KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZCAN ÖZEL (Yalova) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli Başkanı ve üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar; görüşülmekte olan bütçenin ülkemize hayırlı olmasını dilerim.

Açıköğretimde olan öğrencilerimizi çıkarırsak yaklaşık 3 milyon 900 bin üniversite öğrencimiz var. Buna karşın Kredi ve Yurtlar Kurumunun yatak kapasitesi 2017 Yılı Faaliyet Raporu'na göre 629 bin. Yani her 6 öğrenciye 1 yatak düşmektedir. Yalova'da bu sayı 10. Yalova'da 14 bin öğrencimiz var. Yalova'daki yatak kapasitesi 812 kız, 568 erkek olmak üzere 1.380'dir. Rize'de 20.237 öğrenci var, buna karşın yatak kapasitesi 4.952 yani her 5 öğrenciye 1 yatak düşmektedir.

Yalova Üniversitesiyle aynı tarihte kurulan Bartın Üniversitesinde 16.896 öğrenci var, yurt kapasitesi 2.329. Bu rakamlar Yalova'da ciddi bir yurt ihtiyacının olduğunu ortaya koymaktadır. Ben diğer illerimizde yapılan yurtlara itiraz etmiyorum. Diğer illere yapılanın Yalova'ya da yapılmasını talep ediyorum.

Geçtiğimiz yıl üniversite öğrencilerimize 470 lira kredi-burs veriyorduk. Sayın Cumhurbaşkanı bu yıl bu rakamın 500 lira olduğunu açıkladı. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı "Buradan öğrencilerimize müjde veriyorum." diyerek bu rakamı açıkladı. 470 lirayı yüzde 10 arttırsak 517 lira yapardı. Öğrencilerimize verdiğimiz kredi ve burs miktarını yüzde 10 bile arttıramamışız. Yüzde 6,5 artış var ve bunu müjde diye açıklıyoruz. Enflasyonun yüzde 25 olduğu, Sayın Cumhurbaşkanının maaşının yüzde 26 arttığı bir dönemde üniversite öğrencilerimize yapılan artış doğru değildir, yeterli değildir.

"Ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz." diyorsunuz. Fedakârlığı sadece öğrencilerimiz mi yapacak? "İtibardan tasarruf olmaz." diyoruz, saraylar yapılıyor, yetmiyor yazlık saray yapılıyor, yetmiyor uçan saraya biniliyor. Öğrencilerin kredi burslarından tasarruf mu yapıyoruz?

Bir diğer konu, Sayın Cumhurbaşkanı "Burs almayın, kredi alın, bedavacılığa alışmayın." diyor. Suriyelilere 35 milyar dolar para harcamış ve daha da harcayacak olan birisinin ülkemizin gençlerine "Burs almayın, kredi alın." demesi anlaşılır gibi değildir. Çünkü burs almanın belli kriterleri vardır. Öğrenci çok başarılı olmuştur, Türkiye'de ilk 100'e, ilk 200'e girmiştir, burs almaya hak kazanır. Çünkü o bursun adı "başarı bursudur", başarılı olana verilir. Diğeri "ihtiyaç bursu", ihtiyacı olana; aile geliri, anne babanın geliri, aileden okuyan çocuk sayısı, evin kira olup olmadığı gibi kriterler bakılır, verilir.

Şimdi, babası işsiz ya da asgarî ücretli olan, kirada oturan bir ailenin çocuğu burs alırsa bedavacılığa mı alışmış olacak? Kredi alan öğrenci hem krediyi ödeyecek, bir de faiz ödeyecek. Sarayda yaşayınca "Kredi al, faiziyle öde." mantığı hâkim olmuş herhalde. Burs alan öğrencilerimize "beleşçi", "bedavacı" denmesini doğru bulmuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı "Burs almayın, kredi alın, bedavacılığa alışmayın." dese de öğrenim ve katkı kredisi alan 279.897 kişi icralık olmuş. Krediyi geri ödemekte zorlanıyor. Öğrenciyken kredi alıyor, okulu bitiriyor, iş bulamıyor, ataması yapılmıyor. Bulduğu işte aldığı ücret yaşamını idame etmesine yetmiyor. "Haydi, krediyi geri öde." diyoruz, üstüne de faiz bindiriyoruz. Saraydan bakınca "Burs almayın, kredi alın." demek kolay.

Geçtiğimiz yıllarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, annesine hakaret edenler, Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında konferans, panel düzenlemişler, kış kamplarına...