| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 01 .11.2018 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakan Yardımcım, değerli Komisyon üyeleri, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, gene bir torba yasayla beraberiz. Öncelikle Sayın Güven, görevinizde başarılar diliyorum. Sizi öğrencilik hayatımdan beri tanıyan birisi olarak titizliğinizi ve çalışkanlığınızı biliyorum. Umarım ki bu Sağlık Bakanlığı için de bir şans olur. Görevinizde başarılar.
Yine, AKP'nin hazırladığı bir torba yasayla birlikteyiz. Tabii ki buna da şükür diyoruz. Ben geçen dönem de yine bu Komisyonun üyesiydim ama Sayın Demircan dönemi de dâhil olmak üzere sağlıkla ilgili bir kez olsun böyle oturup da bir konu tartışılmadı. Burada kamuoyuna sunuş şekline bakılınca da "Sağlıkta şiddet engellenecek, bu yasa tasarıları görüşülecek." diye lanse edildi ama özüne baktığınız zaman da aslında işin hiç de öyle olmadığı, gerçeğinde, bu KHK'lerle atılmış sağlık çalışanlarının, doktorların özel hastanelerde ya da kamu kuruluşlarında çalışmasının önünün nasıl kesileceği gözüküyor.
Tabii, şunu anlayamıyorum: Hekimiz, doktoruz ve burada sağlık çalışanlarına bu kadar şiddet uygulanırken niçin bu kadar 44 tane maddenin içerisinde şiddetle ilgili bir tane madde yok. Aslında var; 24'üncü madde. Nedir o? Şiddet uygulandığı zaman gitmeyecek adliyeye ya da mahkemeye, şiddetin uygulandığı yerde ifadeler alınacak. Bununla nasıl engellemeyi düşünüyorsunuz sağlıkta uygulanan şiddeti, ben gerçekten anlayabilmiş değilim. Sizler bizi bu konuda aydınlatırsanız sevinirim.
Bakınız değerli milletvekilleri, 2017 yılı sonu itibarıyla on beş senede sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarında yüzde 168 artış yaşandığı gözüküyor. Elimizdeki bir başka veri ise 2013 yılı, 2017 yılları arasında her saat başı bir sağlık çalışanının şiddete maruz kaldığı gözüküyor. Yine, Nisan 2018 tarihine kadar son altı yılda sağlık çalışanlarına yönelik 68.375 şiddet vakasının geçtiği belirtiliyor. Niçin sağlık çalışanlarına, hekimlerine bu kadar çok şiddet uygulanıyor? Bunun üzerinde aslında kafa yormamız lazım ve bunu düşünmemiz lazım. Tabii, iktidar partisi Sağlıkta Dönüşüm Projesi'yle beklentileri çok yükseltti. Ne dedi iktidar partisi? Dedi ki: "Alacaksınız elinize kimliği, gideceksiniz bir özel hastaneye; istediğiniz hekime, istediğiniz saatte, para ödemeden muayenenizi olabileceksiniz." Hayal sattı bir yerde ama gelin görün ki vatandaş hastaneye geldiğinde işin özü hiç de böyle değildi. Önce yüzde 30 katkı payı, daha sonra bu oranlar artırılarak şimdi yüzde 200 oranında katkı payı alınıyor. Yani bir yerde "Hekimler, sağlık çalışanları, bunlar muayenehanelerinde para alıyorlar. Biz bunu engelleyeceğiz." denilerek gelinen noktada, artık neredeyse bıçak parası devlet eliyle yasal hâle getirilmiş durumda.
Şiddetin bir diğer nedeni, kışkırtılmış bir sağlık hizmeti yani nedir bu? Performans sistemi. Ne diyor iktidar partisi: "Ne kadar hasta bakarsanız, kaç hasta bakarsanız siz o kadar çok puan alacaksınız ve puan karşılığında da paranızı alacaksınız." Yani aslolan niteliktir burada ve bu anlayış hekimler arasındaki barışı da bozdu. Yani biz hekimler bir hasta ameliyat edilecekken öncelikle oturur, tartışır, konuşur "Bunu ameliyat edelim mi, etmeyelim mi?" derken şimdi "Bu hekim niçin bu puanı aldı? Ben niye bu kadar puan almadım?" gibi kısır çekişmelerin içerisinde.
Yine, bir başka nedeni sağlıkta uygulanan şiddetin, aslında toplumun daha büyük kesimini yanına alma adına siyasilerin kullandığı dil. Yani bir yerde hekimler, sağlık çalışanları hedef tahtası hâline getirildi. Yani siz hiç gördünüz mü bir uçak rötar yaptı diye şiddete uğrayan pilotu ya da siz hiç gördünüz mü bir türlü mahkemesi bitmeyen birisi tarafından "Niçin benim mahkemem bitirilmiyor?" diye dövülen bir hâkimi ya da bir bankaya gittiğinizde tam size sıra gelmiş, banka memuru "Mesai saatimiz bitti. Bir buçukta gelin." dediğinde şiddete uğrayan bir banka görevlisini? Tabii ki kimse şiddete uğramasın ama burada bilerek ve isteyerek iktidar partisi, iktidar partisinin mensupları sağlık çalışanlarını toplumun daha büyük kesimini kendi yanlarına çekme adına hedef tahtası getirdi.
Bakınız, ne denildi hekimler için? "Doktor efendi dönemi bitti." "Doktor efendi 'money' peşinde." "Ben bu doktora iğne bile yaptırmam." gibi söylemler gerçekten, evinde oturan vatandaşı "Gideyim, şu doktoru bir döveyim de rahatlayalım." safhasına getirdi.
İşte bugün burada gerçekten dağ fare doğurmuş. Yani burada şiddetle ilgili hiçbir şey yok, hiçbir tasarı yok, sadece ve sadece özelde çalışan hekimlerin önünü kesme adına yapılan bir düzenleme.
Biz yine de böylesi bir komisyonda, Sağlık Komisyonda da torba yasa da olsa bu maddelerin görüşülmesindeki fikirlerimizi de belirteceğiz.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.