KOMİSYON KONUŞMASI

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Yani burada insana yakışmayan koşullarda bir çalışma yürütülüyor, saatlerdir buradayız ve sabaha kadar biz burada çalışmaya zorlanarak aslında yorulmamız, performansımızın düşmesi ve bu çalışmada yeterince güçlü bir şekilde tartışmalara katılmamız önlenmeye çalışılıyor. Bu bir yöntem olarak değerlendiriliyor, biz de direneceğiz diyoruz, artık bu saatten sonra diyebileceğimiz bir şey yok. Çünkü siz "Yeni sisteme uyum yasası çıkartıyoruz." diyorsunuz ama bu yasanın hiçbir tarafı yeni değil, zaten sizin de hiçbir tarafınız yeni değil ya aynen burada görüldüğü gibi çünkü yeni bir sistem yok, aslında bir tek adam rejimi var. Aynen bu şekilde burada da maddenin diline baktığımız zaman da maddede hiçbir yenilik yok, tam tersine...

BAŞKAN - Sayın Vekilim, maddeyle ilgili konuşursak, lütfen...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Maddeyle ilgili konuşuyorum, ayrıca bakın, Sayın Başkan, neyin maddeyle ilgili olduğunun neyin maddeyle ilgili olmadığının kararını vermek üzere siz orada Başkan değilsiniz. Siz burada Komisyonun verimli çalışmasını, katılımcı bir şekilde...

BAŞKAN - Ben de verim açısından müdahale ediyorum.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - ...çalışmasını sağlamak ve eşit, adil bir söz düzeni sağlamak için bulunuyorsunuz. O yüzden de lütfen... Biraz önce ki bu oturuma Başkanlık yapan arkadaşımız da aynı şekilde sürekli olarak bizi aynı şeyle itham ediyordu sanki konunun dışına çıkıyormuşuz gibi ama hayır değil.

Bakın, maddenin diline baktığınız zaman zaten görüyorsunuz ki bu maddede yeni bir şey yok ve aslında yeni bir çalışma içerisinde değilsiniz. Aslında sizin topluma vereceğiniz yeni bir şey de yok açıkçası, bunu söylemem gerekiyor. Dolayısıyla biz burada hani ortada bir yanlış var ve bunu nasıl düzeltebiliriz onun çabası içerisindeyiz. Biraz önce Sayın Bakan Temsilcisi şöyle söyledi: "Bizim Anayasa'mız var, demokrasimiz var ve lütfen burada konuşulurken Anayasa ve demokrasiye uygun bir şekilde davranılsın." dedi ama ortada ne Anayasa var ne de demokrasi var, bunu biz görüyoruz ve biliyoruz. Birbirimize burada gerçekleri ifade etmek zorundayız.

Şimdi, bu maddedeki en büyük sakıncalardan biri -burada pek çok hatip ifade etti- burada en çok suç tanımı konusundaki geniş takdir yetkisi ciddi bir sorun yaratıyor. Yani dili falan bir tarafa bırakıyoruz, yine bu yasa maddesinin bahsettiği konularda çözüm üretme gücünü bir kenara bırakıyoruz yani bütün o maddelerin o özelliklerini bir tarafa bıraktığımızda geniş takdir yasasıyla ilgili bir sorun var. Bunun için endişelenmekte o kadar haklıyız ki çünkü en az son üç yıldır hukuk adına gerçekten hukuk katliamlarıyla karşı karşıya kaldık her zaman, her zaman toplumda büyük bir adaletsizlik yaşandığını, toplumda büyük bir adalet sorunu yaşandığını hepimiz hissediyoruz, bunu çok çeşitli şekillerde dışarıya vuran eylemlerle ve etkinliklerle ve işte hukuki süreçlerle karşı karşıyayız. İnsanlar bu büyük adaletsizlik karşısında artık kendini ifade edecek yollar bulamadığı için bu tek adam rejiminde kendi bedenini ateşe verip sesini haykırmaya, duyurmaya çalışıyorlar, bu kadar büyük bir adaletsiz toplum içerisinde yaşıyoruz. Hukuka hiç kimsenin güveni yok ki idari mahkemelere ve buradaki yetkilendirilen, ceza kesecek olan kurumlara güven de aynı şekilde bulunmuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Neden kesiliyor? Süre yok mu? Komisyon üyesi olarak burada derdimi anlatmak zorundayım.

BAŞKAN - Buyurun.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Şimdi, gerçekten adaletsizliğin ne kadar derin olduğunu her gün yaşıyoruz ve her gün bunun sayısız örneği var.

Bakın, bununla ilgili kendi deneyimlerimizde çok şey var. Biraz önce Habip Vekilim anlatmaya çalıştı yani bu yasanın sahada nasıl yorumlanacağıyla ilgili ciddi endişeler var ve bu endişeler de somut şeylere dayanıyor. Hukukun nasıl işlediğini biz her gün Halkların Demokratik Partisi olarak yaşayarak görüyoruz. Örneğin Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş'la ilgili olarak ben bir dosya gördüm, inanamazsınız, burada anlatmak istiyorum, yani dosyayı, fezlekeyi hazırlayanlar kopyala, yapıştır şeklinde hazırladıkları dosyanın içerisinde bir not unutmuşlar. Bu notta işte bir ağabeye sesleniyor birisi, diyor ki: "Filan ağabey, bu dosyayı bir şekilde sen hallet, kopyala, yapıştır, çözersin." Yani dosyanın içinde birbirlerine bu şekilde notlar ileterek partililerimiz, parti eş genel başkanlarımız, milletvekillerimizle ilgili dosyalar hazırlandığını biliyoruz. Her ile, her ildeki mülki amirlere, savcılıklara bu yönde emirler gittiğini biliyoruz. Yargının yoğun bir şekilde siyasallaştığını görüyoruz.

Yine bakın yarın 6 Kasım -YÖK'ün protesto edildiği- YÖK'ün kuruluş yıl dönümü. Bu vesileyle yine başka bir örnek vermek istiyorum: Berkin Elvan cenazesine katılan bir öğrenci, kendisi İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde okuyan bir öğrenci. Berkin Elvan yaşamını yitirdiğinde 2014'tü biliyorsunuz 2013 yılında kafasına gelen...

BAŞKAN - Sayın Vekilim...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bir örnek veriyorum, lütfen.

BAŞKAN - ...verdiğiniz önergede "20 bin yerine 2 bin olsun." diyorsunuz. Berkin Elvan'la ne alakası var, soruyorum.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Hayır, siz lütfen örneğimi dinlerseniz ne anlatmak istediğim de anlaşılacaktır.

BAŞKAN - Dinliyorum da hiç oraya gelmiyorsunuz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bu örnek şöyle: Berkin Elvan cenazesine katılan bir öğrenciden bahsediyorum. Bu öğrenci 2014 yılında o cenazeye katılıyor -hepimiz de o cenazeye katıldık- ve bu öğrenciyle ilgili olarak daha sonra soruşturma dosyası açılıyor. Soruşturma dosyasında suç teşkil edecek hiçbir şey olmadığı hâlde kendi rızasıyla savcıya gidiyor ve ifade veriyor ve o gün orada tutuklanıyor, dosyada hiçbir şey yok. Diyor ki savcı, sorgulamayı yapan savcı diyor ki: "Normalde seni bırakmamız gerekir ama ahdimiz var tutuklamaya sevk edeceğiz." Bunu bu üniversite öğrencisine söylüyor ve bu üniversite öğrencisi şu anda hâlâ cezaevinde, hâlâ üniversitesinde değil.

Şimdi, bu kadar düşmanlaşmış, bu kadar ötekileşmiş, bu kadar hukuksuzlaşmış bir sistemden bahsediyoruz. Bir de adalet sistemindeki bu siyasallaşmanın yanında çürüme de var. Toplumda büyük bir çürüme ve yozlaşmadan biraz önce bahsedildi, gerçekten de adalete erişebilmenin olanakları toplumda tamamen yok edilmiş, tıkanmış durumda.

Şimdi, biz böyle bir yasayı çıkarttığımızda, böyle bir geniş takdir yetkisini bazı kişilere, idari mahkemelere ve memurlara verdiğimizde bunun âdeta ya rüşvet ve benzeri nedenlerle istismar edileceğini, suç işleneceğini söyleyebiliriz ya da bizim Kürt coğrafyasında yaşadığımız gibi belediyelerimizde ve belediyelerimizde çalışan belediye işçilerine yapılan keyfî muamelelerde olduğu gibi ve orada halkımıza yönelik ayrımcı, şoven, ırkçı muamelelerde olduğu gibi cezalandırmak, kendi siyasi görüşüne yakın olmayan kişileri cezalandırmak için de kullanılabileceğini düşünüyoruz. Çünkü artık bu ülkede hukukun çivisi çıkmıştır, bir hukuk devleti içerisinde yaşamıyoruz. Tamamen bir "Cumhurbaşkanlığı sistemi" adı verilen tek adam rejimine biat etme üzerine kurulu bir sistem var. Ve bu sistemi ayakta tutabilmek için tamamen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Burası öyle ayarlanmış, benim suçum yok.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - ...hukuku bir sopa olarak kullanan, yasaları halk üzerinde bir cezalandırma politikası olarak kullanan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu, güvenilmez bir iktidardır. Bu iktidarda kendinden olmayanı düşman görmek, öteki görmek doğal karşılanmaktadır. O yüzden de aslında bütün yasa teklifinin tamamı geri çekilmelidir, tamamının geri çekilmesi bizim buradaki sorumluluğumuzdur. Ama diyelim ki hiç değilse, burada geri çekilmiyorsa bile biz size burada bu yasa teklifinin bu maddesini önergede olduğu gibi düzenlenmesini öneriyoruz.

Teşekkürler.