KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli üyeler; öncelikle, tabii, yasanın başlığı ile içinde bulunduğumuz saat arasında bir tezat söz konusu. Sağlıkla ilgili kanunu görüşüyoruz ama gece yarısı sonrası. Tabii ki stenografları da düşünmek gerekiyor, onlar için bir angarya oluşturuyor ama onun ötesinde sağlıkla ilgili yasanın... Hani Anayasa'nın 15'inci maddesine baktım, her ne kadar sıkıyönetim kaldırılmış ise de olağanüstü hâl ve savaş durumu yasasını görüşüyoruz gibi sanki bu saatten sonra. Bu, tabii ki hâliyle metne de sirayet ediyor. Acaba nedir bu acele? Öyle ya olağanüstü hâl 20 Temmuzda kalktığına göre neden bu acele ve gece yarısı sonrası yasası şeklinde, başlığıyla tezat açısından özellikle sormak istiyorum. Yarın daha sağlıklı bir kafayla yapsak daha sağlıklı olmaz mı başlıkla uyumlu olarak? Birincisi bu: Bu acelecilik neden?

İkincisi, burada dil bakımından, evet, seçilme yaşı 18'e indirildi ama "ticarethaneleri sahip veya müdiri mesulleri" acaba kaç kişi bunu, bu deyimi anlıyor? "Müdiri" nerede yer alıyor? Hani şöyle bir başlığa baktığımız zaman, 1927'ye saygı, cumhuriyetin kurucularına saygı olarak düşünülebilir ama keşke, tabii ki içerik olarak bu saygı öne çıksaydı, dil açısından değil. Ama "Dil açısından saygı gösterildiği için bu Türkçeleştirilmiyor." desek de aşağıya neden "yaptırım" koyduk da "müeyyide" koymadık? Şimdi, bu açıdan çok ciddi dil sorunu var. Şimdi, dil sorunu olduğu için yukarıda başlama biçimi ile maddenin aşağıda "yaptırım kararı" şeklinde biten şekli arasında tam bir tezat söz konusu. Bir taraftan "müdir" diyoruz, öbür taraftan "yaptırım" diyoruz. Tabii ki bu bakımdan, bu özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına göre, hani Türkiye yasalarını, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sözleşmeye aykırı bulduğu kararlarını incelediğimiz zaman, bu madde Anayasa'ya aykırılıklar yönünden girmiyor, Anayasa'nın birçok maddesine iç çelişkiler itibarıyla da aykırılık oluşturuyor. Ama öngörülebilirlik açısından, ulaşılabilirlik açısından, dil bakımından iç çelişkilerle dolu, belirsizliklerle dolu bir kanun maddesi. Örneğin, idari para cezası yanında idari yaptırım kararından ne anlaşılır, tam belli değil çünkü madde içerik olarak incelendiğinde, buna denk düşen, tamamen bununla örtüşen bir deyime rastlamak mümkün değildir.

O bakımdan, bu 21'inci madde eğer kabul edilecekse, bunun yeniden yazılmasında yarar var. Yeniden yazılması, hem içerik olarak hem anlam kaymasını önlemek bakımından hem de dil birliği bakımından önemli ama belirttiğim gibi, bu hâliyle bile yaptırımların öngörülmesi ve uygulanması açısından Anayasa'nın birçok maddesine de aykırılık teşkil ettiğini beyan etmek isterim.

Teşekkürler.