KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, Sayın Komisyon üyeleri, değerli Bakan yardımcıları, bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın başında vatan ve millet savunmasında, terörle mücadelede hayatını kaybeden Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu şehitlerimize ve hayatını kaybeden gazilerimize Allah'tan rahmet, hayatta bulunan gazilerimize şifa, sağlıklı ömür diliyorum.

Türk Silahlı Kuvvetleri Türk milletinin göz bebeği, aziz milletimizin ifadesiyle Peygamber ocağıdır. Bu çerçevede Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurum olarak tahkir edilmesine dönük her türlü girişimleri binlerce yıllık maziye dayanan ordu-millet ilişkisinin zedelenmesine ve Türk devletinin zaafa düşürülmesine yönelik girişimler olarak değerlendiriyoruz. Bakanlık olarak millî güvenliğimiz için yaptığınız çalışmaları desteklediğimizi ve sunumunuz için size teşekkür ettiğimi ifade etmek istiyorum.

Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; Türkiye uzun yıllardır terörle mücadele etmektedir. Bu süreçte yüzlerce vatandaşımızın hain terör eylemleri yüzünden hayatını kaybettiği tüm dünyanın malumudur. Belki de hiçbir ülke Türkiye kadar terörden zarar görmemiş, bu derece uzun süre boyunca terörle yaşamamıştır. Özellikle 11 Eylül sonrasında terörle küresel savaş adı altında yürütülen kampanya teröre olan öfkenin yayılmasını ve bu alanda uluslararası toplumun bilinçlenmesine katkı sağladı. Türkiye, dünyanın neresinde olursa olsun, kim tarafından yapılırsa yapılsın, terör karşısında ilkeli bir tavır almasına ve küresel mücadeleye destek vermesine rağmen, karşı karşıya kaldığı terör tehdidi konusunda küresel güçlerin desteğini alamamıştır.

Türkiye, ülke içinde yaşadığımız terörün yanı sıra bölgesel ve uluslararası alanda artan güvenlik riskleri ve tehditleriyle de karşı karşıya bulunmaktadır. Güvenlik sorunlarının artmasına paralel olarak tüm dünyada silahlanmanın ve savunma harcamalarının arttığı görülmektedir. 2017 yılında küresel savunma harcamalarının küresel ekonomik hasılanın yüzde 2,2'sine tekabül ettiği hesaplanmıştır.

ABD, Rusya ve Çin başta olmak üzere, büyük güçler arasındaki küresel rekabet ve siyasi çekişmeler tansiyonu artırmakta, tekrar soğuk savaş dönemine dönüldüğü şeklinde değerlendirmeler çoğalmaktadır. ABD Başkanının geçtiğimiz günlerde Rusya'yla 1987'de imzaladıkları Orta Menzilli Nükleer Füzeler Anlaşması'ndan çekileceğini ilan etmesi, yakın bölgemizde silahlanmanın artacağına, güvenlik ikilemiyle karşılaşılacağına işaret etmektedir.

Tüm bunlar yaşanırken ülkemizin içindeki ve sınırımızın hemen ötesindeki terör yapılanmasının hâlen devam etmesi, Yunanistan ve Rum yönetiminin Doğu Akdeniz ve Ege'de artan tacizleri gibi bölgesel gelişmeler, Türkiye'nin millî savunması ve güvenliği için teyakkuzda olunmasını gerekli kılmaktadır. Ülkemizin güney sınırı boyunca bir terör koridoru oluşturulması gayretleri vardır ve Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarıyla ve yine İdlib'deki çalışmalarıyla buna mâni olmaktadır.

Türkiye, bir yandan Suriye'nin ülke bütünlüğünün korunabilmesi, bir yandan Suriyelilerin içine düştüğü trajediden kurtulabilmesi, bir yandan da millî güvenliğe tehdit oluşturan terör riskinin bertaraf edilmesi amacıyla Suriye krizinin çözümü için çaba sarf etmektedir. Hem krizin insani boyutunu hafifletmek için sosyal ve ekonomik maliyetlere katlanmakta hem de sınır ötesine askerî operasyonlar düzenleyerek bölgenin terörden temizlenmesi için gayret sarf etmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve güvenlik güçlerimizin bu çerçevede yürüttüğü çalışmaları desteklediğimiz, atılan adımları yerinde bulduğumuz; teröre taviz verilmeden, teröristlerle müzakere edilmeden en sert şekilde mücadele edilmesini tercih ve tavsiye ettiğimiz herkesin malumudur. Gelinen noktada, aynı kararlılık ve inançla, terör örgütünün Fırat'ın doğusundan da sökülüp atılması gerektiğini vurguluyor, devletimizin bunu başarmaya gücü olduğuna inanıyoruz. Zira, Türkiye'nin hayati çıkarları da Suriye'nin asli sahibi olan toplumun hak ve menfaatleri de Fırat'ın doğusundaki PKK/PYD yapılanmasının acilen bertaraf edilmesini gerektirmektedir.

Elbette Türkiye'nin millî savunmasını ilgilendiren tek konu Suriye'deki terör yapılanması değildir. Hainlerin Kuzey Irak'ta ve ülkemizin içinde de fırsat kolladıkları bilinmektedir. Dolayısıyla, Kuzey Irak'a yapılan operasyonların da ülke içindeki operasyonların da devamı milletimizin huzur ve güvenliği açısından kaçınılmazdır. Geleceğimizin ve egemenliğimizin teminatı için terörle mücadeleyi millî bir görev ve sorumluluk olarak telakki etmekteyiz.

Sayın Bakan, Bakanlığınızın misyonu, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası ve güvenliğini sağlamak üzere millî savunma stratejisi doğrultusunda, millî niteliğini koruyarak, bilgi ve teknoloji çağına uyum sağlayarak, toplumsal huzur ve millî güvenliğimizle ilgili her türlü asimetrik tehdide karşı güvenlik birimlerinin hukuki, idari, teknik ve insan kaynakları bakımından yeterli donanıma sahip olmasını sağlamak olarak belirtilmektedir.

Bu çerçevede, Türk Silahlı Kuvvetlerinin dünyanın en caydırıcı ordularından biri hâline getirilmesi, Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumunun, tarihî ve kültürel mirasının yüklediği sorumluluğun gereğidir. Bu doğrultuda, fiziki, teknolojik ve beşerî kapasitenin artırılmasına yönelik gelecek planlamasının sağlıklı bir şekilde yapılması zorunludur.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevini çağın şartlarına uygun ve başarılı bir biçimde yerine getirebilmesini, hareket kabiliyetinin artırılmasını ve caydırıcılığının yükseltilmesini teminen silah, teçhizat ve ileri teknoloji kullanma kabiliyeti bakımından dünyanın en güçlü ordularından biri olması sağlanmalıdır. İleri teknolojiyi kullanmada ihtisas sahibi uzman personel istihdamı yaygınlaştırılarak hareket kabiliyeti artırılmalıdır. Askerî savunmada asimetrik, politik ve ekonomik güvenlik anlayışlarını da dikkate alan, ön alıcı bir yaklaşımla millî çıkarlarımızı sınırlarımızın ötesinden başlayarak koruyacak stratejik güvenlik anlayışı benimsenmelidir.

Üye olunan uluslararası güvenlik ortaklıkları ve müttefik ilişkilerinden bağımsız, ülkemizin kendi dinamik ve değerlerinden hayat bulan millî bir savunma yapılanması esas olmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin silah ve teçhizat yönünden dışa bağımlılığını azaltarak, ihracat kapasitesi yüksek, bağımsız ve yerli bir harp sanayisinin gelişmesi ve yerli müteşebbisin de silah ve askerî teçhizat üretimine yatırım yapması teşvik edilmelidir. Savunma sanayisinde bilgi güvenliğini sağlamak amacıyla mutlaka millî yazılım sistemi geliştirilmeli ve uygulanmalıdır.

Değerli Komisyon üyeleri, bu vesileyle bir konuya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde istihdam edilen ve terörle mücadele başta olmak üzere, Silahlı Kuvvetlerin çeşitli kademelerinde görev yapan uzman erbaşların, uzman çavuş ve uzman jandarmaların önemli problemleri bulunmaktadır. Çalışma şartları, mali ve sosyal hakları, yer değiştirme, kadro ve emeklilikle ilgili sıkıntıları, lojman ve benzeri sorunları bunlardan önemlileridir. Kuşkusuz, bu sorunlar ilgililerce de bilinmektedir ve inanıyorum ki çözümü için de gayret gösterilmektedir. Ancak, giderek kronikleşen bu problemlerden bazıları öncelikle ve ivedilikle çözülmelidir. Bazı sorunların çözümü için yasa değişikliği dahi gerekmemekte, alt düzenleyici işlemlerle çözülebilecek mahiyette bulunmaktadır. Kendilerine her türlü silah ve teçhizatı teslim ettiğimiz, terörle mücadelede etkin rol üstlenen uzmanların insani taleplerini dikkate alalım ve onları kaderleriyle baş başa bırakıp hainlere fırsat vermeyelim.

Öncelikle ve ivedilikle, çalışma şartlarını iyileştirelim, kadro ve emeklilikle ilgili sorunlarını giderelim, 3600 ek gösterge verelim, orduevlerine girmelerini sağlayalım, lojmanı olmayanlara lojman temin edelim. Devletimizin, kuşkusuz, buna gücü de kudreti de vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aksu, buyurun.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Şüphesiz, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu subay, astsubay ve diğer çalışanların da sorunları vardır; bunları da el birliğiyle çözme gayreti içerisinde olalım. Ancak, uzman çavuşlarımızın acilen el atılması gereken sorunlarını da sizin desteğinizle burada çözelim.

Bu düşüncelerle ben bütçenin ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum ve teşekkür ediyorum.