| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili olarak Hükûmet tarafından yapılan açıklamalara sadık kalınmasının daha doğru olacağını düşündüğüne ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .10.2018 |
BAŞKAN - Tabiatıyla, gerçekten çok vahim bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Ancak tabiatıyla bu gelişmeyi sükûnet içinde, uluslararası anlaşmalar ve kurallara sadık kalarak ama her hâlükârda da yapılacak soruşturmaların sonucunda ortaya çıkacak tabloya göre değerlendirmemiz daha uygun olacaktır.
Bildiğiniz gibi, uluslararası diplomatik ilişkilerde 3 Viyana Sözleşmesi vardır. Bir tanesi, büyükelçiliklerle ilgili, misyonların konumunu, haklarını, statülerini ve personelle ilgili muafiyetleri ve istisnaları düzenler. İkincisi, konsolosluklarla ilgili, Viyana'da yine imzalanmış bir sözleşmedir ve o da konsolosluk binalarının, konsolosluk mensuplarının hangi haklardan istifade edeceklerini, hangi istisna ve muafiyetlere tabi olduklarını düzenler. Üçüncüsü de uluslararası kuruluş temsilcileriyle ilgili bir ayrı düzenlemedir.
Buradaki durum, tabiatıyla, başkonsoloslukla ilgili bir gelişme söz konusu olduğu için, Viyana'da imzalanmış olan konsüler çalışanlar ve misyonlarla ilgili çerçeve içinde değerlendirilecektir. Ancak şu aşamada henüz daha yapılan incelemelerin, kriminal incelemelerin bir sonucu açıklanmamış olduğu cihetle Dışişleri Komisyonumuz olarak da Hükûmetimiz tarafından yapılan açıklamalara şu aşamada sadık kalınmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Tabiatıyla basında -Türk basını olsun, yabancı basın olsun- çok sayıda senaryolar üretilmektedir ancak Dışişleri Komisyonumuza düşen, bu noktada sonuçları beklemek, gerçek bir değerlendirme ortaya çıktığında onunla ilgili bir yorum yapmaktır.
Bu aşamada bunun ötesinde bir şey ifade etmeyi doğru bulmuyorum.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Çok teşekkür ederim.
Belki aracılığınızla ve desteğinizle Komisyonumuzun bilgilenmesi sağlanabilir bu konuda. Biz de hem muhataplarımızı bilgilendiririz Dışişleri Komisyonu olarak.
BAŞKAN - Tabii, şöyle de yapabiliriz: Yani açıklama, kriminal soruşturma veyahut bütün bu yapılmakta olan incelemeler sonucunda bir tablo ortaya çıkarsa belki de bunu Dışişleri Komisyonumuzun ayrı bir toplantısında değerlendirme imkânı buluruz.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Çok faydalı olur çünkü üçüncü haftaya giriyoruz olayın üzerinden. Siz de Büyükelçilik yaptınız. İşte, büyükelçilik boyandı, temizlendi, işte şey oldu, ondan sonra girebildi bizim güvenlik güçlerimiz, sadece Suudi Arabistan'ın onay vermesiyle girebildi. Gerçekten kamuoyunun bu konuda aydınlanması lazım.
Başka bilgiler de var Batı basınında -siz bahsettiniz- bizim elimizde dinleme ya da görüntü kayıtları olduğuna ilişkin.
BAŞKAN - Bunların hepsi gazetelerde yer alan senaryolar ama bu uluslararası sözleşmelerde, misafir eden ülkenin imkânları sınırlıdır. Bunlara riayet etmeyip "Biz buraya gireriz." şeklinde bir tutuma girdiğiniz zaman, o zaman Türkiye'nin haksız olacağı bir tablo ortaya çıkar. Biz şu anda bunlara riayet ediyoruz, doğrusunu yapıyoruz ama bütün değerlendirmeler, kriminal değerlendirmeler, hukuki değerlendirmeler çıkacak sonuca göre yapılacaktır; bunda bir tereddüt yok. Ama gerçekten hassas bir konu ve Türkiye'nin imajını rencide edecek yanlış bir davranış içinde olmamız da doğru olmaz. Şu ana kadar da her şey kurallar içerisinde yapılmıştır. Büyükelçiliğin izni dâhilinde konsolosluğa girilmiştir. Bu şekilde davranmaya da devam edilecektir.
Çok teşekkür ederim.