KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de bütçenin hazırlanmasında emeği geçen tüm çalışanlara teşekkürlerimi ileterek sözlerime başlıyorum.

Gider bütçesini dengelemek için belli kalemlerde 2019 bütçesiyle ilgili gelir artışları öngörülmüş. Burada kimi fasıllarda yüzde 20, kimi fasıllarda yüzde 26 gibi gerçekte toplanması çok mümkün olmayan vergi gelirlerinin olduğunu görüyoruz. Bunun herhâlde bütçe açığının biraz daha başlangıçtaki planlamada az gösterilmesiyle ilgili olduğunu düşünüyorum.

Bütçeyi incelediğimiz zaman Afet Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bütçesinde yaklaşık 800 milyonluk bir azalma var ama en önemli tasarrufun Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında olduğunu görüyoruz. Çok sayıdaki arkadaşımız da bölgeyi gezdilerse gübre fiyatlarındaki yüksek artış sebebiyle özellikle kuru tarım yapılan arazilerde şu anda ekimin tamamen yapılmadığını ve önümüzdeki yıl Türkiye'nin hububat rekoltesinin ciddi biçimde daralacağını ve bu sene 85 kuruşlara köylünün satmak zorunda olduğu buğdayın üretim azlığı dolayısıyla 120-130 kuruşlar seviyesindeki bir fiyata ulaşabileceğini ve buğday rekoltesinin de 3,5-4 milyon tonun üzerinde bir miktarda azalmasının gerçekleşeceğini görmek gerekir. Konya Ovası'nda da, Adana Ovası'nda da, Samsun Çarşamba ve Bafra ovalarında da, İç Anadolu'da da, Sivas'ta da, Erzurum'da her yerde tarım ürünlerinin ekiminin yani güz ekimlerinin çok azaldığını belirtmek istiyorum.

Burada başka önemli bir nokta da şu: Gerek köylünün Ziraat Bankasından gerekse küçük esnafın Halk Bankasından almış olduğu kredilerin, ağustos ayında yüzde 25'ler seviyesinde verilen kredilerin eylül ve ekim aylarında tamamen kapatılmış olduğunu da, bu nedenle de kredi kullanmak ihtiyacında bulunan köylünün ve hayvancılıkla uğraşan insanların da ciddi biçimiyle bir finansman sıkıntısı içinde olduğunu belirtmek gerekiyor. DAP gübresiyle ilgili de hâlâ hiçbir çalışmanın yapılmaması ve 160 liranın üzerindeki torba fiyatıyla da hiçbir köylünün bu gübreyi almadığını belirtmek istiyorum.

Burada önemli bir daralma da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesinde gözüküyor. Şu ana kadar edindiğimiz izlenim şu ki, 2018 yılı içinde yapımı devam eden ve faturaya bağlanmamış ama müteahhitler tarafından da kamuya yapılmış olan işlerin toplam tutarı 12 milyar civarında. Bunları niye fatura etmiyorlar? Çünkü fatura ederlerse KDV ödemeleri gerekir. Devlet para ödemiyor, belediyeler para ödemiyor ve müteahhitlere "Siz faturayı kesmeyin, bizde para olana kadar da bekleyin." deniyor.

Şimdi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2019 bütçesinde ödenek olarak konmuş rakam 13 milyar 601 milyon. Zaten buradan şunu anlıyoruz ki şu an yapılmış olan işlerle ilgili ödemelerin dışında herhangi bir yatırım için bütçeye ödenek konmamış. Burada, gerek ekonomik durgunluk gerek faiz gerek bütçe açığı dolayısıyla bütçede bir tasarrufa gidilmesini anlamaya çalışıyorum ama yani en çok ihtiyacımız olan, yani nüfusu artan, büyüme ihtiyacı olan bir ülkede büyümenin yavaşlatılmasıyla ilgili hem de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bütçesinde bu büyüklükteki bir tasarrufu anlamak mümkün değil. Şunun için mümkün değil: Dün kısmi açılışı gerçekleştirilen İstanbul Havalimanı'na, günlük ortalama 250 bin yolcunun giriş-çıkış yapacağı öngörülüyor. İstanbul Havaalanı'na ulaşım için en geçerli yöntem zaten raylı sistem. İstanbul Mecidiyeköy-havaalanı raylı sistemin 2017 31 Aralık itibarıyla gerçekleşme oranı yüzde 1. Yani 2018 yılı içinde yatırımlarla birlikte başladı, bir programsızlık söz konusu ve tünellerde de ciddi çökmeler meydana geliyor. Zaten var olan çökmeler sebebiyle de yatırımın bir yıla varan bir süre içinde de uzaması söz konusu.

Bakın, İstanbul'da yapılması gereken raylı sistemlerin toplam uzunluğu 1.016 kilometre. Bu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Raylı Sistemler Daire Başkanlığının hazırlamış olduğu projede belli. İktidar olduğunuz 1994 yılında İstanbul'da raylı sistemlerin toplam uzunluğu 102 kilometreydi, demir yolları, metro, hafif raylı sistem ve tramvaylar dâhil. Bugün 2018 yılının 30 Ekim tarihinde İstanbul'da -geçtiğimiz hafta açılan 3 kilometrelik Çekmeköy hattıyla birlikte- toplam metro uzunluğu, raylı sistem uzunluğu 169 kilometre. Yani 1994-2018 yılında iktidarlarınız döneminde, on altı yıllık merkezî Hükûmet, yirmi dört yıllık yerel iktidarınız döneminde İstanbul'daki raylı sistemin toplam uzunluğunda 67 kilometrelik bir katkı meydana gelmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Zeybek, son cümlelerinizi alayım.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi 18 milyarın üzerinde borca ulaşmış. İki yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesinin borcu 4 milyardı, iki yıl içinde 18 milyara ulaştı, yabancı döviz cinsinden borçlarının da kurla birlikte artışını dikkate aldığımızda Büyükşehir Belediyesinin başlamış olduğu bütün raylı sistem yatırımlarının devlet tarafından üstlenilmesinin acil bir ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor. Bu eğer yerine getirilemezse -projelerin birbirini desteklememesi yüzünden- çok iftihar ettiğiniz, dünyanın en büyük havaalanı olarak ilan edilen İstanbul Havalimanı'na insanların ulaşmasıyla ilgili ciddi sıkıntılar oluşacaktır ve uçak biletini 200-250 liraya alan bir yolcu havaalanına ulaşmak için de en az 200-250 liralık bir ücreti taksiye ödemek durumunda kalacaktır diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.