ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri ve odalardan gelen çok değerli temsilci arkadaşlarım; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Elbette çok zor bir çalışma gecenin bu saatinde, her birimiz fikirlerimizi en doğru zeminde ifade etmeye çalışıyoruz fakat Sayın Aydoğan'ın çıkışından sonra birkaç şey ifade etmek istiyorum.

Konuşmasının hem başında hem ortasında çok aleni olarak bizlere, AK PARTİ milletvekillerine -bilmiyorum farkında mı ama- çok ağır ifadelerle hakaret ediyor, partiyle kurduğumuz bağı sorguluyor, bir taraftan burada bulunan insanları "bu parti kurulurken burada olmayan insanlar" olarak addediyor, şeffaf olmadığımızı söylüyor ve bizleri birer köle olarak telakki olarak, öyle ifade ediyor.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Estağfurullah, hayır.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Öyle söylüyorsunuz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kayıtlardan çıkarırım. Estağfurullah.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Kelime olarak böyle söylemiyorsunuz, evet.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Benim kullandığımı söylediniz. "Estağfurullah" derim onu söylerseniz, hiçbir arkadaşıma yakıştırmam.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - O hâlde, ben anladığım şeyi söylüyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yanlış anlamışsınız.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şimdi, o zaman tekrar ifade etmek istiyorum. Biz birbirimize hakaret etmek için burada değiliz. Hiç kimse bizim partiyle kurduğumuz bağı sorgulayamaz.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, maddeyle ilgili konuşsun lütfen.

BAŞKAN - Sayın Zengin, madde üzerinde lütfen fikirlerinizi rica edelim.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hayır, hayır, bir saniye... Herhâlde madde üzerinde konuşmama özgürlüğü size ait bir özgürlük değil sadece. Hiçbiriniz madde üzerinde konuşmadınız zaten.

Ben şunu ifade etmek istiyorum: Burada istediğinizi söylemekte özgürsünüz, her birimiz özgürüz ama lütfen, bizlerin parti bağına, parti kimliğine hakaret etmeden bunu yapın. Buna hiç kimsenin hakkı yok. Her şey söylenebilir ama belli bir edep dâhilinde.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.