KOMİSYON KONUŞMASI

YUSUF ZİYA YILMAZ (Samsun) - Çok Saygıdeğer Başkanım, çok saygıdeğer Çevre Komisyonu üyeleri; ben uzunca süre Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış bir kardeşiniz, bir arkadaşınızım. Bu vesileyle iki konudaki deneyimimi Komisyona aktarmak istiyorum.

Bunların bir tanesi, bizim ülkemizde atık su arıtma tesisi yapımıyla ilgili süreç oldukça yavaş gidiyor. İçme suyunu arıtma mecburiyetini hissediyoruz ama kirlenmiş suyu arıtma mecburiyetini kaynaklarımız, imkânlarımızla paralelliğini kurarak, mazeretler üreterek geciktirebiliyoruz. Hâlbuki atık su arıtma tesisi içme suyu arıtma tesisi kadar önemli bir şey. O bakımdan, atık su arıtma tesisi yapmayan belediyelerin, yerel yönetimlerin atık su arıtma tesisi yapmaya yöneltilmesi veya bu konuda özendirilmesiyle ilgili Komisyonumuz birtakım çalışmalar yapabilir. Atık su arıtma tesisi olmayan bir sahil şehrinde veya sahil olmayabilir, bir İç Anadolu şehrinde bir turizm tesisi mavi bayrak almak istiyorsa TÜRÇEV -bu çevre eğitim vakfı- o şehrin atık su arıtma tesisi yoksa o şehirdeki herhangi bir tesise, herhangi bir turizm tesisine mavi bayrak vermiyor efendim yani mavi bayrak programına almıyor. Mavi bayrak programı aşağı yukarı yirmi ay süren, mavi bayrak müracaatınızı yaptıktan sonra her ay bir iki kez sizi, rastgele günlerde, mavi bayrak talebinde bulunduğunuz tesisi kontrol ederek bir sonraki denetimde eğer olumsuz bir rapor çıktıysa ondan önceki üç denetimin üçü de iyiyse hepsini sil baştan yapıp... Mavi bayrak almanın ne kadar güç olduğunu ifade etmek için söylüyorum, mavi bayrak almak kolay bir iş değil. Ancak mavi bayrak için ön şart gösterilen bu atık su arıtma tesisi mecburiyetini bir faydaya döndürmenin gerektiğine inanıyorum ve TÜRÇEV'in bu haklı talebini ve haklı dayatmasını da Komisyonumuzun bilmesini istiyorum ve atık su arıtma tesisi yapma konusunda biraz yavaş kalmış olan şehirlerimizin, belediyelerimizin bu konuda, proje yapımında veya kredi temin etme konusundaki güçlüklerini ortadan kaldıracak birtakım danışmanlık hizmetleri, birtakım tavsiyeler, birtakım katkılar verebilir Komisyonumuz diye düşünüyorum. Ülkemizin yavaş ilerleyen bir süreci efendim bu. Birçok yerel yönetim atık su arıtma tesisinin yapımıyla ilgili güçlüklerden, parasal kaynak sorunlarından ötürü bunu erteliyorlar ama bu olmadığı takdirde bir şehir inanın uluslararası düzeyde çevreye karşı duyarsız, biraz geri kalmış bir şehir muamelesi görüyor, uluslararası toplantılarda. Bunun bilinmesini istiyorum değerli Komisyonumuzun huzurlarında çünkü birçok toplantıda bizim önümüze bu konmuştu ve biz bunun yüzünden incinmiştik, atık su arıtma tesisini yaptıktan sonra bu konudaki eksiğimizi gidermiştik ve mavi bayrak konusunda Türkiye çok daha fazla mavi bayrak alabilecek, sahilleri ve plajları ve tesisleri olan bir ülke olduğu hâlde mavi bayrak konusunda dünyadaki ortalamanın gerisinde oluşumuzun temel sebeplerinden bir tanesi bu atık su arıtma tesisidir diye düşünüyorum.

Bir başka konu, düzenli depolama sahalarıyla ilgili. Bizim şimdi ülkemizde bir sıfır atık projesi konusunda oldukça ısrarlı ve kararlı bir irade var. Bunu son derece faydalı ve son derece yararlı bir proje olarak görüyorum. Düzenli depolama sahalarında hemen hemen hepsinde şu anda depolama sahasının üstünde depolamada biriken metan gazını elektrik enerjisine çevirmek üzere santraller var yani dizel jeneratörler var. Bu jeneratörler düzenli depolamanın altına konmuş olan bir tesisatta birikmiş olan metan gazını alıyorsunuz kompresörde, bir tüpte sıkıştırıyorsunuz, sonra dizellerin enjektörlerinde yakıt olarak yakıyorsunuz. Bu güzel para kazanılan bir kalem de, belediyeler de bununla da övünüyorlar, diyorlar ki: "Biz çöpten bile para kazanıyoruz, oradan elektrik enerjisi üretiyoruz." Bu aslında yanlış bir şey değil ama düzenli depoların depolama sahalarının... Şu vahşi depolamaları hiç konuşmak istemiyorum zaten, o bir trajedi. Bana göre ona dönük de eğer yapılması gereken varsa bu Komisyonumuzun irade, inisiyatif, tavsiye vesaire konusunda kararlar üretip bu konudaki hassasiyeti yükseltici birtakım çabalar içerisinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. Ama düzenli depolamalardaki metan gazı üretenler, üretilmiş olan metan gazından elektrik enerjisi üretenler düzenli depolama sahalarına gelecek olan çöpün azalmasını pek istemezler çünkü sonuçta oraya gelecek olan çöp miktarı arttığı oranda metan gazı da artıyor. Artan metan gazı da enerjiye dönüştürülerek elektrik enerjisi üretiminde katkı sağlıyor. Böyle bir çelişki var. Yani düzenli depolama sahasına çöpün gelmesini biraz elektrik enerjisi üretenler istemezler azalmasını. Bu, bir aslında şey olarak görülmemeli ama yani düzenli depolama sahasında azaltılmış olan çöpün de elektrik enerjisine dönüşmesi zaman içerisindeki kompostun, metanın vesairenin gelişmesine katkı sağlayacağı için yani bunun da bilinmesini istiyorum. Yani atık azaltma işi elektrik enerjisi üretenlerin çok işine gelmiyor. Bizim de bu konudaki bu paradoksa dönük duyarlı olmamız lazım. Bizim için depolama sahasından elektrik üretmek değildir aslolan, aslında çöpü azaltmaktır aslolan, çöpün azaltılmasıdır aslolan, çöpü minimize etmektir aslolan diye düşünüyorum.

Saygıyla bu iki tecrübemi değerli Komisyona arz etmek istedim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Evet, çok teşekkür ediyoruz.

Değerli Başkanımız, Samsun'da uzun yıllar büyükşehir belediye başkanlığı yaptığı için bilfiil... Bu konuyla alakalı finansı sağlayacak yerel yönetimlerdir.

Sayın Başkanım, bu tecrübelerinizi ve başka konularda da sizin görüşleriniz vardır. Bu konuyla alakalı eğer elinizde bir çalışma varsa yazılı da bunu almak isteriz, onu söyleyeyim. Burada bütün milletvekillerimizde aynı şey var, söylemek isterim. Yazılı varsa bunu almak isteriz.

Artı, sizin Samsun'da yaptığınız bir çalışma vardı. Bu göçmen kuşların da bir yeri vardı. Sizin bir davetiniz vardı. Onu burada söylemediniz Komisyona. Ben zorunlu olarak davet ettireyim Komisyonu.

YUSUF ZİYA YILMAZ (Samsun) - Vallahi belki çok fazla sözü uzatmış olmak gibi bir şeyle...

BAŞKAN - Burada ucu açık bir toplantı yapıyoruz yani onu söyleyeyim. Süre kısıtlaması yok.

YUSUF ZİYA YILMAZ (Samsun) - Efendim, değerli Komisyona onu da arz edeyim.

Kızılırmak deltası kuş cennetinden bahsetti Sayın Başkanım. Kızılırmak deltası 50 bin hektarlık çok büyük bir delta. Kızılırmak Nehri'nin denize döküldüğü yer Karadeniz'de. Burada zaman içinde alüvyonlarla oluşmuş bir delta var. Bu deltanın içinde sulak alanlar var, subasar ormanları var, çeşitli endemik bitkiler var; ayrıca kuşlar var, manda popülasyonu var, işte yaban hayatının çeşitli unsurları var, yaban atları var. Bir laboratuvar burası. Dünya güzeli bir yer. Biz burayla ilgili UNESCO doğal miras listesine girmek üzere UNESCO'ya müracaat etmiştik. Geçici listeye girdik. Bu sene veya bilemiyorum belki de önümüzdeki sene daimî listeye girmek üzere Komisyon bizim teklifimizi inceliyor. Bir hafta sonu değerli Komisyon üyelerimizi Kızılırmak deltasına götürmek isterim, ev sahipliği de yapmak isterim. Değer görmeye... Yani biz orada çok güzel tedbirler aldık. Deltaya mesela araç giriş çıkışlarını engelledik. Avcılığı caydırmaya çalışıyoruz ama çok baskı var üzerimizde yani avcılığı da devam ettirmek isteyenler var.

O bakımdan, Kızılırmak deltası kuş cenneti Komisyonumuzun bana göre laboratuvarı hâline gelebilir ve orada çok güzel çalışmalar yapabiliriz. İnşallah UNESCO daimî listesine de girerse Türkiye için bir gurur tablosu olur çünkü Türkiye'nin UNESCO doğal miras daimî listesinde hiçbir şeyi yok. Tarihî miras var da doğal miras yok. Olmalı yani bir doğal miras olmalı UNESCO dünya miras listesinde.

METİN ERGUN (Muğla) - Sultan sazlığı yok mu?

YUSUF ZİYA YILMAZ (Samsun) - UNESCO listesinde değil efendim.

O bakımdan, burayı sokabiliriz yani burası girebilir. Komisyonumuzun da desteğiyle burada oluşacak olan kamuoyunun desteğini veya potansiyelini büyütebiliriz; bir başka deyişle piarını yükseltebiliriz diye düşünüyorum.