| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı b)Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı c)Karayolları Genel Müdürlüğü ç)Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu d)Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 05 .11.2018 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım çok teşekkür ediyorum.
Efendim, bugün 5 Kasım -demin bir arkadaşımız altını çizdi, söyledi- ben de devletimize, milletimize hizmet etmiş, eski Başbakanlarımızdan Bülent Ecevit'e rahmet diliyorum. Allah gani gani rahmet eylesin.
Bizim kültürümüzde vefa, hak teslimi çok mühimdir. Bunu, bu topluma mensubiyet duyan herkesin, hakşinas herkesin yapması gerekir diye düşünüyorum. Bu bapta bir parantez açıyorum ve diyorum ki: Sevgili Bakanım, değerli arkadaşlarım, muhterem hazırun; önce insan temelinde millî iradeye hizmet maksadıyla on altı yıl önce iktidar olmuş bir AK anlayışla karşı karşıyayız. Ve yaptıkları var bugüne kadar, şimdi şu bütçede, bundan önceki bütçelerde de bu hâli yaşadık, gördük, yapılanlar üzerinden tenkit yöneltiliyor; bu, çok güzel bir şey.
Öncesinde, bütçe görüşmeleri tutanaklarına baktığımızda "yoklar", "yok" kavramından hareketle eleştiriler yapılırmış. Şimdi, Garo Bey burada, başlarken şunu söyledi ve çok dolu dolu da söyledi, mertliğine de teşekkür ediyorum: "İstanbul'a havaalanı yapılmamalıydı." gibi zamirinde bir düşünceyi serdetti. Buna bir sütre de koydu, gerekçe koydu, neydi o? ''Efendim, kuş yolları var, habitat...'' İnsandı, hayvandı falan gerekçe koyuyor. Ama size samimi söylüyorum, hayatının tamamında Erzurum'da yaşamış, Erzurum'da geçirmiş ve inşallah milletvekilliğinden sonra da ömrüm olduğunca orada yaşayacak birisi olarak şunu söylüyorum: Bir zihnin, şuur altının açığa vurmasıdır bu. Nedir o? İstanbul'u kıskanmak, Anadolu'dan, insanımızdan. Samimi söylüyorum, buraya efendim 25 milyon insan gelecekmiş de... Böyle bir sığ düşünce olabilir mi Garo Bey? Seninle burada bizim bu dördüncü bütçemiz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Herkes İstanbul'a gelsin, İstanbul 81 milyon olsun.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Gelsin gayet tabii, hepimizin, orası hepimizin.
Bir yatırımı tenkit bu zaviyeden olmamalı.
Şimdi, biz şöyle söylüyoruz, yapılanlarla ilgili şunu yapmak lazım: Efendim, talebimiz elbette olsun ama öncelikli olarak bir teşekkür. Biz şunu söylüyoruz: Şükür nimeti artırır. Kullara teşekkür, Allah'a şükür anlamınadır. Şurada müthiş bir hizmet ekibi var yani tarih yazmış bir ekip bu ekip. Bunlara elbet teşekkür edelim, ardından elbette ki taleplerimizi dile getirelim, elbette ki tenkitlerimizi de koyalım. Bütün bütün yok sayarsanız sizin sözünüzün de zırnık hükmü kalmaz Garo Bey.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tarih gösterecek kimin sözünün hükümsüz olup olmadığını.
BAŞKAN - Bekleyip görelim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, burada geçen konuşmamada da söyledim, şurada bir akil insan oturuyordu, şu sandalyede oturuyordu ve ben geçen konuşmamda da söyledim, şurada oturuyordu. Onun varlığıyla burada içimizde müthiş bir inşirah oluşuyordu, ferahlama oluyordu, rahatlıyorduk. Her konuşmasında öğretiyordu, devlet adamıydı, ciddi bir devlet adamıydı. Daha önce bürokratik kademelerde bulunup sonra siyasete intisap etmiş ve buraya gelmişlerin bakanlarla yaptıkları konuşmaları belki gizli sayılabilecek, mahrem sayılabilecek konuşmaları burada sırf muhalefet olsun diye intişar etmek, açığa vurmak gibi bir -yani kavramı özel kullanmaya çalışıyorum ki ayıp olmasın- zelil hâle asla düşmedi. Onun için, şimdi de yaşadığımız sürece de Zekeriya Temizel Bakanımıza saygıyla, muhabbetle yaklaşacağız, hep böyle olmak lazım.
BAŞKAN - Sayın Aydemir, sürenizin yarısı bitti, hatırlatmak istedim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Olsun, konuşuyoruz.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Keşke Temizel'i örnek alsanız.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, efendim on altı yılda 13 seçim kazanmak... Müthiş bir başarı, bu seçim nereden kazanılıyor? Vatandaştan. Vatandaş sizi niye tercih eder? Yaptıklarınızdan dolayı tercih eder. Biz seçim kazanırken bütün miyarımız, bütün ölçümüz gönülleri kazanmak olduğu için son kertede, son tahlilde seçim kazanıyoruz. Öyleyse yaptıklarımıza dikkat kesilmek lazım ve siyasette iyi olanı da -taklit etmek kötü bir şey değildir- taklit cihetine gidin. Muhalefete özellikle kardeşane bir tavsiyedir. On altı yılda 13 seçim kazanmanın bir esrarı var, çok ciddi bir sırrı var bunun. Sırrı biz burada aşikâr ediyoruz, işte bizim ekiplerimiz, kadrolarımız; hizmet yapıyoruz, insana hizmet yapıyoruz; gidilmeyen yerlere Ferhatvari yollar açıp insanımızın ulaşmasını temin ediyoruz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Bakan daha yeni geldi, daha bakalım. Karayolları Genel Müdürüydü önceden.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yeni geldi olur mu, bu ekibin esaslı bir parçasıdır; Allah'ın izniyle en başından beri...
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Her altı ayda bir bakan değiştiriyorsunuz. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen hatibe müdahale etmeyelim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben diyorum ki biz hizmet ekibinden bahsediyoruz kardeşim, biz yekpare bir ekibiz ve "biz" kavramını kullanıyoruz, bizim lügatimizde "ben" yok.
Dolayısıyla, o, daha önce bu ülkeye Başbakan olarak hizmet eden, hakikaten soy ismiyle müsemma, yıldırım hızıyla hizmetler aktarmış Sayın Binali Yıldırım'ın ekibindeydi; aynen, hiçbir farkımız yok, "biz" müştereğinin bir parçasıydı, şimdi bıraktığı yerden devam ediyor.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Devlete hizmet eden bütün bürokratları AK PARTİ'li mi zannediyorsunuz Beyefendi?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kardeşim, ben Bakan Bey özelinde söylüyorum. Bürokratların da tamamını hizmet ekibi olarak görüyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - İbrahim Bey...
Arkadaşlar lütfen karşılıklı konuşmayalım.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, bir şey söyleyeyim: Şimdi, tabii, sizin lügatiniz, sizin zihin haritanız "öteki" diye bir kavramla şekillendiği için...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sizin anlatımınız bu şekilde.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bana cevap verme güzel kardeşim. Böyle değil, buranın düzeni bu değil ya, böyle bir şey olabilir mi ya?
BAŞKAN - Tamam, birazdan söz verdiğimde lütfen cevabınızı verin, şimdi müdahale etmeyin hatibe.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Birazdan vereceğim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, bakın sizin özelinizde bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN - İbrahim Bey...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki, tamam, bir mantığı söyleyeyim, sizi de tenzih ediyorum: Zihin haritasını "öteki"yle donatmış olanlar bana o yönde bir sual tevcih ediyor. Ne diyor? "Bürokratların hepsi AK PARTİ'li mi?" Hayır efendim, biz "hizmet ekibi" diye bir tarif yapıyoruz, partili filan diye de bakmıyoruz, hiç kimseye. (CHP sıralarından gürültüler)
Efendim, bakın mesela, benim aklıma bu kavram "insana hizmet"i getirirken sizin aklınıza getirdiği başka bir şey, terörist bir yapıyı getiriyor. Bunları silin. Bizim farkımız, bakın, biz insan merkezli düşünüyoruz arkadaşlar, insana hizmet merkezli düşünüyoruz.
Bir de şunu söyleyeyim arkadaşlar... Beyefendinin konuşma süresinden yarısını istiyorum ben. Böyle bir şey yok.
BAŞKAN - Tamam, yettiği kadar vereceğiz. Zaten ilave...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya şimdi, arkadaşlar yani geldiğimiz noktaya bakar mısınız ya, havaalanı olmayan ilimiz yok.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Niğde'de yok havaalanı, on yıldır oyalıyorlar. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, böyle bir usul yok ki, lütfen, rica ediyorum.
CAVİT ARI (Antalya) - Lüzumlu mu değil mi, ona bakalım.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Açtığınız yerlerde de perişan ettiniz, külliyen zarar.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, Niğde'de kuşlar var.
BAŞKAN - Arkadaşlar... İbrahim Bey, İbrahim Bey...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir de Niğde'de patateslere zarar verir diye muhalefet eder...
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Açtığınız havaalanlarında da milleti zarara uğrattınız. Yap-işlet-devret modeliyle açıldıktan sonra millete külli zarar veriyorsunuz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, bakın, bir şey söyleyeyim.
BAŞKAN - İbrahim Bey, bir dakika, müsaade edin.
Özellikle Komisyonumuza dışarıdan gelen milletvekili arkadaşlarımız, lütfen, rica ediyorum; bizim böyle bir usulümüz yok.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Komisyona dışarıdan gelen olmaz, arkadaşların hepsi milletvekili.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Bütün milletvekilleri Komisyona katılabilir.
BAŞKAN - Efendim, çarpıtmayın sözümü. "Komisyon üyelerinin dışında" diyorum ben, sözümü çarpıtmayın lütfen. Rica ediyorum, bizim böyle bir usulümüz yok; böyle hep bir ağızdan, böyle bir müzakere şekli yok ki rica ediyorum, lütfen.
Buyurun Sayın Aydemir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, sıfırdan alalım.
BAŞKAN - Ben yeterince vereceğim size süre.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki efendim, teşekkür ederim.
Şimdi, arkadaşlar, Niğde'ye de havaalanı isteyene saygı duyarım ben, böyle yapalım, isteyelim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Başbakan 4 kere söz verdi, hâlâ havaalanı yok.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya efendim, bırakmıyorlar ki konuşayım. Bir şey söyleyeceğiz ya.
Mesela biraz önce İsmail Tatlıoğlu Hocam Bursa'nın çok uzak bir il olduğunu söyledi, güzel de bir benzetme yaptı. Tabii, oraya zihnini teksif edenler aldılar. Kendisine teşekkür ediyorum. Talep etmek lazım, talep çok güzel, hakikaten talep etmek lazım. Ama tenkit ederken de en başından bir teşekkür, başlarken söylemiştim...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Başkan Süreyya Sadi Bilgiç geçti)
BAŞKAN - Sayın Aydemir, teşekkür ediyorum.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, bir dakika...
BAŞKAN - Toparla sana zahmet, hadi. Arkadaşlar, toparlayalım da daha 20 civarında milletvekili arkadaşımız var konuşacak.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki, tamam.
O zaman şöyle söyleyeyim arkadaşlar, ben de fazla zaman almayayım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır efendim, bir şey söyleyeyim daha Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Yahu teşekkür ettim yani.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki.
Şimdi, arkadaşlar...
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Sayın Başkan, İbrahim Bey'in yerine ben birazdan konuşacağım, rahat olun.
BAŞKAN - Süreni mi veriyorsun ona?
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Yok, ben onun yerine konuşacağım.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, değerli arkadaşlar, biz on altı yılda yüz altmış yıla sığmayacak -elhamdülillah- hizmetler yaptık çok şükür. Bunu nasip edene ne kadar şükretsek azdır.
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Allah razı olsun.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ve bu işin şeriklerinden biri olmak, ortaklarından biri olmak büyük bir bahtiyarlıktır. Bu bahtiyarlığı da bana Cenab-ı Hak nasip ettiği için akşamdan sabaha secdeden alnımı kaldırmasam karşılığını veremem.
BAŞKAN - İlave bir on dakika.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, ben bir şey söylüyorum. Bunu yapmak için bir davanızın olması lazım, hakikaten bir davanızın olması lazım ve bu davanın sadece bu dünyaya yönelik de olmaması lazım, uhrevi boyutunun da olması lazım. İşte biz böyle bir davanın müddeileriyiz, böyle bir davanın yolcularıyız.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - "Dava" deyince biz yargılama anlıyoruz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu dava büyük Türkiye davasıdır arkadaşlar, not düşüyorum. Asrın idrakine millî irade imanıyla kendi gerçeğimizi yeniden belletmek davasıdır bu dava. Taklit edin diye özellikle bu kavramları kullanıyorum arkadaşlar. Ve bu dava Edebali'nin duasıdır arkadaşlar. O duanın yansıması da hizmet olarak dönüyor elhamdülillah. Ve bu davayı yürütebilmek için de arkadaşlar, şairin çok özel düştüğü bir not var: "Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz." diyor. Bu davanın müddeileri kavi yürek sahibi olanlar; hakikaten milleti bütün görenler, milletin bütün renklerini tek potada toplayıp tek millet hakikatini asrın idrakine söyletenlerdir. Bunun lideri Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Ona dünya döndükçe bu millet medyunuşükran olacak. Biz de liderimiz olduğu için iftihar ediyoruz. Allah'ın izniyle daha uzun yıllar bu millete hizmet edeceğiz ve sizleri de bir pota, bir şemsiye altında toplayacağız, hep birlikte ak yürek tarifi içerisinde olacağız.
Hepinize teşekkür ediyorum, var olun.