| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 05 .11.2018 |
HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi, bu tarzınızı şiddetle eleştiriyorum.
BAŞKAN - Teşekkürler.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Bir kadın Komisyon Başkanı olduğunuz için kınamıyoruz ama eleştiriyoruz.
BAŞKAN - Kadın Komisyon Başkanı olmam bir şeyi değiştirmiyor, bunu zikretmenize gerek yok. Kadın ve erkek eşittir.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Muhakkak, bizde hatta pozitif ayrımcılık var.
BAŞKAN - Lütfen, önerge üzerinde değerli görüşlerinizi bekliyoruz.
HABİP EKSİK (Iğdır) - İnsanların konuşmasını engellemek, hele ki halkın seçtiği milletvekillerinin konuşmasını bu şekilde engellemek, bütünlüğünü dağıtmak doğru bir yaklaşım değil. Bu gerçekten hiç tasvip etmeyeceğimiz bir durum.
Bu torba yasa tasarısı hukuka aykırıdır, öncelikle bunu net bir şekilde söyleyelim. Bu, Anayasa'nın hiçbir maddesiyle bağdaşmıyor, uyuşmuyor ne eşitlik ilkesiyle ne de Cumhurbaşkanlığı sisteminin kendisiyle.
Önergemizi oylamadınız bile. Bu iktidarcı yaklaşımınız gerçekten hiç doğru değil. Bakın "Sayın Cumhurbaşkanına bu ilaçla ilgili yetkiyi veriyorsunuz." diyoruz ama tasarı sahibi hiç kimse kalkıp bununla ilgili cevap dahi vermiyor. Yani "Bu Anayasa'ya aykırıdır, bu doğru değildir." diyoruz ama dönüyoruz, dolaşıyoruz gene aynı şekilde, tasarının sahibi olan hiç kimse bununla ilgili tek kelime dahi etmiyor maalesef.
Şimdi, gelelim ikinci duruma, odaların sesini kısma durumu.
BAŞKAN - Sayın Eksik, lütfen önerge hakkında konuşuyor musunuz? Önergede odalardan bahis yok.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Emin olun, önergeyle ilgili bağlayacağım, hiç sıkıntı yok Sayın Başkan, o konuda rahat olun, bağlayacağım, sıkıntı yok ama bütünlüğü böyle, bu şekilde kopardığınız zaman zaten kopuk gibi görünür, onu size özellikle belirteyim.
Burada halkın sesini kısıyorsunuz direkt şu şekilde: "Kabul edenler... Kabul etmeyenler..." Peki, ben size şöyle söyleyeyim, önerge geçtikten sonra biz ne kadar konuşsak da hiçbir kıymeti olmaz ne bizim ne de odaların. Eğer önerge esnasında Türk Tabipleri Birliğinin veya ilgili diğer odaların konuşması olmayacaksa önerge geçtikten sonra ne kıymeti var? Hiçbir anlamı var mı arkadaşlar? Hiçbir anlamı olmaz, zaten kabul edilmemiş olacaktır doğal olarak sizin açınızdan.
Sayın Komisyon üyesinin Türk Tabipleri Birliğiyle ilgili haksız tutumları kabul edilemez, bunu özellikle ben bir doktor olarak net bir şekilde söylemek istiyorum. Türk Tabipleri Birliği bu ülkenin en demokratik meslek örgütlerinden, odalarından birisidir. Kimse anayasal çerçevede kurulmuş bir meslek odasına karşı bu şekilde konuşamaz, şiddetle kınıyoruz.
Türk Tabipleri Birliğinin dediği gibi, savaş bir halk sağlığı sorunudur. Bunu herkes tıp fakültesinde dahi öğrenir. Zannedersem, Sayın Ağralı uzun süre önce mezun olduğu için, bir de siyasetle uzun süredir ilgileniyor, unutmuş. Halk sağlığı stajında savaşın olduğu yerde sağlık olmaz Sayın Ağralı, onu özellikle belirtmek isterim.
Şunu bir kenara yazalım: Yani -sürekli üstüne farklı şekillerde- sırf bizimle aynı düşünceyi paylaşmadıkları için, sırf bizim düşüncemizi taşımadıkları için, bir diğer tabirle arka bahçemiz olmadığı için odaları bu şekilde yargılayamazsınız, bu şekilde haksız yere sözler söyleyemezsiniz. Bu iktidarcı zihniyetin bilinçaltını gösteren bir durumdur. Odalarımız kesinlikle işlerini yapıyorlar ve en doğal, demokratik yollarla da seçilip o meslek örgütlerini temsil ediyorlar. Siz tanımasanız da biz tanıyoruz, tanımaya da devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, toparlamadım.
BAŞKAN - Lütfen, önergeyle ilgili konuşalım.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, şunu söyleyeyim: Gerçekten sizin bu tutumunuz bizim konuşmalarımızın bütünlüğünü dağıtıyor.
BAŞKAN - Önergeyi okudunuz...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ama şöyle bir şey söyleyeyim Sayın Başkan, bakın, siz sürekli sanki birileri bizim sözümüzü kesecekmiş gibi bir şey yaratıyorsunuz bizim ruh hâlimizde, gerçekten konuşmalarımıza etki ediyorsunuz, bırakmıyorsunuz toparlayalım, bırakmıyorsunuz bir bütün içinde konuşalım, sonra da dönüyorsunuz, diyorsunuz ki: "Önerge üzerinde konuşun." Olur mu? Siz sürekli böyle müdahale ederseniz nasıl toparlayacağız, nasıl birbiriyle bütünleştireceğiz, bırakmıyorsunuz ki.
BAŞKAN - Şu anda önergeler üzerinde konuşuyoruz. Dolayısıyla önerge üzerine odaklanmanız gerekiyor. Lütfen, efendim...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, bakın, ben size şunu net bir şekilde söyleyeyim: Bu tutum doğru değildir. Bırakın, biz konuşmamızı bir bütünlük içerisinde size sunalım. Böyle olmaz. Yani hiç doğru bir yöntem değil.
Bakın, ben size şöyle söyleyeyim: "Bu benden değil, teröristtir, benden değilse hukuki değildir, benden değilse tanımıyorum." anlayışı zaten OHAL döneminden bu yana sürekli AKP'nin uyguladığı bir sistem, bir anlayış, artık fiiliyatta devam eden bir OHAL sistemi.
Bakın, dün 4 Kasımdı, bizim partimize burada, bu komisyon ortamında yapılan bir darbenin yıl dönümüydü. Sayın Demirtaş ve arkadaşları, arkadaşlarımız, yıllardır -öyle söyleyeyim, bir yılı aştı artık- aylardır hukuksuz bir şekilde...
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Maddeye gel, maddeye.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Maddeyle ilgili bağlayacağım İsmail Bey, lütfen... Ama bu şekilde müdahale ederseniz olmaz ki yani. Oturuyorsunuz Bakan Bey'in yanında, oradan müdahale ediyorsunuz, olmaz ki. Bir dinleyin. Yani lütfen ama...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Siz niye rahatsız oluyorsunuz?
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Maddeyle ilgili konuş, rahatsız tabii olurum.
HABİP EKSİK (Iğdır) - 4 Kasım darbesinin yıl dönümü ve bu insanların hiçbir suçları, günahları yoktu, hiçbir delil yok. Sayın Demirtaş'ın davasına bizzat katıldım, hiçbir şeyi yok. Getirilen o gizli tanık dahi emin olun sonrasında vazgeçmiş, gitmiş, artık nasıl bir şey yapılmışsa bilmiyorum.
Şimdi, ben size şöyle bir şey söyleyeyim: Bu anlayış işte kayyum anlayışıdır. Ne oldu? "Benden değil." Sayın Ağralı'nın dediği o şey var ya "Ben tanımıyorum." "Benden değilse kayyum atarım." Ben size örnek vereyim: Iğdır'da sulama birliği var, Yeşil Iğdır Sulama Birliği ve bu sulama birliğinin başkanı MHP'li bir arkadaştı, MHP'den milletvekili aday adaylığı başvurusu yapmıştı. Sırf iktidardan taraf olmadığı için, sırf iktidarın düşüncesini paylaşmadığı için yerine kayyum atandı. Aralık ilçesinde yine öyle, sulama birliğine kayyum atandı.
BAŞKAN - Sayın Eksik, lütfen önergeyle ilgili konuşur musunuz?
HABİP EKSİK (Iğdır) - Bugün bu şekilde Türk Tabipleri Birliğine "Tanımıyorum." demenin sebebi, kayyum atayamadıklarının sebebidir, bunun için böyle yapıyorlar. Kızgınlıkları, böyle "Tanımıyoruz, bizi temsil etmiyor." demelerinin tek anlayışı bu, sebebi bu yani kayyum atama. "Benden değil, ben kayyum atarım, ben hapse atarım, ben işinden ederim, aşından ederim, atarım. Ağaç kovuğu yesinler." anlayışının bir ürünüdür ve bu yasa da kesinlikle bunu barındırıyor. Sizin bugün bu Komisyonu yönetme anlayışınız, tarzınız da bu. İşte AKP'li üyeyse müdahale edebilir, konuşabilir.
BAŞKAN - Hiç böyle bir durum olmadı.
HABİP EKSİK (Iğdır) - İsmail Bey söylediği zaman o müdahale edebilir ama diğerleri konuşursa hemen müdahale ediyorsunuz.
Sayın Başkan, Komisyonun bir sistematiği olur. İnsanlar konuşacaktır, milletvekilleri konuşacaktır, onların geldikleri iller onları konuşmaları için buraya göndermiştir Sayın Başkan, lütfen yani...
BAŞKAN - Sayın Eksik, tam da Komisyonun bir sistematiği olsun diye bir üslup oturtmaya çalışıyoruz. Lütfen önerge üzerinde konuşur musunuz? Geneli üzerindeki konuşmalar bitti.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, önerge üzerinde şunu söyleyeyim.
BAŞKAN - Önerge üzerinde hiç fikir beyan etmediniz daha.
HABİP EKSİK (Iğdır) - İşte önergenin en büyük sıkıntısı zaten orada. Biz diyoruz ki: Tek adama bu şekilde her şeyi bağlarsanız -zaten oraya geliyoruz- bu anlayış böyle kökleşir.
RECEP ŞEKER (Karaman) - Önerge ne, önerge? Önergeye gel.
BAŞKAN - Karşılıklı söz atmayalım efendim.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Hiç kimseyi tanımama anlayışı, herkesi kendinden saymama anlayışı kökleşir, oluşur ve bu yerleşir. Bu doğru değil. Bu Cumhurbaşkanlığı sistemini getirdiniz bir şekilde, bazı şeylerle yaptınız, mühürsüz oyları kabul ederek yaptınız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Anayasal kurum o anayasal. Millet seçti, unutma. Milletle iş birliği.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ama şöyle bir şey var: Ama onları da halk seçti işte, değil mi?
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Millet seçti.
BAŞKAN - Sayın Etyemez, lütfen karşılıklı polemiğe girmeyin.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Doktorlar seçti, onu da hekimler seçti, orada karşınızda oturuyorlar ve seçilmiş insanlardır, değil mi? Sayın Cumhur başkanlığıyla ilgili tek şey söylediğimiz zaman böyle kükrüyorsunuz işte.
BAŞKAN - Sayın Eksik...
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Anayasal kurum, anayasal görev.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ama oradaki oturan insanlar da seçilerek geldiler, onlar buraya o odayı temsil etme konusunda kafalarına göre gelmediler, on binlerce doktor onlara oy vererek geldi.
Bakın, ben size bir örnek vereyim.
BAŞKAN - Sayın Eksik...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Mesela, Erzurum Tabip Odası farklı bir düşünceye sahip olabilir, olabilir.
RECEP ŞEKER (Karaman) - Çok şeyi anlamamışsın.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Evet, ben anlamamış olabilirim ama ben şu an konuşma hakkımı kullanıyorum, siz de dinleyin lütfen.
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Önergeye gel, önergeye.
BAŞKAN - Sayın Etyemez, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Siz de konuşun, siz de konuşun yani bunun şeyi yok.
BAŞKAN - Sayın Eksik...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Bakın, sabahtandır diyoruz ki: Bu insanların konuşmasının yarıda kesilmesi doğru değil.
BAŞKAN - Sayın Eksik, yarıda kesmedik efendim, lütfen...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ama Sayın Koçyiğit'e...
BAŞKAN - Sayın Eksik...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Bakın, Sayın Beştaş'a da yaptınız, Sayın Koçyiğit'e de yaptınız. Yani böyle bir şey olur mu Sayın Başkan?
BAŞKAN - Hayır, herkes fikrini gayet güzel savundu,
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ama hiçbir Komisyonda böyle bir şey yok Sayın Başkanım yani,
BAŞKAN - Geneli üzerinde bütün Komisyon üyelerimize sınırsız zaman tanındı.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Hiçbir komisyonda böyle bir şey yok yani.
BAŞKAN - Efendim, Sayın Kasap, önerge hakkında fikrinizi tamamladıysanız...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ben şimdi size şöyle söyleyeyim: İşte "Ben olmayan teröristtir, ben olmayanın yerine kesinlikle kayyum atarım, benden olmayanı ben tanımıyorum." anlayışının ürünü nerede kendini gösteriyor biliyor musunuz? Ben size bir örnek vereyim.
BAŞKAN - Önergeye geçelim efendim.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Mesela, diyor ki: "Şahıs hakkında mevcut veri kaynaklarında talebe esas teşkil edilebilecek herhangi bir bilgiye rastlanılmamakla birlikte -tamam mı- babası 1996 yılında PKK/KCK terör örgütünün siyasi uzantısı olan partiye üye olduğu..."
BAŞKAN - Sayın Eksik, sizi takip edemiyoruz çünkü şu anda hep bir ağızdan konuşursak birbirimizi anlayamayız.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Bakın, ne diyor biliyor musunuz? Yani burada "Benden değilse, bu parti bana diz çökmüyorsa o zaman ben terör örgütü ilan ediyorum." diyor.
BAŞKAN - Önergeyle ilgili fikriniz bu mu efendim?
HABİP EKSİK (Iğdır) - Bakın, bizi başka bir şeyle direk bağlıyor. İşte, güvenlik soruşturmalarında, ihraç soruşturmalarında direkt kendini gösteriyor bu zihniyet, bu doğru değildir. Bu tek adama her şeyi verme anlayışı Sayın Ağralı'nın bu şekilde bir anlayışa sahip olmasını, diğerlerinin bu anlayışa sahip olmasına sebep oluyor.
Teşekkür ederim.