| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 01 .11.2018 |
AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarım, sayın bakanlarım, değerli misafirler, katılımcılar; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Komisyonumuzun yapmakta olduğu bu çalışmanın hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ediyorum. Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtikten sonra Sağlık Komisyonu olarak bu esas kanun teklifinin bulunduğu ilk toplantımız. Şimdi yeni sisteme göre bir kanun teklifimizi görüşeceğiz. Bu kanun teklifi görüşülmesi süresince bu Komisyonun, Meclisin ve Komisyonun mensuplarının değerli katkılarıyla en güzel şekilde millet hizmetine bir yasayı üretmiş olacağız. Tabii ki bu bir torba yasa.
Türkiye 2003'ten itibaren sağlıkta önemli bir şekilde birinci faz dönüşümünü yaptı ve bu gelişme, dönüşüm devam ediyor. Sağlık hizmetlerine erişimde önemli adımlar atıldı ve kolaylıklar sağlandı. Birinci basamak aile hekimliği ihdas edildi, koruyucu sağlık hizmetleri, ücretsiz ve aile hekimliği eliyle verilir hâle getirildi. Bunları özet olarak bir iki madde hâlinde geçmek istiyorum, ikinci basamakta altyapı iyileştirilmesi ve sağlık hizmetlerine katılan hekimlerimizin ve sağlık personelinin hem sayısının artırılması hem de hizmet kalitesinin, hizmet mekânlarının kalitesinin yükseltilmesi için önemli adımlar atıldı. Bir rakamı mukayese olsun diye vereyim. 2003'te Türkiye'nin sahip olduğu yatak sayısı 160 bindi, ama nitelikli yatak sayısı çok az miktardaydı, 6 bin civarındaydı. Bunun üzerine 130 bin nitelikli yatak eklendi -yaklaşık rakamları veriyorum- ve şimdi Türkiye'nin yatak sayısı 230 binleri geçebilir. 130 bin, 160 bin daha 290 bin eder matematiksel olarak ama biz ömrünü, miadını doldurmuş hastaneleri ortadan kaldırdığımız için ve yatakları yenilerken eski koğuşları, koğuş sistemlerini ortadan kaldırdığımız için şu anda ulaştığımız sayı 235 bin civarında bir yatak sayısı ve nitelikli yatak oranımız yüzde 50'leri geçmiş durumda. Bu sevindirici bir durum. Elbette ki Türkiye bununla ilgili çalışmalarını devam ettiriyor ve gelişmeleri hep birlikte izliyoruz.
Yapılan girişimlerdeki önemli adımlardan bir tanesi de sağlığın finansmanı, sağlığın hizmetinin ödenmesi konusu ki daha önceden parçalı bir sigorta sistemi vardı, SSK vardı bir tarafta çalışanlar için, kendi hesabına çalışanlar için BAĞ-KUR vardı ve öbür taraftan, kamuda çalışanlar için Emekli Sandığı vardı ve kendi cebinden ödeyen önemli sayıda halkımız mevcuttu. Bütün bunlar birleştirildi tek kurum adı altında ve sağlık güvencesi şemsiyesi bütün vatandaşlarımızı kapsar şekilde genişletildi ve bu şekilde 2006'dan beri genel sağlık sigortası uygulaması da hayata geçirilmiş oldu. Elbette ki birinci faz gelişme ikinci faz gelişmeyle devam ediyor. Kalitenin artırılması, sürdürülebilirliğin önemli bir unsur olarak takibi, bunlar yeni dönemde tabii ki bakan arkadaşlarımız ifade edecekler, daha pek çok yeniliklerle sağlık hizmetleri gelişmesini sürdürüyor. Bu arada, bu dönemde, 27'nci Parlamento döneminde bir de Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi kuruldu ki bu da Türkiye'deki gelişmiş sağlık hizmeti standardının uluslararası alanda da boy göstermesi ve sağlık turizminden ülkenin hak ettiği payı almasını sağlayacak önemli bir adımdı.
Bu yasa teklifine geçiyorum: Bu yasa teklifi bir torba yasa teklifi. Sağlığın yalnız torba yasası. Sağlıkla ilgili pek çok kanunda iyileştirmeler, düzenlemeler, düzeltmeler, geliştirmeler yaptığımız bir çalışma. Tabii ki yeni parlamenter sistemden çıkıp Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçmeden önce bunun çalışmaları yapılıyordu. Bakanlığımızda, bizden önceki dönemde de benim de görev yaptığım dönemde bu çalışmalar devam etti, hatta bir noktaya gelmişti, Bakanlar Kuruluna tasarı olarak sunulmuş, imzaya açılmıştı ama erken seçim süreci başladığı için o süreçte kaldı. Yani, bu kanun teklifi maddelerinin pek çoğu daha önceden çalışılmış maddelerdi. Elbette ki yeni ilaveler de var, yeni değişiklikler de var.
Yürütmenin özellikle ihtiyaç duyduğu düzenlemeleri, düzeltmeleri yürütmeyle birlikte de görüşerek bu çalışma buraya getirildi. Hizmetin gerektirdiği düzenlemeler elbette ki gene yürütmenin de görüşleri alınarak, bilgileri alınarak yapıldı. Ben inanıyorum ki Komisyon bu teklifi en iyi şekle dönüştürecek, geliştirecek ve Parlamentoya sevk edeceğiz inşallah.
Sağlık, milletimizin, hepimizin ortak meselesi. Yani Kanuni'nin şu sözünü paylaşmak biraz fazla olabilir ama ben yine hatırlatacağım: "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya cihanda devlet bir nefes sıhhat gibi." Yani sağlık önemli bir husus, o nedenle sağlık konusunda Komisyon üyelerimizin elbette ki çok değerli görüşleri olacak ve bu görüşlerini burada paylaşacak.
Siyaset, çözüm üreten yerdir. Siyasete pek çok tanım getirebiliriz. Benim hoşuma giden, sevdiğim bir tanımı vardır, o da: Devletin ve ülkenin sahibi millettir. Millet, aynı zamanda sahibi olduğu bu devleti yönetme hakkına da sahiptir. Bu yönetme hakkını millet seçtiği organları eliyle, kurumları eliyle, kişiler eliyle kullanır. Siyaset de işte millete ait olan o yönetme hakkının milletin seçtiği kişiler eliyle kullanılma faaliyetidir. Elbette ki millete "devlet" denen o kurumu ve birlikteliği en iyi şekilde hizmet ettirebilmek için yapılan faaliyettir, biz de burada o faaliyeti yerine getireceğiz ki sağlıkla ilgili kurumlarımızın millete hizmetini en iyi şekilde yerine getirmesini sağlayacak çalışmayı yapacağız.
Çok partili demokraside elbette ki farklı görüşler olacak. Bunlar ülkenin imkânıdır, bunlar ülkenin geleceğe dönük yeni çözümler üretebilme şansıdır. Bu torba teklifle 15 maddede değişiklik yapıyoruz, ilaveler yapıyoruz. Bunları öyle özetlemek gerekirse, ben şimdi giriş bölümünde çok fazla detaya girmeyeceğim ancak geliştikçe görüşmeler bize yöneltilen sualler olursa, açıklamamız gereken hususlar olursa elbette ki katkı vereceğiz, görüşlerimizi paylaşacağız.
Burada ilaç, eczacılıkla ilgili, ecza depolarıyla ilgili, ecza ticaretiyle ilgili düzenlemelerimiz var.
5'inci madde de terörle ilgili. Terörle iltisakı ve irtibatı, terör gruplarına üyeliği nedeniyle kamudan ihraç edilmiş kişilerin bu durumlarıyla ilgili kamuda çalışmamaları, kamuyla ilgili yerlerde çalışmamalarıyla ilgili bir düzenleme var. Onunla ilgili görüşlerinizi elbette hep beraber paylaşacağız.
Diğer taraftan, tıbbi müstahzarlar, üretim, beşeri tıbbi müstahzarların denetimi, bunlarla ilgili maddeler var. Ama güncelde, en çok gündeme gelen konulardan bir tanesi sağlıkta şiddetle ilgili konu. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulanmasını anlayabilmek mümkün değil. Yani insanların derdine deva bulmaya çalışan, insanların ıstırabını dindirmeye çalışan kişilere, meslek sahiplerine uygulanmakta olan birtakım şiddet girişimlerine karşı elbette ki yürütmenin üzerine alması gereken tedbirlere bu yasal düzenlemeyle bir adım atmış oluyoruz, ilave bir adım. Daha önceden bir düzenlemesi var bunun ama yetmiyor. Şimdi, bu atmakta olduğumuz adımla şiddeti uygulayan kişilerin, faillerin Emniyetle değil de savcılıkla görüştürüldükten sonra, savcılığa ulaştırıldıktan sonra, savcılığa götürüldükten sonra işlemlerinin tamamlanması şeklinde bir düzenleme yapıyoruz. Cezai müeyyidelerle ilgili kısımda, Meclisimizin de, kamuoyunun da elbette talepleri olacaktır. İnşallah önümüzdeki günlerde Adalet Bakanlığının Türk Ceza Kanunu üzerinde yapacağı çalışmalarda gündeme getirilmesi gerekiyor, onu da burada zikredeyim.
Anayasa Mahkemesinin iptal etmiş olduğu, daha önceki Sağlık Bilimleri Üniversitesinin Mütevelli Heyetiyle ilgili düzenleme Anayasa Mahkemesinin gerekçelerine uygun şekilde yeniden düzenleniyor, onunla ilgili maddemiz var.
Yine, Komisyon Başkanımızın da ifade ettiği gibi, üreme sağlığı nesebin korunmasıyla ilgili düzenlemelerimiz var, organ nakliyle ilgili düzenlemelerimiz var.
Öbür taraftan tütünle ilgili düzenlememiz var. Tütünle ilgili konuda bir iki hususa değinmek istiyorum. Türkiye, tütünle, sigarayla mücadelede iyi bir trend yakalamıştı ama bu trendde bir düşüş gözleniyor. Mutlaka tütünle mücadeleyi daha da geliştirip halkın sağlığının korunmasını sağlamak zorundayız. Tütünden doğan sonuçların milletimize, insanımıza, aynı zamanda devletimize, kamu maliyesine çok büyük yükleri olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, bununla ilgili mücadelede burada yeni ilave tedbirler getiriliyor. Bu ilave tedbirler tütünün görünürlüğünü, sigaranın görünürlüğünü azaltmak, sigaranın albenisini düşürmek o kutuların, uyarıların etkinliğini artırmak gibi. Bunları maddeler geldikçe elden geçireceğiz, birlikte çözeceğiz.
Aynı şekilde, Sayın Başkanım bahsetti, tabip ve diş tabiplerinin çalışma izinleriyle ilgili konu da yeri gelince elbette görüşülecek.
KÖİ modelimizle ilgili mükerrer yani kamu burada vergiyi, damga vergisini ve harcı bu cebinden alıp bu cebine koyuyor. O konuya da gelindiğinde açıklanacak inşallah. Nedir olay? Yani kamuya damga vergisi ödemiş oluyor, Maliye Bakanlığı bize bu vergi için para veriyor, biz de bu vergiyi geri Maliye Bakanlığına ödüyoruz. Bu mükerrerliği kaldırmak için yapılan bir düzenleme. Öbür taraftan, hizmetlerle ilgili teklifler alınırken amortisman süresini kısa tutarsanız o amortismanlar maliyetlere yükleneceği için amortismanların fiyatlar üzerine yansımasıyla karşılıyoruz. Makul amortisman süresini değişik kalemlerde Bakanlığın uygulayabilmesi için süre "on yıla kadar" denildi. A uygulamasında Bakanlık, yönetmeliğinde bir tarihi, bir rakamı belirler, B uygulamasıyla ilgili başka bir süreyi belirleyebilir. Bu esnekliği kazandırmak için düzenlemeler yapıldı.
Diğer teknik düzenlemeler de yeri geldiğinde tek tek görülecektir. Ben böyle bir özet sunum yaparak bitirmek istiyorum. Bu çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını tekrar Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum.
Teşekkürler Başkanım.