| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .01.2015 |
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sayın Başkan, çok değerli Komisyon üyeleri, bürokrat arkadaşlar; hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.
Bugün, burada özellikle şöyle bir noktanın altını çizerek başlamak istiyorum konuşmamızın başından beri ifade edilen Atatürk Orman Çiftliği, bütün arkadaşların öz noktasında olan Atatürk Orman Çiftliğinin özünde ortak nokta şu: Kentsel açıdan baktığımızda ve günün koşullarına, o günün koşullarından bugüne geldiğimizde, vizyonunu da doğru okuduğumuzda Atatürk'ün büyük değer olduğu vurgulandı, ben de katılıyorum bir kentçi ve mimar olarak. Şimdi, şunu ifade etmek lazım: Acaba geçmişte bu böyle oldu, biz de bunu daha iyi talan edebilir miyiz anlayışının bir parçası ve tezahürü olarak bir saplantı içerisinde olmak çok doğru değildi. Eğer...
Bir şey mi oldu?
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Nereye gidiyorsunuz arkadaşlar?
BAŞKAN - Basın mensupları ayrılıyor da ona...
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Olabilir, iktidar talimat vermiştir, Başkan oradan "yeter" diye.
BAŞKAN - Bugün Sayın Sarıbaş akşam haberlerinde çıkar, merak etmeyiniz.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Teşekkür ederim.
Bakın arkadaşlar, hemen 2013 yılında, geçmiş yıl içerisinde arkadaşlarımız şöyle diyorlar: "Bizim dönemimizde böyle oldu olmadı, bakın, önemli olan buraya konutun girip girmemesi..." Yeşil alan, tartışma, arazi, tarım olabilir, her şey olabilir ama bakın, 2013 yılında Yenimahalle İlçe Müftülüğüne kiraya vermişiz. Yenimahalle İlçe Müftülüğünün ne işi var söyler misiniz Atatürk Orman Çiftliğinde? Yer mi yok yani çok büyük bir arazi için... Başbakanlık İdari ve Mali İşler Müdürlüğü ve yeni tahsis edildi, 2013 yılında, 63 bin dönüm yer. Yani, yine Başbakanlık Sarayının dışında tahsis edilen ve bugün Cumhurbaşkanlığının dışında 2013 yılında gene devam ettik, ne yaptık? Az önce Sayın Bakanımız şöyle dedi: "Buranın o zaman biz tahsisini yaptık, bu doğru bir yaklaşımdı çünkü devletin bir zararı söz konusuydu, dağınık hâldeki bakanlığın zaman, tasarruf, iyi bir organizasyon, reorganizasyon anlamında ve halkın katılım bulabileceği bir anlayış içerisinde bunu doğru bulduk." Ancak, yer seçimi konusunda biraz ufak şerh koyarak konuşmaya çalıştı. Ben bu şerhin de devam etiğini görüyorum. Bakın, madem böyle bir anlayış vardı ve madem bu anlayış içerisinde Başbakanlık Genel İdari Merkezi, 1.150 odalı ve daha büyük olan bu kompleksin, 50 bin metrekarenin üzerinde olan bu kompleksin daha sonra Başbakanlık İdari ve Mali İşler Başkanlığı adı altında daha tahsisi devam ederek niye burada on beş yıllık kiralar veriliyor? O zaman burada da bir sıkıntı var. Yani, burada hep "hileişer" denilen ve hileyi, arkadan dolaşılarak gidilen bir olay yaşıyoruz. Bugün, toplamda, burasının özellikle kanunu delmek üzere ve kanunun arkasından dolaşmak üzere çok kolay yöntemi şu, bundan önceki konuşmalarımda da ifade ettim: Kirala, unut, üzerine gereğini yap ve yine elindeki 17 tane Çevre Bakanlığına verilen, bütün kurulların eline geçirmesiyle birlikte kurul kararlarını ortadan yok et, 2'den 3'e düşür ve burada konut ve diğer konuların, saray gibi ya da devlet erkânının yapabileceği, idari binaların yapılabileceği, resmî dairelerin yapılacağı bir hâle getir. Sistem gayet açık. Burada eleştireceğimiz sistem şu: Bu sistemi tıkamak gerekir. Bir hukuksuzluk varsa, burada bir yapılaşma varsa bunun... Sayıştay bunu istediği kadar yazabilir, seneye de gelecek, doğru söylüyorsunuz, evet. Çünkü nedeni şu: Bundan önceki konuşmamızda, Gazi Üniversitesinde, aynı konuşmayı ben burada da yapmıştım, benim oturduğum yerde rektör vardı şurada. Bu rektör, aynı konuşmayı burada, Gazi Üniversitesi, benim de mezunu olduğum üniversite rektörüm bu ifadeleri kullandı ama gelin görün ki o gün bize öyle bir tablo çizerek, ağlayarak söylediği bu raporda KİT Komisyonunda, hatırlarsanız, daha sonra TOKİ'ye dönüştürerek ve orasını rant karşılığında vererek, kira sözleşmelerine aykırı hareket ederek, kira sözleşmelerini çiğneyerek, amacı dışında, kamunun dışında konuta ve gerçekten oraya bir özel sektörün girerek ranta dönüşmesini sağladık. Şimdi önce kiralama. Bakın, burada bulamadığım için de soruyorum ayrıca, binlerce tablo var, kira gelirleri 1'inci madde ve Atatürk Orman Çiftliğini ayakta tutan kira gelirleri ama kira gelirleriyle birlikte Atatürk Orman Çiftliğini de talan eden bir anlayış. Yine bir yöntem çıktı, rant anlayışı. Önce kiralıyorsunuz, sonra TOKİ'ye veya özele imar veriyorsunuz ve buraya girmeyi sağlıyorsunuz. İki tane yöntem var. Sonuçta bu kulağı buradan başka gösterip öbür taraftan almanın yöntemlerini hep bulmaya çalışmışız.
Yine devam ediyorum, TEDAŞ'a, Ankara Büyükşehir Belediyesine 2013 yılında bu kiralık yerler verilmeye devam edilmiş arkadaşlar. Şimdi, "Ak saray konusunda hep dolaştırıp oraya getiriyorsunuz." Evet, oraya getiriyorum çünkü nedeni şu: Oranın merkez olmasına bir de başka anlamdan bakmak gerekir diye düşünüyorum. Nedeni şu: Bir ülkenin yönetim tarzını, belediye ve başbakanlık binalarının konulduğu yerde etrafını önleyemezsiniz. Oranın artık engelleyemeyeceğiniz bir imar anlayışı gelişir ve Atatürk Orman Çiftliğini de bundan sonra önleme şansınız yoktur ve orası ranta açılır. Yarın, konutlar dolacaktır, ticarethaneler dolacaktır, bununla ilgili farklı yapılaşmalar alacaktır başını. Çünkü, önce kentin planlaması yapılırken idari merkezler ve buna bağlı olarak ticari merkezler konularak kent planlaması yapılır. Siz eğer nokta atışı olarak Atatürk Orman Çiftliğinin tam ortasına bugün ak sarayı oturtursanız ondan sonra bunu önleme şıkkı yoktur yani olma şansı da yoktur, istediğiniz kadar... Bunu delerek ranta açmayı sağlamış oldunuz zaten. Ne diyor? "Burasını koruyacağız." Nasıl koruyacaksınız? Koruma yönlerini zaten deliyorsunuz ve aşmışsınız. Siz 3'üncü derece site çevirerek, bunu da kaldırarak artık oraya konut yapılabilir, buraya yatırım yapılabiliri, ziraat bölgesinden çıkarılabilirin önünü açmışsınız.
Buradaki konuyu doğru kavramak gerektiğine inanıyorum ve özellikle 1'inci madde üzerinde Gazi Üniversitesinin bu anlayışını kınıyorum. Şu anda yapılan uygulamalarda hepsi ve bu anda da bunun kira sözleşmesine aykırı olduğunu, amacının kamu dışında kullanıldığını, burada dairelerin fiyatlarının bile en yüksek, yani Çukurambar'ın alt tarafındaki o dairelerin -ben de o semtte oturuyorum- en yüksek fiyata satıldığını ve burada Atatürk'ün arazisinin kamu adına birilerinin cebine para girdiğini herkes biliyor ve görüyor. Şimdi, buradan, benim komşum olduğunu söyleyen arkadaşıma şunu söylüyorum: Çukurambar'da üç yıldır beraber oturuyoruz, o da benimle beraber geldi. Çukurambar'da şu anlayışla bunu yok edemezsiniz: Çukurambar yapıldığında geniş bir yola haizdi, orada 8 katlı binalar vardı ve üç yıl içerisinde siz oraya 48 kat ve 65 kat gibi yoğunluğu olan bir yere planlamasından sonra verirseniz, Atatürk Orman Çiftliğine beş yüz tane daha yol yapsanız orası gene yetmez. Onun için, doğru tesisi doğru yerde kullanarak... "Biz burada çok rahatladık" anlayışını yanlış anlatmamak gerekir. Eğer siz bu ülkede ranta dönük, oradaki planlamayı, Atatürk Orman Çiftliğinin oradaki arazilerini de katarak ki... Atatürk Orman Çiftliğinin Çukurambar bölgesinde özellikle satılan ve orada AVM'ler yapılan kısmını da hatırlatmakta fayda var, yine bunlar da özelleştirilerek satılan kısımlar içerisinde, bu dönem içerisinde olmuştur ve burada bunlar beraber tartıştığımız, KİT Komisyonunda tartışılan konular içerisindedir.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, şunu yeni müdürümden rica ediyorum, bir: Başbakanlığa tahsis edilen yerde Cumhurbaşkanı oturabilir mi? Bunun takipçisi siz olacaksınız.
BAŞKAN - Onun ilgisi yok.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Arkadaşlar, bir şey soruyorum.
BAŞKAN - Atatürk Orman Çiftliğiyle ilgisi yok yalnız Sayın Sarıbaş.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Müsaade eder misiniz?
Bakın, bir daha tekrar ediyorum. Tahsis kimin üzerine yapılmış?
BAŞKAN - Tahsis değil burası, zaten kanunla devredilmiş. 1960 senesinde Orman Bakanlığına kanunla devredilmiş bu arazi. Yani, buranın Atatürk Orman Çiftliğinin arazi şeyi olmamış.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sayın Başkan, ben çok iyi anladım, bir daha tekrar edeyim isterseniz, başındaki konuşmayı kaçırdınız herhâlde.
Bakın, bundan önce de dâhil olmak üzere, önce kamu kuruluşlarına Atatürk Orman Çiftliği tahsis ediliyor ve Atatürk Orman Çiftliği örneğin -burada var geçmişte de bilindiği gibi- bira fabrikası kurulmak üzere veriyor. Daha sonra ne oluyor? Bu süreç geçiyor ve geçtikten sonra özelleştirilebiliyor yani Atatürk Orman Çiftliğindeki olay. Şimdi, bu kamu kuruluşu sizin de ifade ettiğiniz gibi oraya tahsisin dışında başka bir amaçla... Şimdi aynı şekilde Başbakanlığa tahsis ediliyor.
BAŞKAN - Tahsis değil, kanunla değil işte, yanlış bilgi.
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Devredemez ki efendim.
BAŞKAN - Yanlış bilgi.
Sayın Sarıbaş, Sayıştaydaki arkadaşlardan bu konuyla ilgili durumu bir öğrenelim. Yani, yanlış bilgi üzerinden konuşmalarımızı temellendirerek yapıyoruz, o nedenle onu düzeltelim. Burası tahsis yapılan bir yer değil, Atatürk Orman Çiftliğiyle ilişkisi kanunla kesilmiş. Kanun çıkmış 1960'ta, Orman Genel Müdürlüğüne devredilmiş arazi. Bu konuda ne Sayıştayın bir görevi var, kanunla yapılmış bu çünkü, ne de Atatürk Orman Çiftliğiyle bir ilgisi kalmış arazinin. İsterseniz ben Sayıştaya bu noktada -sözleriniz toparlayın- bilgi isteyelim kendilerinden, daha sağlıklı tartışma imkânı buluruz.
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Sayın Başkan, bir de şeyi sorabilirsek: Şimdi, bu bira fabrikaları falan, özelleştirilen fabrikalar arsasıyla beraber mi özelleşmiş yoksa...
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Başkanım, ben o zaman Sayıştaydan doğru yanıt almak üzere bir katkıda bulunmak istiyorum.
1960'ta Orman Çiftliğine değil mi yanlış söylemiyorum?
BAŞKAN - Orman Genel Müdürlüğüne
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Orman Genel Müdürlüğüne satışı yapılırken orada şerh var mıydı? Ne amaçla satıldı? Bu amaç içerisinde tapunun şerhlerinde hangi amaçlar vardı? Böyle bir şerh varsa bilgi edinmek istiyorum.