| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 05 .11.2018 |
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, demin de ifade ettiğim gibi, ancak yine de kayıtlara geçmesi bu anlamda hasıl oluyor maalesef her konuşmamızda. Yine tekraren söylüyorum, bu torba yasa kabul edilemez, bu torba yasanın geri çekilmesi lazım, her maddenin ihtisas komisyonlarında ayrı ayrı görüşülmesi lazım.
Gelelim bu maddeye. Türk Eczacıları Birliği yaklaşık yirmi yıla yakındır bu ilaçları bu hastalara ulaştırıyor. Son on yıldır da bu ilaçların hastaya ulaştırılması kurumsal bir hâle gelmiştir. Hatta son dönemde bu ilaçların Pazar payı 2 milyarı bulmuştur. O anlamda yapılan hizmetin rakamsal boyutu da verilen hizmet de çok anlamlıdır, çok önemlidir çünkü burada, 35-40 bin hastayı kapsayan bu uygulamada yetim ilaçlar, dediğimiz gibi yani istisnai hastalıklarda kullanılan ilaçların temini ancak bu istisnai hastalıklar için olmaktadır. Bu az sayıda hastaların ilaç temini şayet zamanında yapılmaz ise ölümcül nedenlere sebep olmaktadır. Bu birçok defa karşımıza gelmiştir. Daha önceki dönemlerde, işte, Almanya'dan bir hostes arkadaşımızdan ya da kaçak yollarla bir merdiven altından falan alınırdı ve burada alınan ilaçlar mevcut fiyatın 10 katına filan alınırdı ama bu uygulamada, bu sistemde bu ilaçlar dünyanın en ucuzu bulunarak Türkiye'ye getirilmekte ve özellikle soğuk zincir olmak üzere bu hastalara verilmektedir ama bu maddenin tekrar gündeme gelmesinin en önemli sebebi yakın zamanda bu konuyla ilgili bir mahkeme kararının olması çünkü 2 milyar TL'yi bulan bu pazara karşı daha önce 21 şirket ve şu anda da görebildiğimiz kadarıyla 12'ye yakın şirket hâlâ kurumsal kimliğini devam ettirmektedir. Yani 2014 yılında bu madde çıktığında var olan 21 şirketin 12'si hâlâ devam etmektedir. Amaçları gayet açıktır, nettir, buradaki pazardan nemalanmaktır. Elbette ticaret bu, yapılabilir ama bunun ne kadar önemli olduğu 1262 sayılı Eczacılık Yasası'nda çok net bir şekilde ifade edilmiştir. Şayet hastalığın istisnai olduğu ve ilacın da çok zor şartlarda alındığı durumda işin içerisine rakamlar çok ciddi oranlarda gelmektedir. İnsanlar elindeki malı, mülkü ne varsa hepsini satıp bu ilaca ulaşmak istemektedir.
O vesileyle, bu maddenin üç önemli ayağında problem var. Yasal değil, yasaları zorlamaktır, mevcut yasaları baypas etmektir, dolaylı yollardan bir düzenleme getirmektedir çünkü eczacılık mevzuatına, depocular mevzuatına ve perakende hizmetler mevzuatına uymamaktadır.
İkincisi, bu özel hastalıkların şirketlere devriyle ciddi bir suistimal olacaktır. Sadece TL anlamında değil, yeni hastalıklar türeyecektir ve mevcut hastalar bu konuda yoğun ilaç kullanımı sebebiyle suistimale uğrayacaktır. Biraz önceki konuşmamda ifade ettiğim gibi, bu mesele daha önceki yıllarda ciddi olarak Türkiye'nin gündemindeydi ancak reçetelerin dağıtım yöntemiyle bu engellendi.
Üçüncü önemli konu da, çok ciddi bir partner var bu konuda, Türk Eczacıları Birliği. Türk Eczacıları Birliğinin kurduğu bu yöntemi baltalamak sadece bir kamu tüzel kişiliği olan bir yapıyı zayıflatmanın dışında hiçbir fayda sağlamayacaktır çünkü bu uygulamalarla Türkiye'de yapılan bu ithal ilaç getirilmesi dünyada örnektir. Bu Pazar günü, Küba Büyükelçisi ve Küba'dan bir ilaç firması temsilcisiyle bu konuları konuştuğumuzda, yaklaşık 60 ülkeyi dolaştığını ve bu uygulamanın diğer ülkelere örnek teşkil ettiğini ifade etmiştir ve bunların tümü de kamu eliyle yapılmaktadır.
O anlamda, buradaki oyunu, AK PARTİ'yle birlikte bozmuş olmaktan duyduğum memnuniyeti de ifade ederek milletvekillerimce bu önergenin onaylanmasını diliyorum. Teşekkür ediyorum.