KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aslında, ben şimdi maddenin eski hâline baktım, yanlış şeyi çıkarmadığımı düşünüyorum ama. Yasayı söyleyeyim, 984 sayılı Ecza Ticarethaneleriyle Sanat ve Ziraat İşlerinde 984 Sayılı Kullanılan Zehirli ve Müessir Kimyevi Maddelerin Satıldığı Dükkanlara Mahsus Kanun, yanılmıyorum, değil mi?

AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Başlık doğru.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Evet. 21'inci maddenin düzenlemesinde yani şu anda değiştirilmeye çalışılan, değiştirilmemiş hâli "Mahkemelerce ceza verilir." diyor. "Mahkemece birinci defa elli liradan iki yüz liraya kadar hafif cezayı nakdi hükmolunur. Tekerrürü halinde ceza tazif edilir ve yahut ticarethane üç ayı geçmemek üzere muvakkaten kapatılır. Memurini sıhhiyece usulüne..." bilmen ne. Yani aslında siz ceza veren birimi de değiştiriyorsunuz yanılmıyorsam. Yanlış da söylemek istemem ama öyle görünüyor.

AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Nereden aldınız onu?

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Daha mı eski acaba?

AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Değişiklik görmüş.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Peki, tamam o zaman. Onun için teyit edeyim dedim.

AHMET DEMİRCAN (Samsun) - O, değişiklikten önceki metin.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Tamam, o zaman sıkıntı yok.

Şimdi, birincisi, arkadaşlar da ifade ettiler, bu yasal düzenleme, denetlenmesi, ecza depolarının, zirai ilaç depolarının denetlenmesi ve bunların takip edilmesi oldukça önemli bir mesele çünkü biliyorsunuz, aslında Türkiye'de en fazla denetim dışı satılan ilaçların başında zirai ilaçlar geliyor. Özellikle Türkiye'de çok fazla tarım alanında aslında zehirli atık kullanıldığını ve bu kalıntıların da insan sağlığı üzerinde bire bir etkili olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu neden şey yapılıyor? Birincisi denetimsiz satış meselesi, ikincisi aslında reçetesiz satış meselesi. Aslında Tarım Bakanlığı burada bir düzenleme yaptı, bazı ilaçları reçeteye tabi bıraktı ama biliyoruz ki hâlâ çok yaygın bir şekilde reçetesiz bir satış mevcut.

İkincisi, daha önce ziraat teknikerlerine verilen reçete yazma hakkı da aslında daha sonraki bir düzenlemeyle geri alındı ve ziraat mühendislerine verildi. Bu anlamda da aslında çok ciddi bir mağduriyet olduğunu da iyi biliyoruz. Bu anlamda, sadece aslında depoların denetlenmesi ve depolara ceza kesilmesi değil, aynı zamanda satışın yani ilaç satılan ürünün çıktısının denetlenmesi gerekiyor. Yani sizin ecza deposundan kare koduyla bayiye geçiyor, bayiden de satış aşamasından sonra alan çiftçinin bilgilerinin girilmesi ve hangi alanda kullandıysa daha sonra bunun ürününün takip edilmesi gerekiyor ki insan sağlığı üzerinde en azından ciddi olumsuz etkiler bırakılmasın. Ama biz şunu çok iyi biliyoruz ki aslında bu anlamda denetimler çok yetersiz ve ürün için ilaç alınıyor -işte, bu bir böcek ilacı olabilir, zararlı ot ilacı olabilir- ürüne kullanılıyor ama ürünün onu boşaltım sisteminden atması yani bir şekilde dışarıya atmasına izin vermeden de hasat yapılıyor ve doğal olarak da aslında o besinin, o ürünün içerisinde bu kimyasal atıklar kalıyor ve biz şu anda işte bir Sağlık Komisyonundayız. Bu ülkedeki kanser oranlarının artmasında, sağlığın bozulmasında da çok ciddi etkileri var. Bu düzenlemenin aslında böyle bir bütünlük içerisinde yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Yani sadece deponun denetlenmesi ve burada aykırı en azından işlem yapanlar ya da yasa dışı satış yapanlar ya da uygun olmayan satış yapanlara ceza kesilmesi değil, aynı zamanda bunun bayi denetimlerinin düzenli yapılması gerekiyor. Biliyorum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu denetimleri yapıyor, Tarım Bakanlığı fakat ürün aşamasındaki denetimler çok yetersiz. Yani gerçek anlamda her tarladan numune alma ve bu numunelerin bir şekilde laboratuvarlara gidip test sonuçları üzerinden ürüne el koyma, ürünü imha etme ama aynı şekilde aslında bunlara uygun üretim yapan çiftçilerin desteklenmesi noktasında bazı projeler olmasına rağmen çok sınırlı olduğunu ve yetersiz olduğunu ifade etmek gerekiyor.

İkincisi, para cezaları insan sağlığıyla ilgili bir şey olduğu için "Buradaki ceza çok abartılıdır." demek gibi bir lüksümüz yok belki. Sonuçta, satışların insan sağlığına etkisi var. Fakat en nihayetinde, bizim cezai müeyyideyi gerektirmeyen bir önlem almamız gerekiyor. Ceza dediğiniz şey artık sonuçtur yani. Bir şeyin önüne geçememişsiniz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) -...onun satışı yapılmıştır ve ceza dediğiniz şeyin kendisi artık bir sonuçtur yani, artık nihayetinde engelleyemediğimiz ya da bir aşamasında yakaladığınız. Diyelim ki on paket, yüz paket satmıştır da 101'inci pakette yakaladığımız ve bu anlamda da cezaya konu ettiğimiz bir şeydir. Onun için daha önleyici tedbirler alınması gerekiyor.

İkincisi, buradaki idari para cezası arasındaki takdir yetkisinin neye dayanılarak kullanıldığına dair bir ibare yok. Örneğin, 2 bin lirayı hangi ihlalde vereceksiniz de, 20 bin lirayı hangi ihlalde vereceksiniz?

AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Onlar yönetmelikte...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Yani bunu biraz daha şey yapmak lazım ve arasındaki makas gerçekten hakkaniyete uygunluk vermeyecek bir noktada. Bu noktada en azından cezanın daha asgariye çekilmesini öneririz biz.