| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 05 .11.2018 |
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, aslında, maddeye ilişkin bir önergemiz vardı, onun üzerine konuşacaktım ancak Sayın Bakan Fakıbaba'nın, sayın vekilimizin sözleri önceden bir söz almamı gerektirdi. Aslında, mesele şu: Bu yeni dönemin -rejim diyelim, yeni sistem diyelim, ne dersek diyelim- bir anlayışı var, bir anlamı var. Bu anlamda şudur: Yasama kaliteli yasa çıkarmak durumunda. Eğer kaliteli yasa çıkaracaksa o zaman yeni paydaşları var. Yeni paydaş kim? Mesela, 1'inci maddede, bu işin muhatabı Türk Eczacıları Birliği. O zaman birincil onları çağıracağız. Bu maddeye başlamadan yani bunu milletvekillerinin önüne çıkarmadan onlarla bir görüşeceğiz, konuşacağız. Ya da Türk Tabipleri Birliğiyle ilgili... Kamu tüzel kişiliği olan bir birliğe, tabipleri temsil eden bir birliğe "Ya, siz beni temsil etmiyorsunuz." demeyeceksiniz.
AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) - Hiçbir zaman Türkiye'deki sağlık kurumları çalışanlarının...
BAŞKAN - Sayın Vekilim, önerge üzerine yoğunlaşalım lütfen.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sonuna kadar söyleyin, bu söyledikleriniz, sadece bu işin deşifresi anlamına gelir; aslında, Türk Tabipleri Birliğinin yaptığı eleştirilerin ne kadar doğru olduğunu gösterir.
Şimdi, önümüze gelmiş bir torba yasa. Bu torba yasanın içinde 5'inci madde ne akla, ne vicdana, ne hukuka, hiçbir yere değmiyor. Böyle bir maddenin böyle bir keyfîlikle getirilmesi doğru değil. "Sağlıkta şiddet" diye bir başlık konulmuş, bu başlıkla getirilen maddede sağlıkta şiddete ilişkin yeni bir şey getirmiyor. Şimdi, buradaki durum nedir? Burada, Fakıbaba'nın söylediği gibi Türk Eczacıları Birliğine "Ne var, bir alternatif olsun." meselesi de değil, bu, bürokratların hazırladığı aslında bizleri kasise düşüren maddeler zinciri. Yoksa, "sağlıkta şiddet" maddesinde yeni getirilen hiçbir şey yok ya da Türk Eczacıları Birliği zaten ilacı getiriyor ve bunu zaten sunuyor, burada da bir sıkıntı yok. O zaman neye bakmak lazım? Örneğin milletvekilleri, hani, bizler yasa çıkaracağız ya, o zaman biz kendi irtibatımızı, kendi diyaloglarımızı güçlendirerek bu milletin hayrına daha iyi sonuçlar çıkaracak maddeler çıkarmamız lazım, hele hele konu mesleki bir şeyse.
Bir örnek olsun diye bu milletvekillerinin ne kadar kıymetli olduğunu da söyleyeyim: Misal, geçen dönem tüm kurumlarda FETÖ vardı, tüm kurumlarda, aklınıza gelen her yerde, belki de FETÖ'cü kapıcı bile vardı ama hatırlayın, bir tane milletvekili FETÖ'cü yok. O zaman biz birbirimize güvenelim. Her şeyden önce geçen dönem bu Meclis bir sınav verdi. FETÖ'den soruşturma açılan bir tane milletvekili var mı, ben hatırlamıyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Güvenelim mi?
BAŞKAN - Sayın Bulut, önerge üzerinde konuşursak.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Tabii tabii, önergeye ilişkin de söyleyeceğiz.
Şimdi ama sonuçta şu var: Bu işin anlamını kaçırdığımızda maddeler konusunda da sağlıklı çalışamayız. Bu maddede ithal ilaçla ilgili... Ben eczacıyım, dört dönem eczacılar odası başkanlığı yaptım; saatlerce bu maddenin mahzurlarını size anlatabilirim, saatlerce. Bu madde sadece ve sadece bir sarfiyat artışı ya da devlet kaynaklarının peşkeş çekilmesiyle de açıklanamaz; bir sürü hasta insanlara, hatta hasta yapılan insanların sonucuna varır. Örneğin, on sene önce kan hastalıklarında ciddi bir suistimal vardı. İşte onu önlemek için yine kurum, Türk Eczacıları Birliği, Sağlık Bakanlığıyla anlaşma yaparak bu kan ürünü gruplarını dağıtım sistemine geçti. Tabii, bunları saatlerce anlatsam kaç kişi anlar, onu da bilmiyorum ama sarfiyat yüzde 10'lara kadar düştü. Yani, olmayan hastalıkların üremesi kalkmış oldu. Olmayan hastalıklardan insanlara bu ilaçlar verilir hâle geliyor eğer siz sistemi piyasaya teslim ederseniz.
Örneğin, bu maddede de... Allah aşkına, bu maddenin ihtiyacını birisi açıklasın. Hiç kimse açıklayamaz ama ben size açıklayayım: 2014 yılında mahkemeye verildi çünkü uygulayıcılar, 21 ilaç firmasına bu dağıtım kanalını devrettiler yani "Bu ithal ilaçları 21 dağıtım kanalıyla getirebilirsiniz." dediler yani özel şirkete verdiler. Sonuçta mahkemeye gidildi, bu şirketler bu sistemi devam ettirdikleri anda kaçakçılık işlemi yaptıklarına dair mahkeme kararı var ve bunun da hiçbir şekilde kamu hizmetinden çıkarılmaması gerektiğini söylediler ama altına bir madde düştüler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Hemen bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
BURHANETTİN BULUT (Adana) - ...dediler ki: "Eğer yasal bir düzenleme olursa elbette önü açılır." İşte, bugün, getirilen madde bu. Ama biz ne yaptık? Bu maddeyi, oturduk, konuştuk. Biraz sonra önergemizde -hem AK PARTİ'nin hem Cumhuriyet Halk Partisinin aynı önergesiyle- dedik ki: Buradaki suistimal nasıl engellenebilir? Burayı kamuya çevirelim. Yani biz, bu ilaçların ruhsat almasına karşı değiliz, aksine, gelsin ülkemizde bulunsun ama bu, yabancı şirketler kanalıyla burada yerli iş birlikçilerine verilirse burada ciddi bir suistimal olur dedik ve bu -bir araya geldik ve sağ olun, sizler de buna onay verdiniz- kamuya döndü. O zaman ne yapacağız? O zaman yeni paydaşlarımıza önce saygı göstereceğiz. Önce yeni paydaşlarımızın yani Türk Eczacıları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, meslektaşlarımızın en az bizim kadar bu konuda hassas olduklarını bileceğiz ama getirilen her maddede de burada bir üçkâğıt varsa bir milletvekili olarak, siz-biz ayrımı yapmadan bunun üzerinde duracağız. Dileyim, niyetim bu anlayışta, madde 5'teki mağduriyetin de giderilmesidir.
Teşekkür ediyorum.