| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Türkiye Büyük Millet Meclisi b)Kamu Denetçiliği Kurumu c)Sayıştay Başkanlığı ç)Cumhurbaşkanlığı d)Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı e)Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı f)Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği g)Diyanet İşleri Başkanlığı ğ)Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu h)İletişim Başkanlığı ı)Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü i)Savunma Sanayii Başkanlığı j)Savunma Sanayii Müsteşarlığı k)Strateji ve Bütçe Başkanlığı l)Kalkınma Bakanlığı m)Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı n)Devlet Arşivleri Başkanlığı o)Başbakanlık ö)Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği p)Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 31 .10.2018 |
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Vekili ve diğer bürokrat arkadaşlar; aslında Komisyondaki birçok milletvekili arkadaşımız bu raporlardaki birçok eksikliği, eleştiriyi zaten gündeme getirdi. Tekrarlamamak için çok da aynı durumları anlatmaya gerek olmadığını düşünüyorum ama şunu net bir şekilde söyleyebiliriz, hepimiz görüyoruz: Halk yoksullaşıyor, halk fakirleşiyor, halk gerçekten aç. Şunu net bir şekilde söyleyeyim, hatta kendimden örnek vereyim: Geçen sene 47 liraya aldığım bebek mamasını şu an 120 liraya alıyorum. Bu sadece bir örnek. Hani, onu net bir şekilde söyleyeyim. Asgari ücretle geçinen insanlar nasıl geçiniyor hakikaten şaşırmış durumdayım. İnsanlar aç. Hani, ülke bu hâldeyken maalesef ki Cumhurbaşkanlığı bütçesinin bu kadar yüksek olması bence vicdana ve etiğe aykırı olduğunu düşünüyorum. Onun için, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sarayın menüsünden bahsettiler. Hani, medyatik olan şeylerdi yine bunlar, ejder meyveli smoothie ve benzeri şeyler, onları geçtim. Hatta şöyle de söyleyeyim, burada aloe vera, sanırım starex diye bir şey de geçiyordu, içecek yine herhâlde. Oradaki starex'i ben açıkça söyleyeyim, minibüs olarak zannettim "Acaba içecek yerine minibüs mü veriliyor Hyundai Starex diye?" Gerçek. Çünkü o kadar bir israf politikası yürütüldüğünü ben de düşünüyorum. O konuda hepimizin eleştirisi mevcut. Hatta şu an bu görüşmede olduğumuzu bilen birçok vatandaş sosyal medyadan mesaj atıyor "Açız. Gerçekten bu israf politikasından vazgeçilsin. Geçinemiyoruz." şeklinde birçok mesaj atıyor. Bu bütçe görüşmelerinde de sizinle paylaşmak istiyorum.
Birçok konuda, tabii, eleştirilerimiz var. Bunlardan biri de yine, Diyanet İşleri Başkanlığına ilişkin bütçede bunlar mevcut. Bütçenin çok da teferruatına girmeden Diyanet İşleri Başkanlığının kendi alanındaki eksikliklerini ya da tarafgirliğini, açıkçası, anlatmaya gayret sarf edeceğim. Hani, bu konuda birçok eleştirimiz var. Ki yıllardan beri bu yapılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi bu ülkedeki tüm vatandaşlardan alınan vergilerle oluşturuluyor. Bunun içinde Hristiyan'ı, Yahudi'si, ateisti, Müslüman'ı, herkes olmasına rağmen ama maalesef ki Diyanet İşleri Başkanlığının genel itibarıyla Müslüman ve Sünni, Hanefi mezhebine ilişkin bir hizmette bulunduğu iddiamız var. Bunu kendi bölgemizden de şu örneklerle somutlaştırabilirim: Maalesef ki Kürtlerin yoğunluklu olarak yaşadığı bölgelerde görev yapan personelin, başta Kürt dili olmak üzere, Şafi mezhebi, Kürtlerin örf ve âdetleri hakkında son derece yetersiz olduklarını görüyoruz. Hatta şunu da söyleyebilirim sizi: Kürtçe ibadet zaten kesinlikle yok, onu söyleyeyim. Sayın Çelebi de söyledi, evet, AKP döneminde Kürtçe Kur'an meali de yazıldı hemen seçim öncesinde ama bunun üzerine bir şeyler eklenmedi, onu da belirteyim. Sabah da söyledim, şu an Diyanet İşleri Başkanlığının sitesinde 6 dilde yayın yapılıyor ama Kürtçe yok ya da diğer Türkiye'deki başka diller yok. Bu konu kesinlikle eleştirilmesi gereken bir konu ve bunun öz eleştirisi de verilmeli çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı en nihayetinde dinle ilgili bir kurum ve hakkaniyeti, hukuku gözetmek zorunda olduğunu düşünüyoruz. Yine başka örnekler verebiliriz. Başka köye cuma namazına giden imamlar var çünkü o köyde cuma namazı kılınabilecek bir nüfus yok ama Diyanet İşleri Başkanlığı bu köye ya da bu mezraya imam atıyor. Bu durum da kabullenilebilecek bir durum değil. Ya da -birçok milletvekilimiz, Komisyondaki üyelerimiz bu durumu da eleştirdi- cumada toplanan yardımlar gerçekten yakışmıyor, bu bütçeye rağmen neredeyse her hafta bu yardımların istenilmesi gerçekten kabul edilebilir bir durum değil ve maalesef ki Ulaştırma Bakanıyken Sayın Binali Yıldırım da Van'daki bir mitingde bunu söylemişti. Şu an Türkiye'nin bu Kürt meselesini güvenlik politikasıyla çözmeye çalışması sebebiyle yaklaşık 1 trilyon dolar bir kaybı olduğunu iddia etti, hatta 300 milyar ile 400 milyar dolar arası bir savaş bütçesine ayrılmış; kaybedilen, gerçekten herkesin hakkı olan, boş yere tüketilen bir para olduğunu düşünüyoruz biz. Daha önce de söyledik bu mesele, evet, siyasetle ve aynı zamanda vicdanla çözülebilecek bir mesele.
Bugün mesela size bölgede yaşanılan bazı şeyleri anlatayım, Sayın Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız da burada. Örgüt üyelerinin cenazelerinde mesela müftülük imamı izne çıkarıyor.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hangi örgüt?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hangi örgüt? Terör örgütü mü?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Efendim?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hangi örgüt?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Hangi örgüt olması önemli değil. Sizden rica ediyorum, ben bir bitireyim sonra siz söylersiniz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dediniz ki: "Kürtçe ibadet yok." Ben Erzurumluyum kardeşim, nasıl yok ya!
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Tamam onu ayrı söyledim, bunu ayrı söylüyorum.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Benim gittiğim yerlerde var, öyle bir şey olabilir mi?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, bir müdahale etmeyin.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Nerede var mesela?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Erzurum'da var.
BAŞKAN - Arkadaşlar... Hatibe müdahale etmeyin İbrahim Bey.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Ya yapmayın! Müsaadenizle bitireyim, sonra siz de eleştirin.
BAŞKAN - Buyurun.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Tam biz eleştirilerimizi dile getiriyoruz. Bakın, bu yaptığınız şekilde hiçbir şey çözülmüyor, gerçekten çözülmüyor. Bakın, ben çocukluğumdan beri bu durumların bire bir içindeyim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Biz de içindeyiz, her şeyi görüyoruz.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Ya, içinde değilsiniz, eminim ki içinde değilsiniz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Binlerce insanımızın katili bir örgüt var.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Ya, şunu söyleyeyim: Taybet İnan'ın yedi gün yedi gece cenazesi yerde kaldı ya! Allah için biraz da elinizi vicdanınıza...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sanki çok masum adamlarmış gibi anlatıyorsun ya.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Kim masum adamlarmış?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Can almaya gelmişler, katil güruhları onlar.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Taybet İnan diyorum, 65 yaşında bir kadın ya! Allah için, sizden rica ediyorum, beni bir dinleyin.
BAŞKAN - Karşılıklı konuşmayalım. Sayın Kaçmaz...
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Siz dinlemeden, sırf cevap vermek için veriyorsunuz. Lütfen, sizden ricam, bir dinleyin.
BAŞKAN - Sayın Aydemir...
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sizin gibi düşünmek zorunda değiliz.
BAŞKAN - Devam edin Sayın Kaçmaz, devam edin.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Hayır, mesela, işte, diyoruz, Taybet İnan'ın da cenazesi o sokağa çıkma yasağı döneminde yedi gün yedi gece dışarıda kaldı. Diyanet İşleri Başkanlığımız da bu konuda... Benzer mahiyette bir sürü örnek var. Ölümün her türlüsüne karşıyız, şiddetin her türlüsüne karşıyız. O konuda netiz, hiç kimsenin de farklı yere çekmesine gerek yok. Dediğim gibi, biz bire bir yaşamış insanlar olarak bunu nasıl çözebiliriz? Bağırarak çağırarak ya da daha fazla öfkelenerek bu işi çözebilir miyiz? Hayır, bir kırk sene daha, yüz sene daha sürecek, olan yeni nesillere olacak, yine bu ülkeye olacak, hepimize olacak.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bitecek, bitecek, Allah'ın izniyle yakın zamanda bitecek.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Neyse, size artık daha fazla cevap vermeyi düşünmüyorum, onun için de duymazlıktan geleceğim, onu söyleyeyim. Toplumsal barışa -açıkça söyleyeyim- kastedenler bu ülkede savaş politikasında ısrar edenlerdir, kimse bu. Savaş politikasında ısrar toplumsal barışı dinamitler, onu net söyleyeyim. Şunu söyleyeyim size: Bu şekilde bu meselenin çözülebileceğini düşünmek gerçekten abesle iştigaldir. Bu mesele çözülmez bu şekilde. Diyanet İşleri Başkanlığı da, Cumhurbaşkanlığı makamı da, siyasetçiler de, hepimiz üstümüze düşeni yapmalıyız. Ya, dediğim gibi, cenazedeki dinî vecibenin yerine getirilmesi dahi engelleniyor. Bilmiyorum, Sayın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısının haberi var mı ya da merkezden verilen bir talimat var mı?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Onlar Müslüman mıydı?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Yani siz mi karar vereceksiniz Allah için? Ya, bir cenaze...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, Müslüman'sa cenaze namazı kılınması lazım. Yani Hristiyan'sa başka bir şey yapılması lazım, onun için söylüyorum, değil mi?
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - İslam dininde de bir cenaze... Artık mevta olmuştur, cenazedir.
BAŞKAN - Arkadaşlar, müdahale etmeyelim, hatibe müdahale etmeyelim.
Buyurun.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Yani ısrarla bu durumu polemik hâline getirmenin gerçekten gereği yok. Ben şunu net söyleyeyim, sadece bir siyasetçi olarak da değil, bu ülkenin bir yurttaşı olarak, Şırnaklı bir Kürt olarak bunu söylüyorum: Bu meselenin çözümünde evet buyurun tartışalım, konuşalım, sadece bunu istiyorum.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hendekler açıldığında karşı çıkabilseydiniz olurdu.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Farklı düşünebiliriz, onu net söylüyorum, evet çünkü farklı yerden bakıyoruz ama şunu net söyleyeyim: Ben yaşadım, yeni nesiller yaşamasın istiyorum. Bu ülkenin maalesef ki birçok... Ya, şunu net söyleyeyim: Ben 1986 doğumluyum. PKK olmadan önce de Kürt meselesi vardı, sanki PKK'yle birlikte bu durum ortaya çıktı. Öyle bir anlatıyorsunuz ki... Yapmayın Allah için. Yani şunu da söyleyeyim: Sizin geldiğiniz siyasi gelenek de birçok ötekileştirmeye maruz kaldı. Ben açık ve net söyleyeyim: Ben 2006 yılında, çok mütedeyyin bir insan olmama rağmen, başörtülü sınıf arkadaşlarım derse girebilsin diye disiplin cezası almış bir kişiyim yani. Yapmayın yani farklı bir şey dediğimizde hemen üstümüze saldırmayın. İktidarın verdiği bu güçle de bunu yapmayın. Gerçekten, sizden rica ediyorum, sadece bir dinleyin; ha, beğenirsiniz, beğenmezsiniz, amenna, o sizin bileceğiniz iş. Mesela diyorum ya, bu konuda da eleştirilerimiz var. Bu ülkede örneğin, Alevi inancında olan vatandaşların da verdiği vergiyle yine bütçesi oluşturulan Diyanet, Aleviler için de bir şey yapmıyor, Hristiyanlar için de bir şey yapmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaçmaz, lütfen tamamlar mısınız.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Tamam Başkanım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sataşmalar oldu Sayın Başkanım.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Şunu net söyleyeyim: Buradan istirhamım, gerçekten, biraz daha sakin düşünmeye, gerçekten bu sorunu nasıl çözeriz üzerine yoğunlaşmaya... Birbirimize de sırf laf yetiştirme anlamında da bir şeyler yetiştirmeyelim. Dediğim gibi, ben o sokağa çıkma yasağında da 1990'lı dönemlerde de ve sonrasında da ben, Allah ömür verirse o bölgede yaşayacağım. Ben orada huzur istiyorum, açık ve net söyleyeyim. Huzur da konuşmaktan, iletişimden, siyasetle birlikte vicdandan da geçer, onu net söyleyeyim. O örgüt üyesi olsun, A örgütü, B örgütü, hiç fark etmez. Eğer ailesi cenazesinde dinî vecibelerini yerine getirmek istiyorsa... İslam'da da hiçbir dinde de bunun aleyhine bir durum olduğunu düşünmüyorum. Diyanet İşleri Başkanı Yardımcısının da bu konuyu gündeme alacağını düşünüyorum, onu net söyleyeyim. Bu şekilde insanlar birbirine karşı daha fazla öfke besler; bu, sorunu daha da derinleştirir ve bu çözümsüzlüğü hepimize dayatır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.