KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Hazırunu, yasama faaliyetini yaratan arkadaşlarımızı ve yürütmeden dâhil olan Sayın Bakan ve ekibini saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, insana sorarlar ya, kamuoyunun ilgiyle beklediği EYT'yi aylardır tutuyorsunuz, aniden böyle bir teklifle karşımıza geliyorsunuz. Üstelik sağlıkta şiddetin arttığı, sağlıkta birçok problemin arttığı konuların sağlıklı bir şekilde tartışılması gerekip böyle bir teklif daha sağlıklı yollardan hazırlanması gerekirken bir baskın teklifle kamuoyunun karşısına çıkıyorsunuz ve Parlamentoda da bir an önce böyle bir teklifi yasaya dönüştürme isteğiyle bizleri burada bir şekilde baskı altına alıyorsunuz.

Şimdi, bir defa burada hukukçu olan arkadaşların bir ayıbı var, eğer Komisyonda mevcutsalar. Bir yasa böyle çıkarılmaz. Bir yasa beslendiği yerlerin görüşleri alınarak, onların hassasiyetleri tespit edilerek, onlarla birlikte tartışılarak yürüyecek yol sonucu ortaya konulur. Burada Tabip Odasının temsilcileri yok, burada Eczacılar Birliğinden kimse yok.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Var, var, buradalar.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Aldılar mı efendim resmî olarak görüşünüzü daha önce? Daha önce resmî olarak görüşünüz alındı mı bu yasa teklifi hazırlanırken Sayın Başkan? Burada barolar yok, burada sivil toplumla alakalı hiçbir şey yok. Karşımıza bir teklifle çıkıyorsunuz. Bu da zaten bu örgütleri yok etmeye yönelik bir teklif. Bundan bunu anlıyoruz.

Şimdi, Eczacılar Birliğiyle çözemediğiniz sorunu az önce sevgili Gamze Taşcıer Hanımefendi'nin de söylediği gibi Sayın Cumhurbaşkanıyla çözeceksiniz. "Sağlık Bakanlığı" dediğiniz artık bu Anayasa'da bir sekretarya usulü çalışan kurum; seçilmiş bir kurum değil, Sayın Cumhurbaşkanının tasarrufu altında. "Hükûmet" dediğiniz sadece Sayın Cumhurbaşkanı olarak algılanabilecek bir biçimde. Eczacılar Birliğiyle verimsiz oldu, Sağlık Bakanlığıyla çözeceksiniz.

Öyle tuhaf şeyler yapıyorsunuz ki insan şaşırıyor. Anayasa'nın 135'inci maddesi çok açık. 135'inci madde kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenliyor. Tabip Odasının ne günahı var, boşladınız onu. Şu anda bütün doktorlar eylem yapıyorlar. Bir iki gün önce Mersin'de yaptılar, şimdi Ankara'da yapıyorlar. Sizin bu çıkarmak istediğiniz yasaya karşı da yapıyorlar bu eylemi. Burada kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlar tarif edilirken demokratik bir yapının da tarifi yapılıyor. Bunların üyeleriyle olan ilgilerinin kesilmesi demokratik her türlü refleksin yok edilmesi anlamına geliyor. Siz bunların üyeleriyle ilgili çalışma koşullarından yaptırımlara kadar tamamını Sağlık Bakanlığı bünyesine alıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı bir tarihte gerçi bu kuruluşları hasım ilan etti, bu kuruluşun başındaki insanı "terörist" diye içeri aldınız, bu kuruluşun başındaki insan İstanbul Üniversitesinde herkesin özgür oyuyla seçilmiş, rektör olabilme yeteneğine sahipken bir başkasını rektör olarak atadınız, sonra "Terör eyleminin içerisinde." diye içeri aldınız ve bu kuruluşu şimdi de bu şekilde dışlamaya çalışıyorsunuz. Ya, bu demokrasiyi katletmek gibi bir şey.

Bu işlerden vazgeçin. Bunun kimseye bir faydası yok, bunun hiç kimseye bir faydası yok. Oturdunuz burada Anayasa'nın ne kadar maddesi varsa ihlal eden bir yasa getirdiniz. Anayasa'nın 2'nci maddesine aykırı, 23'üncü maddesine aykırı, 125'inci maddesindeki hak arama hürriyetine aykırı, 38/4'teki masuniyet karinesine aykırı, 135'inci maddeye aykırı, 130'uncu maddeye aykırı, bulabileceğiniz bütün Anayasa maddelerine aykırı bir yasa teklifiyle beraber geldiniz, bunu bir an önce buradan geçirmeye çalışıyorsunuz. İçinize siniyor mu? Biraz demokratlık kırıntısı varsa, bu yasaları geçirirken biraz sorgulamıyor musunuz etrafınızı? Yanınızdakilere anlatabilecek misiniz bu yasayı? Meslektaşlarınıza anlatabilecek misiniz? Yürekliyseniz bırakın burayı, çıkın meslektaşlarınızın önünde bu yasayı savunun. Bu Komisyondaki arkadaşların birçoğu tıp doktoru anladığım kadarıyla. Hukukçu koysaydınız iyi olurdu, bu rezillik ortaya çıkmazdı.

Ama benim size önerim, bu yasayı burada değil meslektaşlarınızın önünde savunun, tabip odalarında savunun, eczacılar odasında savunun, diş hekimleri odasında savunun. Savunabilecek misiniz? Hatta beraber tartışalım, beraber gidelim tartışalım. Kaçak yapı yapar gibi yasa çıkarıyorsunuz ya. Hiç kimsenin bilgisi yok, ilgisi yok; bir gece aklınıza geldi, doktorları Sağlık Bakanlığının bünyesi altına toparladınız. Anayasa'daki masuniyet karinesine aykırı 5'inci madde yarattınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkürler.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Devam edebilir miyim Sayın Başkan?

BAŞKAN - Toparlamanız için mikrofonu açacağım.

Lütfen bir dakika içinde toparlarsanız...

Buyurun.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Evet, toparlamaya çalışacağım ama sizin bin dakikalık zulmünüzü bir dakikada toparlamak çok da kolay değil.

Şu 1'inci maddedeki şeyi soracağım ben. Ya, söyleyeceklerimi aşağı yukarı kamuoyu ve sizler anladınız da. "Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen kurum kuruluşlar aracılığıyla şahsi kullanım için yurt dışından ilaç temin edilmesine cevaz verilir." Bu kadar soyut bir tarif olabilir mi ya? Sağlık Bakanlığı hangi kurumu tarif edecek burada? Kafasına göre mi takılacak? Kanun yapıyorsunuz, üstelik insan sağlığıyla ilgili, halk sağlığıyla ilgili kamuoyunu ilgilendiren bir kanun. Kurum ve kuruluşlar... Taş ocaklarına mı vereceksiniz bunu, ithal etmeyi? Kim dağıtacak? Böyle bir kanun olur mu?

Teşekkür ediyorum.