KOMİSYON KONUŞMASI

ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayıştay bu öneriyle ilgili birkaç kez üzerine basa basa Atatürk'ün bağış mektubuna vurgu yapıyor ve bu bağış mektubunda ifade edildiği gibi, çiftlikler ilk senelerden başlayarak bütün kazançlarını gelişimlerine harcayarak önemli tesisler vücuda getirmiştir diyor. Yine, "Çiftliklerin yerine göre arazi, ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek ve dinlenecek sıhhi yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek." gibi bağış mektubunda bizzat gelecekle ilgili Atatürk'ün önermeleri var. Birkaç yerde de buna vurgu yapıyor Sayıştay dediğim gibi. Bildiğim kadarıyla da Çiftliğin 30 milyon civarında, 30 milyon TL civarında bir parasal varlığı var. Öyle midir? Nakdi var herhâlde, 30 milyon civarında. Parasal varlığından söz ediyorum. Yani geçmiş yıllara ait kârı var yani 30 milyon lira. Şimdi, bunu zaten Sayıştay da "Harcayın." diye öneride bulunuyor ve bu arada Hazine size 2013'te bir yazı yazıyor, mali bilgilerinizi istiyor. Bu mali bilgileri istemesinin altında, Hazine bu mevcut parayı hazineye aktarmanızı isteyebilir ve böyle bir şey isterse bir ay içinde aktarmak zorundasınız. Oysa, yani bu, Atatürk Orman Çiftliğinden elde edilen gelirlerin, geçmiş yıllar kârlarının, bu biriken kârların Sayıştayın önerisi doğrultusunda burada projeler üretmek, buraya yatırım yapmak gerekiyor. Siz de birçok şeyi cevabınızda söylüyorsunuz. İşte, Park Center. Ya bu "Park Center" yerine tabii, bu, bir "Atapark" gibi başka bir isim olsa herhâlde daha uygun olur, "Center" olarak bunu isimlendirmek yerine. "Gazi Orman Çiftliği Parkı", "Gazi Piknik Alanı", çevre düzenleme çalışmaları, Atatürk Evi Müzesinin bakımı yapılıp restorasyondan sonra ücretsiz hâle getirilmesi, Alman Büyükelçiliği binasının devlet konukevi olarak çalışmalarının yapılması, tarihî hamamla ilgili, millî botanik bahçesiyle ilgili, evet, ciddi çalışmalar yapıldığını söylüyorsunuz. Gene burada, 1925-2002 yılları arasıyla 2002-2014 yılları arasını kıyaslıyorsunuz bir siyasi yaklaşımla. Bundan vazgeçin yani bir dahaki raporlarınızda, cevaplarınızda bence böyle olmamalı. Ve yüzde 69'unu ağaçlandırdığınızı söylüyorsunuz bölgenin. Yani, yüzde 31'i henüz ağaçlandırılmış değil demek ki.

Yani, olabilir, mesela, arkadaşlarımızın da önerileri doğrultusunda, burayla ilgili, burada tarımsal üretim vesaire yerine belki bütün bu alanla ilgili her tarafı ağaçlandırılarak büyük bir ormana dönüştürülmesi... Mesela, İzmir'de, ben size tavsiye ederim, bir bakın, doğal yaşam parkı var İzmir'in. Çok geniş bir alanda ve herhâlde dünyada çok önemli tesislerden bir tanesi. Burada hayvanat bahçesiyle belki birleştirilerek önemli bir kısmı böyle bir şeye dönüştürülebilir. Yani bizim önerilerimiz olur... Daha doğrusu sizin bu konuda proje üretmeniz gerekiyor zaten bu parayı harcamak için. Bu parayı niye kasada tutuyoruz, onu bilmiyorum.

Bu şeye de çok doğrusu çok şaşırdım: Kanalizasyonun hâlâ Ankara Çayı'na akıyor olması Ankara açısından çok büyük bir ayıp. Yani o konuda... Evet, İzmirli olarak, bir kere daha, İzmir'de yaşamaktan bunu okuyunca mutlu oldum. İzmir'in ne içinde ne de çevresinde artık böyle şeyler yok. Yani, kendi sınırları içinde Gediz Nehri'nin tamamına arıtma tesisi yapılmıştır; şimdi, yeni sınırlarına giren Küçük Menderes'te de bu çalışmalar sürdürülüyor. Zaten Türkiye'deki toplam ileri biyolojik arıtma tesislerinin yüzde 30'unun üzerindeki tamamı İzmir'de. Ankara'da hâlâ Ankara'nın göbeğinde bir çaya kanalizasyon akıtılıyor olması... Ve burada diyorsunuz ki, başka kurumlara, Devlet Su İşleri falan diyorsunuz, bunların hepsini İzmir Büyükşehir Belediyesi yaptı İzmir'de. Burada Ankara Büyükşehir Belediyesi ne iş yapıyor, bilmiyorum yani. Hakikaten bu, utanılacak bir durum; hâlâ bu çağda, bu dönemde böyle bir şey.

Evet, teşekkür ediyorum.