ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkür ederim.

Burada demin söylemiştiniz "Halk sağlığı laboratuvarları bu konuda yetkili." demiştiniz. Yine bölgemdeki bir durumdan bahsedeceğim, Kütahya'da özelleştirilmiş olan 11-12 tane kamu iktisadi teşekkülü var. Bunların çoğu da çevreye ciddi düzeyde zarar veren kuruluşlar. İki tanesi termik santral, bakın, raporları var, diyor ki "Çevreye hiç zarar vermiyor, çevre kirliliği sıfır, havadaki partikül oranı sıfıra yakın." yani "Dibinde oturabilirsiniz." manasında rapor var, ben raporu arz edebilirim. Aynı şekilde, Kütahya'da ETİ Gümüş Fabrikasında havuzlar patladı iki sene önce, belki duymuşsunuzdur, o, medyaya yansıdı. Şu anda onunla ilgili, çevre kirliliğiyle ilgili halk sağlığı laboratuvarına bakarsanız; sıfır, etkilenme sıfır, efektif zehirlenme yok. Siyanür akmış sulara, tarlalara vesaire, yok. Türkiye'de hangi kuruma güvenerek, mahallî, yerel kuruma güvenerek yola çıkıyorsunuz ki? Bakın, orada çok ciddi bir yapılanma olması gerekiyor ve bunun mutlaka teyit edilmesi gerekiyor. Yerel laboratuvar veya yerel mülki amirlerin bu konuda yeterli düzeyde kanaat oluşturabilecek hem fikir olarak hem de yerel kuruluşların, halk sağlığı laboratuvarlarının, sağlık birimlerinin bu konuda karar vermesinde, laboratuvar testleri, atomik absorbsiyon vesaire gibi konularda yetersiz ve yetkisiz olduğu kanaatindeyim. Bunların aynı o şekilde çıkarılması ve merkezî bir birim tarafından yapılması bence daha iyi olur. Mülki amirin inisiyatifine bırakırsanız Türkiye'de bir sürü şey kapatılıyor. Özellikle, AK PARTİ devrisaadetinde çok şey kapatılıyor. Bakın, altı aydır çalışmayan şahsı Çevre Bakanlığında işe alıyorsunuz, altı aydır belediyede özel kalem müdürü olarak atanan bayan, ulusal basına çıktı, geçen hafta çıktı, hatırlıyor musunuz bilmiyorum. Altı aydır çalışmadığı tespit edilmiş olan bir bayan şu anda Çevre Bakanlığında memur kadrosuna atandı. "Yok." demeyeceksiniz, mülki amirin inisiyatifine bırakıyorsunuz.

BAŞKAN - Önerge üzerinde konuşursanız...

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır, bunun konuyla alakası bal gibi var; niye var, onu da size izah edeyim. Bakın, İçişleri Bakanının haberi var, cumhuriyet savcılığının haberi var, valinin haberi var; bir gün çalışmamış, altı ay maaş almış bayanı istisnai kadrodan bugün Çevre Bakanlığına atadınız memur olarak. Eski bir milletvekilinin, AK PARTİ milletvekilinin kızı, eski bir belediye başkanının kızı ve şu anda Çevre Bakanlığında bugün itibarıyla, pazartesi başladı. Siz hangi mülki amirin inisiyatifine güveneceksiniz? Adalet bu mu?

Teşekkür ediyorum.