| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Türkiye Büyük Millet Meclisi b)Kamu Denetçiliği Kurumu c)Sayıştay Başkanlığı ç)Cumhurbaşkanlığı d)Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı e)Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı f)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği g)Diyanet İşleri Başkanlığı ğ)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu h)İletişim Başkanlığı ı)Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü i)Savunma Sanayii Başkanlığı j)Savunma Sanayii Müsteşarlığı k)Strateji ve Bütçe Başkanlığı l)Kalkınma Bakanlığı m)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı n)Devlet Arşivleri Başkanlığı o)Başbakanlık ö)Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği p)Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 31 .10.2018 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dünden bu yana başlayan görüşmelerin tekrar hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Başkanım, Sayın Meclis Başkan Vekilimiz, Sayın Sayıştay Başkanımız, Sayın Ombudsmanımız ve değerli arkadaşlar; hepimiz bu yüce Meclisin altında görev yapan milletvekilleriyiz, ben de 27'nci Dönemde aranıza katılmış bir arkadaşınızım ve bu yüce Meclisin çatısı altında milletin iradesini burada hepimiz birlikte temsil ediyoruz. Bu açıdan da bu yüce Meclisin önemini vurgulamaya gerek yok zannederim. Ancak görüyoruz ki yeni oluşturulan Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte bu yüce Meclisin çalışma sistemi ve yöntemi de sürekli sorgulanmak zorunda kalınıyor. "Meclis iradesi" dediğimiz kavram çok fazla vurgulanmasına rağmen baktığımızda, özellikle Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle Meclis iradesi maalesef zedeleniyor, darbeleniyor, darbe alıyor yani.
Şimdi, bu konuda benden önce konuşma yapan arkadaşlarımız çeşitli vurgular yaptılar. Meclisteki çalışma usullerimize baktığımız zaman, zaten bugün yeni sistemde güvenoyu, gensoru önergesi yok; Meclis araştırma önergeleri özellikle muhalefetten geldiği zaman reddediliyor, hiçbir tanesinin şu ana kadar kabul edildiğini görmedik; Sözlü soru önergesi zaten yok; yazılı soru önergelerine de ben şu ana kadar, göreve başladığımızdan bu yana fazla bir cevap verildiğini görmedim, belki tek tük cevap verilmiş olabilir. Şimdi, o zaman eğer milletvekili arkadaşlarımızın Mecliste sordukları soru önergelerine cevap verilmiyorsa burada milletin iradesinin Meclise yansımasından nasıl bahsedebiliriz? Bahsedemiyoruz zaten, böyle bir problemimiz var. Şu anda Meclis Başkanımız burada olmadığı için tabii ki siz bunları Başkanımıza ileteceksiniz. Öncelikle Meclisin doğru işlemesi ve görevini yapması anlamında bu sorulan soru önergelerinin artık süresi içerisinde cevaplanması gerektiğini düşünüyorum. Yani burada sadece Meclisin bütçesini konuşmak yeterli değil, tabii ki ondan bahsedeceğiz, rakamlar var, burada bir işleyiş var, büyük, önemli bir kurumdan bahsediyoruz, onunla ilgili de konuşabiliriz ancak en önemlisi Genel Kurulda işleyişin nasıl yürüyeceğiyle ilgili. Mesela yine ben göreve başladığımdan beri haftada üç gün çalışamaz oldu Meclis yani sadece salı ve çarşamba günleri toplanıyor Genel Kurul, perşembe günleri hep tatil oluyor yani yeni bir teamül mü oluşturulmaya başlanıyor? Şimdi, kanun teklifi olmadığı zaman sanki Meclisin çalışmayacağı gibi bir sonuç çıkıyor buradan, bunun sonucu olarak da aslında Meclis gündemi açık olduğunda milletvekillerimiz biliyorsunuz gündem dışı konuşmalar yapıyorlar, toplumun, milletin, bu ülkenin sorunlarını Meclise getiriyorlar; gruplar grup önerisi olarak bazı tartışmalar açıyorlar ve yine milletvekillerimiz soru hakkını kullanarak ki burada şunun da altını çizmek istiyorum: Sorulan bu sorulara da ben bugüne kadar doğru dürüst cevap verildiğini görmedim ama yine de milletvekillerimiz soru hakkını kullanarak Mecliste yine kendi bölgeleriyle ilgili sorunları Meclise taşıyorlar. Meclisin haftada iki gün çalışması demek, aslında toplumun kanun teklifleri dışındaki sorunlarının Meclise taşınamıyor olması demektir, bu hakkının kısıtlanıyor olması demektir. Ben bu Meclisin yeni bir üyesi olarak açıkçası bunu doğru bulmuyorum. Bu teamülün tekrar bir gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum ve bunun da tabii Meclis Başkanımıza iletilmesini rica ediyorum.
Kullanılan bütçelerle ilgili rakamlara baktığımızda, şimdi, burada açıkçası -diğer kurumların da ben bu kesin hesap çizelgelerini incelediğim zaman çeşitli ödenekler, ek ödenekler, özel ödenekler, ondan sonra iptal edilen ödenekler- bu Meclisin kesin hesaplarında da bu rakamları görüyoruz. Bence rakamlardan ziyade yani bu iptal edilen ya da eklenen ödeneklerden ziyade ben şunu sormak istiyorum: Neden bu ödenekler bütçe görüşmelerinde geçirildikten sonra... Yani şimdi biz 2019'un bütçesini görüşüyoruz, işte geçecek, kabul edilecek ya da edilmeyecek, geçici bütçe, işte bir önceki yılın bütçesi kullanılacak. Neden daha sonrasında sürekli böyle bir ek ödenekler, yedek ödenek, ödenek üstü harcamalar çıkıyor? Bunların da bir gözden geçirilmesi gerektiğini açıkçası düşünüyorum.
Tabii şu anda 2018'i konuşmuyoruz ama mesela 16 Nisan 2017'de Anayasa kabul edildikten sonra Meclisteki milletvekili sayısının 600'e çıkacağı belliydi. 24 Haziran seçimlerinden sonra biz Meclise görev yapmak için geldiğimizde bununla ilgili hiçbir düzenlemenin hâlâ yapılmamış olduğunu gördük ve ben de mağdur olan milletvekillerinden olarak uzun süre odasız, burada milletin iradesini yansıtmaya çalıştık. Şimdi burada bir yönetim zafiyeti mi var, nedir? Bunların da sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi 2018 bütçesinden -kitapçıkta da vardı- henüz yüzde 60'ının harcandığını söylediniz. Tabii önümüzde bir üç ay daha var, yüzde kaçı, ne kadarı harcanacak? Meclis çatısı altındaki özellikle yapısal anlamdaki değişikliklerde planlamanın daha iyi yapılması gerektiğini açıkçası düşünüyorum. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum Meclisin iyi işleyişi açısından.
Biraz da personelle ilgili bir iki konuya değineceğim. Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapan bazı personelden -daha önce de değinildi arkadaşlar tarafından- aynı işi yapanların farklı ücret aldığıyla ilgili şeyler duyuyoruz. Bu konuda bir çalışma, düzenleme var mı? Bunun sebebi nedir, onu da açıkçası öğrenmek istiyoruz.
Yine, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece milletvekillerinin görev yaptığı bir yer değil, Türkiye'nin dört bir yanından gelen vatandaşların da ziyaret ettiği, milletvekilleriyle buluştuğu bir mekân ve buranın doğru bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Gördüğümüz kadarıyla bazı bölümlerde personel yetersizliğinden, personelin çok yoğun saatlerde, uzun çalışma saatlerine maruz kaldıklarını, bazı bölümlerde personel yetersizliği olduğunu görüyoruz, özellikle restoran bölümleri. Burası vatandaşa da hizmet eden bir bölüm. Burada bizim çalışan haklarını da düşünmemiz gerekiyor, çalışma hakları açısından bunların da düzenlenmesi gerekiyor. Eğer personel artırımı gerekiyorsa bu alanlarda bu da yapılmalı. Mesela yeni bütçede bununla ilgili bir çalışma var mı, olacak mı? Bunları da bir duymak isteriz açıkçası.
Süremi aşmadan, Sayıştayla ilgili de bir iki notum vardı -değinildi ama- ben de vurgulamak istiyorum. Şimdi, tabii Sayıştay denetimi demokratik ülkelerde şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından çok önemli. Tabii bu bizim ülkemiz için önemli ancak bazı konuların Sayıştay denetiminden muaf bırakıldığını görüyoruz. Ben de notlarımı almıştım, biraz önce de değinildi. Yani ben merak ediyorum, mesela bu Diyanetin hac ve umre için yaptığı harcamalar neden Sayıştay denetiminin dışında? Yani ne farkı, ne özelliği var da Sayıştay denetiminin dışında tutuluyor? Yine, Varlık Fonu'nun Sayıştay denetiminin dışına çıkarılmış olması da çok ilginç. Yani bunlar soru işaretleri. Sayın Sayıştay Başkanımız da bunları soru olarak not ederse...
Soru için de zannederim zamanımız olacak Sayın Başkan. Süre vereceksiniz, öyle değil mi Sayın Komisyon Başkanım? Bir süremiz olacak mı soru için ayrıca?
BAŞKAN - Tabii, olacak.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Neyse, Meclis Başkanımıza o süremi kullanmak istiyorum.
Mesela, yine Sayıştay Başkanımıza sormuş olayım: Bu, kamu payı yüzde 50'den az olan şirketlerin Sayıştay tarafından denetlenmesine de bir sınırlama getirilmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Emecan, toparlarsanız.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Toparlıyorum, bitiriyorum.
Bu sınırlamalar neden getirildi? Neden bazı kurumlar denetim dışı bırakılıyor? Bunların cevaplarını da açıkçası, duymak isteriz.
Teşekkür ediyorum.