KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULAHAT ARVAS (Van) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ben de bu ikinci Komisyon toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Ben de Van Gölü'yle ilgili birkaç konudan bahsetmek istiyorum.

Van Gölü, malum, Türkiye'nin en güzel göllerinden biri, hatta "deniz" deniliyor. İçerisinde endemik cinsten de inci kefali var; Türkiye'de değil, dünyada hiç bulunmayan bir balık cinsi. Turizm kenti olan Van'ımız maalesef çok kirletiliyor yani etraftaki akarsulardan kaynaklı olarak ve kanalizasyonların, arıtma tesislerinin çalışmamasıyla artık göle girilmez bir noktaya geldi. Cumartesi günü Sayın Bakanımız ekibiyle beraber Van'da misafir edildi. Bununla ilgili de çalışmaları kendisine arz ettik. Bir Van Gölü koruma kanunu, Van ve Bitlis'i etkileyen bir kanun teklifini de Meclise sunduk. Bununla ilgili, Komisyonumuzun da desteğini talep ediyoruz.

Dere atıkları gölü ciddi kirletiyor ki bu, eminim, Türkiye'nin sorunu. Birçok yerde dereler ıslah edilmiyor, derelere akıtılan endüstriyel atıkların ya da evsel atıkların tümü göllere veya denizlere giriyor.

Kurumların burada, göl kenarında sosyal tesisleri var; âdeta kendilerine bir mesken edinmişler, halka açılan yerler değil. Devlet Su İşleri kurumu, Karayolları kurumu, askeriyenin kurumu, Maliyenin sosyal tesisleri adı altında göl etrafındaki en güzel yerleri kendileri almışlar, vatandaş gölden istifade etme noktasında mahrum bırakılmış.

En önemli konulardan biri de ses kirliliği. Özellikle Van'da saat on bir on ikiye kadar gazinoların yüksek sesinden vatandaşlar çok muzdarip. Belediyecilik noktasında belediye zabıtaları bu konuda çok eksik kalıyor. Eminim ses kirliliğiyle ilgili Türkiye'de ciddi bir sorun var. Saat onda, on birde, on ikide, belki birde, ikide vatandaş arabasının kornasını çala çala, müziğin sesini sonuna kadar aça aça şehir içerisinde seyahatini sürdürüyor. Bununla ilgili, çevreyle ilgili bir yaptırımın mutlaka ele alınması gerekir.

Sanayi atıkları var. Küçük sanayi sitelerine gidildiği zaman hurdadan geçilmiyor. Bariz bir şekilde rahatsız edici manzaralar var. Bununla ilgili acaba yasal düzenlemesi olabilir mi Çevre Komisyonumuzun? Çevre ve Şehircilik ekibinin maalesef sahaya yansıyacak fonksiyonel hiçbir çalışmasını göremiyoruz. Sadece masa başında, idarede... Örneğin, hangi şehre giderseniz gidin, boş tarlalara 3-5 kamyon moloz, taş, inşaat atıkları dökülmüş; aylarca, yıllarca kalıyor. Belediye kaldırmadığı gibi "özel mülk" deniliyor. Oysa bunun mutlaka düzeltilmesiyle ilgili bir müeyyidenin olması gerekir. Bu, hemen hemen her şehirde gözüken bir durum. Acaba bununla ilgili caydırıcı hükümler, çevreyle ilgili caydırıcı hükümler konulabilir mi, ağır müeyyideler olabilir mi? Çevreyi kirleten, doğaya zarar veren, tabiata zarar veren, kendi başına hareket eden kim olursa olsun, gerek resmî kurumlar, özel sektör ya da şahıslar bununla ilgili caydırıcı, ağır müeyyideler olur mu, bizim komisyonumuzun bununla ilgili teklifi ne olabilir?

Saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim.