir şeyi merak ediyorum. Şimdi, bu suçla ilgili alan 5271 sayılı Kanun'un 158'inci maddesiyle düzenlenmiş, suç ortaya çıktığı andan itibaren artık cumhuriyet savcılarının görev alanına giriyor ve özel olarak, münhasıran, 5271 sayılı Kanun bu alanı düzenlemiş. Şimdi, biz 5442 sayılı Kanun'la da mülki idare amirine, valiye benzer yetkiler veriyoruz ya da 5271'in içinde bazı yetkiler veriyoruz.
Şimdi, 5271, özel kanun; 5442, genel kanun. Bunlar çeliştiği zaman 5271'i uygulamak zorunda kalmıyor mu ya da onun bir üstünlüğü olmuyor mu hukukun genel prensipleri çerçevesinde? Özel kanunun genel kanuna bir üstünlüğü yok mu? Bize hep böyle öğretildi.
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Üstünlüğü var.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Dolayısıyla, bu uygulama nasıl olacak? Yani, cumhuriyet savcısıyla vali karşı karşıya geldiğinde muhakkak ki bu çerçevede 5271'den kaynaklanan yetkileri kullananın dediği olacak, öyle olmalı. İşte kaos dediğim şey bu.
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Valinin dediği olacak işte.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Ama tabii yürütmenin elinde bulunan imkânlar ya da yürütmenin kollukla -ister adli ister önleyici kolluk olsun- onlarla olan ilişkileri çerçevesinde düşünürseniz vali daha baskın çıkacaktır, kaybeden yargı olacaktır.
Bir de, ben, bu düzenlemenin özellikle jandarma teşkilatını hedef aldığını düşünüyorum. Çünkü, poliste 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarından sonra ciddi derecede bir değişim, dönüşüm yapıldı. Kısmen bu kanunun içerisindeki diğer maddelerle de bu dönüşüm tamamlanacak ama jandarma hâlâ savcılarla çalışıyor, jandarma hâlâ soruşturmalarını evrensel hukukun ve Anayasa'nın emrettiği şekilde, o kurallara göre yapıyor, kanunların emrettiği şekilde yapıyor. Herhâlde, kolluğu bu şekilde sıkı sıkı bağlayarak asıl hedefin, görünmeyen hedefin jandarma olduğunu, jandarma teşkilatı olduğunu düşünüyorum ben. Çünkü, bu 17 ve 25 Aralık soruşturmalarıyla ilgili başlangıç noktasının da aslında jandarmanın yaptığı soruşturmalar olduğunu o dosyaları incelediğinizde göreceksiniz. Böyle bir değerlendirmeyi de paylaşmak istedim.
Teşekkür ediyorum.