BAŞKAN - Ben teşekkür ediyorum, sağ olun efendim.

Zühal Hanım...

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli hazırun, evet, burada gerçekten Türkiye için önemli bir yasanın veya yasa tasarısının tartışmaları yapılıyor, yasalar önemli ama onu uygulayacakların algıları, yorumları çok daha önemli olmaktadır.

BAŞKAN - Niyetleri de önemli.

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Evet, niyetleri çok önemli. İşte, burada bir niyet bozukluğunu sezebiliyoruz biz.

BAŞKAN - Hayır, uygularken diyorum, ben bunu demedim, uygularken diyorum.

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Evet.

Şimdi, baktığımızda, 2014 yılında 5651 sayılı İnternet Kanunu getirildi, yeni düzenlemeler yapıldı, yargıda düzenlemeler yapıldı, işte yeni MİT Kanunu, makul şüphe kavram. Şimdi bunlarla beraber bu kanunun da getirilişine baktığımızda gerçekten çok manidar sonuçların olduğunu söyleyebilirim burada.

Şimdi, özellikle demin arkadaşlar da söyledi, burada kurul üyelerinin nasıl atanacağı var. Bu gibi kurumların özellikle bağımsız, özerk kurumlar olması lazım ama bakıyorsunuz, şu andaki siyasi uygulamalara baktığınızda yani bağımsız kurumların bile yine devlet otoritesi altında, daha doğrusu şöyle söyleyeyim, iktidarın otoritesi altında ve hiçbir icraatı yapamadığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü, kuvvetler ayrılığının da ortadan kaldırıldığı böyle bir yerde kurul üyelerinin Adalet Bakanlığına bağlı olarak çalışması, alınacak personelin... Yine, 100 tane personel alımının hangi şartlarda, nedir, kimler alınacak, bunu aslında Meclis bile yapsa, TBMM'nin çatısı altında bile yapılsa... İşte bazı zaman ne oluyor görüyoruz, sayısal çoğunluğun, uygulamanın demokrasiyi ortadan kaldırdığını, veya demokrasi olarak, tırnak içerisinde vereyim, böyle bir şey. Hani, taraflı, iktidarın aldığı bütün kararların oradan sanki Meclis kararıymış gibi geçirildiğini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Onun için de bunun kurulunda, özellikle kurul oluşturulurken çok daha dikkatli ve hassas davranılması gerektiğini düşünüyoruz.

Şimdi, baktığımızda, özellikle gerekçesine baktığımızda diyor ki: "Toplumumuzda yasal dayanak olmaksızın kişisel verilerin işlenebilmesi ve etkin bir denetim mekanizmasının bulunmaması fişleme olarak adlandırılan olumsuz bir algının oluşmasına da sebebiyet vermektedir. Demin Ali arkadaşımız da söyledi, yani bundan sonra bu fişlemeler acaba yasal bir kılıf altında mı yapılacak? Bunları gördük. İşte, demin, özellikle yasaların birçok şeyi, yanlış uygulamayı örtmediğini, onun için özellikle çalışacak iktidar partisinin uygulamalarının çok önemli olduğunu burada söyleyebiliriz. Burada yine kullanılan özel durumlar var. İşte, bakıldığında bu özel durumlar veya istisnai durumlarda acaba yanlış uygulamalara veya işte, kişinin istemi dışında, bilgilendirilmelerinin dışında verilerin toplanması durumunun konduğunu görebiliyoruz. İşte, özel durumlarda rızaya ihtiyaç yok. Bu özel durum dediğimiz acaba neyi içeriyor? Özel durum derken yani burada birçok kavramı çok rahatlıkla kullanabiliriz. Acaba buradaki özel durumda kullanırken, işte iktidar partisine yakınlık, iktidar muhalefet partisi olma hâli, işte politikaları eleştirme durumu, birçok gerekçeleri burada sayabiliriz. Ve özellikle diyoruz ki bu gibi kanunlar çıkarken çok daha dikkatli olunması gerekiyor.

Bir de "açık rıza" kavramının, belki Anayasa'da var ama bunun biraz daha tanımına tekrar bakılıp Avrupa Birliğinde kullanılan "bilgilendirilmiş rıza" kavramının da üzerinde durulması gerektiğini de düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum.