| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b)Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletmesi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 01 .11.2018 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, değerli sivil ve askerî bürokratlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Millî Savunma Bakanlığının 2017 yılı kesin hesap ve 2019 yılı bütçesi görüşmelerimizin vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Sayın Bakanım, tabii ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücünü gösteren en önemli kurumlardan bir tanesi Türk Silahlı Kuvvetleri. Bizim için de gerçekten özel anlamda anlam ifade eden, ülkemizin, vatanımızın güvenliğinin temeline dayandığı değerli kurumlardan, bizim de çok önemsediğimiz kurumlardan bir tanesi. Öncelikle bunu paylaşmak istiyorum. Bu anlamda da her yönüyle bizleri tabii ki çok ilgilendiriyor.
Şimdi, benden önceki konuşmacılar bütçeyle ilgili bazı rakamlara değindiler. 2019 yılı için teklif edilen ödenek miktarı 46 milyar 462 milyon 303 bin TL şeklinde. Hakikaten, bakıldığında ve karşılaştırıldığında mütevazi bir bütçe olduğunu görüyoruz sizin için. Bu anlamda da ben yapılan eleştirilere ve tekliflere katıldığımı belirtmek istiyorum bu noktada çünkü enflasyon bu ay sonunda yüzde 29'lara dayandığı için bu artış ne kadar karşılayacak, bunun bir değerlendirilmesi, sorgulanması lazım.
Biraz önce söylediğim gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri bizim için çok önemli. Özellikle çalışma sistemi ve disiplini anlamında baktığımız zaman, Türkiye Cumhuriyeti devletindeki bütün kurumlara da örnek olan, öncülük eden bir kurum olarak biz görüyoruz, öyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda da Sayıştay denetimindeki bulguları incelediğimizde, böyle bir kurumla ilgili Sayıştay raporlarına niye bu tür aksaklıklar, böyle bulgular yansıdı diye de düşünmeden edemedim açıkçası.
Değinilenlere değinmeyeceğim ama ben kayıtlara geçmesi açısından birkaç bulguyu burada sizlerle de paylaşmak istiyorum. Örneğin, rakamsal veri paylaşılmamakla birlikte, yapılmakta olan yatırımlar hesabının gerçeği yansıtmadığı ve taşınmazların fiilî envanterinin çıkarılmamış olması ve muhasebe kayıtlarının doğru olmadığı gibi bulgular var. Bunun yanında, izleyen dönemde ödeneceği öngörülen kıdem tazminatı karşılıklarının dönem sonunda ilgili karşılık hesabına alınmaması, mal ve hizmet alımlarında 4734 sayılı Kanun hükümlerine uyulmaması gibi daha sayılabilecek tespitlere yer verilmiş. Yani bu tespitlerle ilgili ne gibi işlemler yapıldığını da -ya da yapılacağını düşünüyorum- bizimle paylaşırsanız sevinirim açıkçası.
Sayın Bakanım, bir de Bakanlığın 2017 Faaliyet Raporu'nda şöyle bir bilgi paylaşılmış: "2017 yılında 423 bin 147 erbaş er silah altına alınmıştır. Silah altına alınan miktarın ihtiyacı karşılama oranı yüzde 72'dir." şeklinde. Şimdi, tabii, burada yüzde 72 olduğu belirtildiği için dikkatimi çeken bir şey oldu. Yani yanlış söylüyorsam düzeltin lütfen. Bir süre önce bizim önümüze bir bedelli askerlik kanunu geldi biliyorsunuz ve bu kanun çıkartılırken de askerlik başvurularında yani askerlik dönemi gelenlerde ciddi bir yığılma olduğu söylenerek bu kanun bizim önümüze getirildi. Şimdi, yani 2017 rakamlarına baktığımızda, ihtiyacın yüzde 72'si karşılandıysa yani bu yığılmayı nasıl açıklıyorsunuz, açıkçası bunu merak ettim, yani kamuoyunun da bunu bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yine, hazır bu bedelli askerlikten bahsetmişken daha önceki konuşmacılarımızın da değindiği bir konu yine, yani bu bedelli askerliklerle bu iş ne kadar sürecek? Yapılan başvurulara baktığımız zaman, bir de biz Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olduğumuz için, bedelli askerlik kanunu da bu Komisyona geldiği için kamuoyunda vatandaşlarımızdan, gençlerimizden tabii ki bize çok yoğun talepler oldu kanunla ilgili. İşte, yurt dışında yaşayanlara sağlanan uzaktan eğitim hakkından öğrenciler yararlanmak istediler. 1994 doğumluların çok yoğun şekilde talepleri oldu. 1994 doğumlularla ilgili, bu yığılmadan dolayı taleplerin karşılanmayacağı, dâhil edilmeyeceği söylendi. Bu anlamda, açıkçası, bedelli askerliği bizler bir çözüm olarak da görmediğimiz için kalıcı çözümler bekliyoruz sizlerden, kurumlarımızdan. Bu konuda bir çalışma var mı, olacak mı kalıcı bir askerlik yasasıyla ilgili? Yani olması gerektiğini düşünerek tabii ki bu soruyu soruyorum.
Sayın Bakanım, değerli üyeler; elbette, yani bütçe Millî Savunma Bakanlığı bütçesi olunca önemli konuların başında, yaşadığımız, beni de çok etkileyen, 2 askerimizin Tunceli'de donarak şehit olması olayı var. Açıkçası, tabii, orada 2 askerimiz yok, daha fazla askerimiz var. Diğerlerinin de donmaktan kurtularak tedavi edildiğini biliyoruz. Yani onlar da kurtulmasa belki 2 değil 10 şehidimiz olacaktı. Öncelikle, ben şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine de başsağlığı diliyorum. Basına, ölüm haberini mezarlık müdüründen aldıkları gibi bir şey yansıdı, bu da bizi çok üzdü. Şimdi, 21'inci yüzyılda 2 askerimizin donarak ölüyor olması, ben de dâhil kamuoyundaki herkesin vicdanını çok yaraladı. Yani, bu inanılır gibi değil, gerçekten. Bu kadar önemli, sistemli, disiplin altında oluşan, olan bir kurumun çatısı altında... Yani şimdi düşünüyorum, Türk kadınları evlatlarını askere gönderirken hem ağlarlar hem de öpe koklaya vatan, millet görevi için gönderirler. Gönderirken de size emanet ederler, Türk Silahlı Kuvvetlerine emanet ederler. Tabii ki askere gidince her koşulda, o koşullar altında, zorluklar altında o görevlerini yaparlar. Ancak yine diyorum, yani donarak ölmüş olmaları maalesef vicdanları çok yaralamıştır. Bu noktada, kamuoyuna yapılan açıklamaları da yeterli bulmadığımızı belirtmek istiyorum. Ben burada ciddi bir risk analizi eksiği olduğunu düşünüyorum açıkçası. Yani bir askerî kurumun bir çıkartma esnasında o bölgeyle ilgili bütün riskleri analiz ederek ona göre önlemler alması gerektiğini düşünüyorum -ben kendim de bir risk analizi uzmanıyım- bu anlamda da açıkçası hayal kırıklığı yarattı bizde. Bence, Türk Silahlı Kuvvetlerine bizlerin ve toplumun duymuş olduğu güvenin yaralanmaması için -ki yaralanmamasını çok önemsiyorum açıkçası- bu konunun kamuoyuyla daha açık paylaşılması gerekiyor, bahaneler öne sürülmeden, doğa koşulları, sarp dağlar, şöyle böyle ya da hava koşulları. Bugün artık meteoroloji yüzde 100'e yakın sonuç veriyor bize, doğru sonuçları veriyor hava koşullarıyla ilgili. Bunun altını açıkçası çizmek istiyorum.
Diğer bir konu, Sayın Sındır da biraz önce değinmişti, ben sunumunuzda göremedim. Sunumda genel olarak güneydoğu ve doğu bölgesindeki mücadelemizi paylaşmışsınız. Teşekkür ediyoruz, bizim için önemli. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, iç ve dış düşmanlar dediğimiz, geçmişte olan, bugün olan, yarın da olmaya devam edecek olan... Çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti jeopolitik olarak her zaman bulunduğu konum itibarıyla saldırılara açık olduğu için bu her zaman olacak. Türk Silahlı Kuvvetlerinin de bu saldırılar karşısında tabii ki yapmış olduğu mücadelenin biz her zaman yanındayız.
Ancak Ege adalarımızla ilgili, Ege sularıyla ilgili bir şey göremedim sunumunuzda. Çünkü öyle bir konu var biliyorsunuz, Ege adalarının işgal edilmesi gibi bir konunun aydınlatılması gerekiyor. Gerçekten adalarımız işgal altında mıdır, değil midir? İşgal altındaysa -bir zamanlar Kardak için yapılan bir hamle vardı biliyorsunuz, çok da ses getirmişti- yani bu adalarımızla ilgili neden sessiz kalınıyor? Belki bazı şeyler güvenlik sebebiyle kamuoyuyla paylaşılmıyor olabilir ama bu kadar sessiz kalınması da kafalarda soru işareti bırakıyor. Bu konuda da bizi aydınlatmanızı rica edeceğim.
Sormak istediğim diğer bir konu Sayın Bakanım, tabii ki 28 Şubat süreciyle başlayıp 15 Temmuzdan sonra da devam eden ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizde de...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Toparlıyorum Başkanım, müsaade ederseniz.
BAŞKAN - Lütfen, rica edeceğim.
Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Size söz vermiştim kısa tutacağım diye ama biraz uzayacak galiba, birkaç dakika.
O süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisindeki FETÖ yapılanmasıyla ilgili çok ciddi bir mücadele verildi, hâlâ o mücadele veriliyor, hâlâ operasyonlar ve gözaltıların da devam ettiğini duyuyoruz. Sonuç olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin güç kaybetmemesi gerekiyor, bu bizim için önemli diye biraz önce de vurgulamıştım. Bu konuda da bize bilgi verebilir misiniz? Türk Silahlı Kuvvetlerindeki yapılanmayla ilgili, bu mücadeleyle ilgili son durum nedir, bizi bilgilendirirseniz çok seviniriz.
Yine, sormak istediğim diğer önemli bir konu da Hava Kuvvetlerimizdeki pilot açığıyla ilgili. Bu mücadele sürecinde oluşan pilot açığıyla ilgili görevlerinden atılan ve ayrılan pilotların yerine yeterli pilot yerleştirilebildi mi, yetiştirebildi mi? Yani bunların ben cevaplanmasını rica ediyorum sizden.
Son olarak sözlerime de Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle son vermek istiyorum. En önemli sözlerinden bir tanesi "Yurtta barış, dünyada barış." Bizim ilkemiz de budur. Barış çerçevesinde ülkemizin, vatanımızın, milletimizin savunulması noktasında bu görevi üstlenecek kurumların tabii ki bütçelerinin de barışı sağlamak adına hayırlı olmasını diliyorum. Geçmişte yaşanan sıkıntılardan ders alınarak, benzer yapılanmaların da tabii ki bundan sonra önüne geçilerek sizlere çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Teşekkür ediyorum.