ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Öncelikle teşekkür ederim.

Şimdi, Sayın Ertuğrul Bey'i dinlerken açıkçası bir düzeltme gereği duydum veya bir saptama gereği duydum. Şimdi, Ertuğrul Bey'in anlattığı kadarıyla sanki devlet bir veri toplama süreci içerisine girecek, veri işleme süreci içerisine girecek gibi bir algı oluştu burada veya ben yanlış anladım.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Devlet bugüne kadar yaptığını yapmaya devam edecek, ben onu diyorum.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Evet, şimdi, burada zaten veriler birileri tarafından toplanıyor. Bu yasanın getirmeye çalıştığı şu: Buna bir sınır getirme, hukuki bir altyapı oluşturma, bunu bir düzenleme. Yani, zaten birileri tarafından amacının ne olduğunu bilmediğimiz şekilde verilerimiz toplanıyor. Twitter kullanıyorsanız, Twitter bütün verilerinizi zaten kullanıyor, yazdığınız her şeyi fişliyor orada. Facebook veya Google veya sahip olduğunuz Yandex, e mail trafiğiniz varsa bunlar zaten birileri tarafından veya Türkiye'de İnternet üzerinde herhangi bir sosyal medya üyeliğiniz varsa, bir e mail'li hesabınız varsa bu veriler onlar tarafından zaten toplanıyor, işleniyor bir şekilde. Bu yasa bu işlemeye bir hukuki altyapı kazandırma, bunu koruma altına almaya çalışan bir yasa.

BAŞKAN - Tahdit var.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Evet, burada bir tahdit söz konusu, onu yanlış anlamamak lazım bir kere. Sanki öyle bir veya siz yanlış anladınız veya ben yanlış anladım Ertuğrul Bey.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Tekrar anlatmamı ister misiniz?

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Tabii, gerekirse anlatabilirsiniz ama ben sözümü bitireyim ondan sonra anlatabilirsiniz.

Şöyle bir algı da oluşturmamak lazım: Mesela, Cameron dün bir açıklama yaptı, İngiliz Başbakanı, dedi ki: "WhatsApp denilen şey iki kişi arasında yapılan bir görüşme." Buradaki Avrupa Delegasyonundaki arkadaşlarımız da o yönde bir açıklama yaparlarsa sevinirim mesela. "Bunu yasaklamalıyız." dedi ve bunu, WhatsApp'ı şimdi İngiltere'de tartışmaya açtı İngiliz Başbakan. "İki kişi arasında konuşuluyor ve biz izleyemiyoruz, göremiyoruz ne konuştuklarını, bunu yasaklama yoluna gitmeliyiz." dedi. Acaba bunu Türkiye'de Erdoğan söyleseydi nasıl bir algı olurdu, herhâlde "diktatör" denilirdi hemen ama Cameron söyleyince nedense çok fazla etki yaratmıyor.

İkincisi, ben Adalet Bakanlığındaki arkadaşımıza sormak istiyorum: Bu düzenleme acaba yabancı menşeli sosyal medya araçlarını da kapsıyor mu? Mesela, Twitter hesaplarımızda, dediğimiz gibi, biz her şeyi paylaşıyoruz ve bazen de paylaştığımız şeylerden pişmanlık duyuyoruz, silsek bile bu şeyler sadece bizim kullandığımız akıllı telefonlardan veya bilgisayarlardan siliyor ama depolandığı yerlerde, işte iCloud gibi şeyler var, yeni veri depolama unsurları var, bunlarla ilgili bir düzenleme var mı? Google şimdi "unutma" diye bir sistem getirdi ama ne kadar etkili bilmiyorum yani başvurduğunuzda sizinle ilgili depoladığı her şeyi unutabiliyor. Bu tür unutma şeylerini de buraya aslında bir hak olarak eklemek lazım veya var mı öyle bir şey, kanunu kapsıyor mu kapsamıyor mu, bu konuda da bilgi alabilirsem sevinirim. Ama benim yasadan anladığım şu: Yasa, kişisel veriler saklamanın bir altyapısını oluşturmuyor, zaten bunlar saklanıyor birileri tarafından, işleniyor daha doğrusu, amacına uygun veya amacı dışında, zaten birileri tarafından kullanılıyor, buna bir hukuki altyapı, sınırlama ve kişilik haklarını korumaya yönelik bir çerçeve getiriyor. Bunun tabii, sınırlarını beğeniriz, beğenmeyiz ama bu yasa sanki şöyle algılanmasın, öyle bir algı oluştu bende; sanki, verileri depolamaya ve kullanmaya yönelik bir şeymiş gibi, insanları fişlemeye yönelik bir yasaymış gibi bir algı oluştu. Öyle olursa, Cameron'un "İki kişi arasında geçenleri biz izleyemiyoruz, bunu yasaklayalım." sözünü nereye oturtacağız?