KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Şimdi, sağlık tek parça bir şey değil, 1'inci maddeye sığmayacak kadar da farklı bir şey. Şimdi, Abdullah Bey'e teşekkür ederim, AK PARTİ Grubunda zannedersem 2 kişi konuştu şimdiye kadar. Bir, Abdullah Bey konuştu.

ABDULLAH AĞRALI (Konya) - Onu da yanlış anladınız.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Yok, çok tebrik ederim.

Bir de, Sayın Bakanım konuştu zannedersem. Bugün toplamda en son on iki saat olmuştu ben saydığımda, zannedersem üç buçuk, dört dakika da toplamda siz konuştunuz, teşekkür ederim. O sizin hakkınızı ben kullanabilir miyim? Bir cevap buyurun.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - Bizim hakkımızı da saygı duyun lütfen, kullanmayın lütfen.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Çünkü konuşamıyorsunuz, konuşamıyorsunuz, ayağınız o ayakkabının içinde sıkıştı, sıkıştı, konuşamıyorsunuz. Bakın, o zaman konuşuyorum, sizin hakkınızı ben konuşuyorum, başlayayım.

Şimdi, özür dileyerek bir şey daha eklemek istiyorum, Sayın Ağralı'nın...

BAŞKAN - Sayın Kasap, lütfen önergeyle ilgili fikirlerinizi ifade edin.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Tamamen önergenin içinde...

BAŞKAN - Önergeyle ilgili fikirlerinizi heyecanla bekliyoruz efendim.

Buyurun.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ben önergeyle ilgili konuşuyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şimdi, bakın, dışarıdaki insanların bizden halk olarak -siz halk sağlığı yüksek lisansı yapmışsınız, buradan baktım, detayını bilmiyorum- bir beklentisi var. Bu maddelerde bizim dışarıdaki vatandaşın beklentileriyle alakalı bir şey yok, yeminle yok, ne 1'inci maddesinde var ne 40 küsuruncu maddesinde var, vallahi yok, yemin ediyorum.

Bakın, şimdi gelelim Abdullah Bey'in "Sabır vardı, nezaket vardı." sözüne. Bir kelime daha vardı, onu unutmuşsunuz ya da söyleme ihtiyacı duymadınız , samimiyet vardı, samimiyet de çok önemliydi. Ben sizin samimi olduğunuza istinaden devam ediyorum. Sağlıkta bir yere gelmiştik, öyle değil mi, sağlıkta çağ atladık. 2002 yılında...

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Devrim yaptık, devrim.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Devrim yaptınız... Şimdi, yani yapmışsınızdır. Ben nereye girmeyeyim o zaman.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Yaptık, sağlıkta devrim yaptık.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Biz bu ülkede yaşamıyoruz o zaman, devrim görmedik.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şimdi, bakın, ben söyleyeyim ondan sonra ne yaparsanız yapın.

2002 yılında ADSL yoktu, Pentium bilgisayar yoktu, cebinizdeki telefon sadece telefondu, bazı yerlerde çekmiyordu. Ha, bu teknoloji bizim ürettiğimiz şeyler değil, getirdiğimiz şeyler, ithal ettiğimiz şeyler. TELEKOM'u sattık, vesaire vesaire, geliyorum, oralar önemli değil. 2002'de rahmetli Necmettin Erbakan milletvekili aday adayıydı, doğru mu? Aday adayıydı, reddedildi. 2002'de araba modellerinin hiçbirinde -Türkiye'de üretilenlerde- ciddi şeyler yoktu, satın aldığımız bir teknoloji vardı. Ondan sonra şuraya gelelim, DNA olayını hatırlıyorsunuz daha önceden. 182 diye bir hat kurduk, kuyrukları yok ettik, doğru söylüyorsunuz. Sağlık sisteminde 182 hattı kuruldu, artık hastanede kuyruk beklemenize gerek yok, giderseniz de bakamazlar, bakmazlar, emin olun bakmazlar. Şu anda ben hiçbir devlet hastanesi olmayan bir ilin milletvekiliyim. İlde, Kütahya'da devlet hastanesi yoktur Sayın Bakanım, yoktur. Kütahya'da devlet hastanesi var mı Bakanım?

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI MUHAMMET GÜVEN - Var.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Vallahi yok.

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI MUHAMMET GÜVEN - Eğitim ve araştırma hastanesi bir devlet hastanesi.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır, afili hastane ama devlet hastanesi adı altında hastane olmayan tek ildir Türkiye'de.

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI MUHAMMET GÜVEN - İkinci basamak yok diyorsunuz herhâlde.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır, afili hastanenin yanında çoğu ilde devlet hastanesi vardır.

Orayı geçiyorum, bakın, Kütahya'da bir gazete -yıl 2018- şöyle yazdı: "Emeklilerin bundan sonra üreme şansı azalsın diye mi tek kadın doğum doktorunu aldınız ilden?" İlde hiç kadın doğum doktoru yoktu, kadın doğum uzmanı yoktu -çok samimi söylüyorum, ben de hekimim ve bakabilirsiniz, gazete manşetlerini getiririm- ildeki tek kadın doğum uzmanını merkeze aldılar. Şu anda il sağlık müdürü olan arkadaş dışında göğüs hastalıkları uzmanı yok Kütahya'da, gerçekten yok. Sağlık Bakanından bir buçuk aydır randevu talep ediyorum, yok, yıl 2018.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Kütahya'da şark hizmeti yapıyorsunuz herhâlde?

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ama, bakın...

BAŞKAN - Sayın Kasap, bu söylediklerinizle önerge arasında bir bağlantı kuramıyorum efendim.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ben kuracağım.

BAŞKAN - Çok zorlanıyorum, lütfen.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Milletin sağlığı yasanın üstünde Sayın Başkan.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şimdi, ben sağlıkçıyım, bakın...

BAŞKAN - Lütfen, sizden istirham ediyorum, önerge üzerinde konuşalım.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Bakın, polemiğe girmiyorum.

BAŞKAN - Lütfen...

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Bakın, Sayın Başkanım, hiç mevzusunu...

BAŞKAN - Zamanı daha sağlıklı kullanmak adına efendim yoksa sizi memnuniyetle dinleriz, o mesele değil efendim.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ben çok sağlıklı kullanıyorum.

BAŞKAN - Dokuzda yemek molası vereceğim.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Daha yeni başladık ama insicamı yine bozdunuz Sayın Başkanım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

Baştan mı alacaksınız efendim?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - En iyi bence yemek arası verelim, sonra devam edelim.

BAŞKAN - Lütfen sözünüzü bir tamamlayın efendim.

Sayın Kasap, lütfen, buyurunuz efendim. Önerge üzerine yoğunlaşarak fikirlerinizi bekliyoruz.

Buyurunuz efendim.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şimdi, Sayın Başkanım, tekrar teşekkür ederim.

İnsicam bozulduğu için baştan, 2002'den almayacağımı söyleyecektim ben size, toparlayabilirim.

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sıkıntı yok, biz 100 hasta bakılan ortamlarda çok çalıştık, hâlâ çalışıyoruz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani bizi hasta falan mı gördünüz?

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Estağfurullah, öyle bir şey mümkün değil. Demin reçete yazmış olmam o anlama gelmiyor Ağabey, lütfen.

Şimdi, nerede kalmıştık?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - 2002'de kalmıştık. Kadın doğum uzmanı yoktu.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Doğum uzmanı yoktu, evet, afili hastane, vesaire vesaire.

182'nin Türkiye'de iki yerde çağrı merkezi var Sayın Başkanım: Bir tanesi Erzurum'da, bir tanesi de Edirne'de; nedendir, bilmiyorum. Her hastanede de aslında bir sürü santral falan var ama biz 5-6 lira veriyoruz. Bakın, Türkiye'de her ay 60 milyon adet randevu, bazı aylar 30-40 milyon randevu 182'den alınamıyor, büyük bir çoğunluğu. Randevular şu anda evde kuyrukta bekliyor. Sağlığının ne hâlde olduğunu vatandaş daha iyi biliyor, o kısmı geçeceğim. Amenna, iyidir, doğrudur ama araba modelleri bile o kadar değişti ki. 2002'deki arabaların şu anda siz yüzüne bakmıyorsunuz. Burada 2002 model aracı olan var mı?

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Benim var.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Kimin var?

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Çetin'in varmış, yalan söylüyor.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - 2002 model, 2003 model arabası olan yok, arkadaşlar orada. Yani sağlıkta da mutlaka bu olacak, dünya bir devrim geçiriyor, Sayın İsmail Bey'in söylediği şey o.

BAŞKAN - İktidarın başarıları sonucu alım gücü arttıkça arabaların modelleri yenileniyor efendim, haklısınız.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Benimki 1998 model Mazda.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Ama -konuya geliyorum- Sayın Başkanım, insicamım yine bozuldu yani.

Bakın, 1 Mart 2003'te bir tezkere geldi Meclise. Bakın, 2003'te bir tezkere geldi Meclise, o tezkereye bir sürü arkadaş, oy veren oldu, vermeyen oldu. Yalnız bir bakandı, zannedersem Zeki Ergezen olacak, Zeki Ergezen bir söz söyledi orada, hatırlıyor musunuz?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Fırıldak mı?

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır, fırıldak değil.

Bakın, bazen bozuk saat bile doğru zamanı gösterir. Bir de kimin söylediği değil, ne söylediği çok önemli. Zeki Ergezen bir söz söyledi, "Kanlı para." dedi, daha sonra adamı çizdiler, onun için mi konuşamıyorsunuz? Ama bakın Zeki Ergezen ihraç edildi, bakanlıktan alındı, kanlı para dediği için.

HALİL ETYEMEZ (Konya) - İhraç mı oluyor o?

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Yani bilmiyorum, siz nasıl anlarsınız.

Bir de en son şeyi söyleyeceğim: İslam barış dinidir. Din eksenli bir parti olmadığınız zaman barış olarak kabul etmeyebilirsiniz, bilmiyorum, bir şey demeyeceğim.

İltisaklının da Türk Dil Kurumundaki anlamı şu: Kavuşma, birleşme, bitişme demek. Bitsin bu hasret, kavuşma ibaresidir. "Sözlerimin hepsini dinleyin, en güzeline tabi olun." mesajı size çok şey anlatıyor.

Teşekkür ediyorum.