KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) - Sayın Başkanım, çok değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, Sayın Bakanımız, Bakanlıktaki bürokrat arkadaşlarımız, sektörümüzün değerli temsilcileri, tarafları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle ben de geçen yıl yaşadığımız, başta Soma olmak üzere, madencilik yaparken büyük bir emekle, alın teriyle yerin altına inen ve hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan tekrar rahmet diliyorum, yakınlarına da sabırlar diliyorum, kalanlara da Allah'tan sağlık, sıhhat, afiyet diliyorum. Ümit ediyorum ki hepimizin alacağı tedbirlerle bir daha bu şekilde acı kazalarla karşılaşmayız.

Öncelikle sektörle ilgili, madencilikle ilgili birkaç görüşümü, daha sonra da kanun tasarısıyla ilgili bir iki hususta görüşlerimi sunmak istiyorum sizlere.

Madenler, hepimizin bildiği gibi, bir ülkenin zenginlikleridir. Bunların çıkarılması, çıkarıldıktan sonra işlenmesi, bunların da ülke ekonomisine katkı hâline getirilmesi, ülkemizin refahına katkı yapması, zenginliğine katkı yapması hepimiz için önemli bir hadise, bütün ülkeler için önemli bir hadise. Tabii, bunları yaparken de iş güvenliği, çevre duyarlılığı, su kaynaklarının muhafazası gibi konular da hepimiz için gerçekten hayati ve hassas konular. Bütün bunların önemini biliyoruz ve bunlara da dikkat etmeye çalışmamız gerekiyor. Doğal kaynakların insan ve toplum yaşamındaki önemini hepimiz biliyoruz. Yaşamı fonksiyonel hâle getiren araç ve gereçlerin yüzde 99'u doğal kaynaklardan, özellikle de madenlerden sağlanmakta. Dolayısıyla, toplumların refah ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetleri arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Çağdaş bir yaşam için madencilik faaliyetleri vazgeçilmezdir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda çevre faktörü göz ardı edilerek hiçbir ekonomik faaliyet gibi madencilik faaliyetinin de yürütülmesi mümkün değildir. Madenciliğin çevreye etkileri yadsınamaz ancak madencilik sektöründe çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçleri ya da sonrasında çevrenin korunmasına ve yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması sektörün gelişimini engellemeyecek, aksine genel anlamda sektörün gelişimine yönelik katkıyı da artıracaktır. Sorunlara çözüm bulmak yerine üretim yapmayı kesin engelleyecek şekilde çalışmaların ülkemize zarar verdiği göz ardı edilmemelidir. Nitekim, bunu son facialarda gördük. Kullanılmakta olan maden çıkarma metotlarına bakılmaksızın her türlü maden işletmeleri yoğun olarak arazilerin bazen bozulmasına ve çevre tahribine neden olmaktadır ama bunların denetimi, kontrolü ve ıslahı da yine bizim elimizde, bu sektörde çalışan arkadaşlarımızın olumlu katkılarıyla ve denetimlerle sağlanacak bir hadisedir. Tabii ki bunları yaparken başlangıçta kazaların asgariye indirilmesi için her türlü tedbirin alınması hayati önem arz etmektedir. Bu nedenle, başlangıçta türüne ve coğrafi konumuna uygun projelerin hazırlanması ve bu projelerin de sektörün çalışma yaparken ve işletme faaliyet hâlindeyken kontrol ve denetimlerinin de eksiksiz yapılması işte çok önem arz etmektedir.

İkinci husus, biraz önce bahsettim, çevreye uyum meselesidir. Madencilik sektörünün gelişen teknolojileri kullanması da günümüzde, özellikle ülkemizde çok önem arz etmektedir. Bunların kullanılmasıyla bu kazaların minimuma, asgariye indirebiliriz diye düşünüyorum ben.

Ben şahsen özellikle -belki bu tasarıda yok ama- kömür yer altı madenciliği için daha kapsamlı bir çalışma yapılması veya önümüzdeki dönemlerde ayrı bir kanun düzenlemesi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu tasarıda birçok olumlu değişiklik var, teşekkür ederiz. Ben bunların hepsine tek tek girmeyeceğim. Zaman içinde madde madde belki bunları konuşarak gündeme getireceğiz ama özellikle son maden kazalarından sonra işte, işçilerimiz lehine yaptığımız gerek asgari ücret -arkadaşlarımız da belirtti, çok olumlu konuşma yaptılar milletvekili arkadaşlarımız, gerçekten teşekkür ederim- gerek SGK primleri gerekse kıdem tazminatı ve çalışma sürelerindeki iyileştirmelerden dolayı sektörde birtakım sıkıntılar oluştu. Dolayısıyla, bu sıkıntıları gidermemiz gerekiyor. Bu tasarının en önemli maddelerinden bir tanesinin bu olduğunu düşünüyorum ben. Bunun acil çıkması gerekiyor. Gerçekten de arkadaşlarımız belirtti, sektörde sıkıntı var, bunu gidermemiz lazım. İşte, istihdamla ilgili sıkıntılar oluştu, bunları gidermemiz gerekiyor.

İkincisi, denetim mekanizmalarında yeni bir yapı oluşturuluyor. Ben bunu çok önemsiyorum. Yani, bunun detaylandırılarak bütün sektöre olumlu katkılar yapmasını arzu ediyorum. Nitekim, inşaat sektöründe de biliyorsunuz yapı denetim şirketleri oluşturuldu. Öncesindeki inşaat kalitesi ile şu andaki inşaat kalitesi arasında, yapıların kalitesi arasında çok ciddi farklar olduğunu, depreme dayanıklılık gibi, afetlere dayanıklılık gibi birçok alanda gelişmeler gösterdiğini biliyoruz. Bunun da yapılacak düzenlemelerle istihdamı da göz önüne alarak -arkadaşlarımızın belirttiği gibi- ki istihdamda daralmaya sebep olacağını düşünmüyorum ben, önemli bir sektöre katkı yapacağını düşünüyorum.

Tabii, biraz önce bahsettim, sektörde acil beklentiler var. Sektörün ihtiyaçlarının karşılanması için sektör temsilcileri de burada, bunları da düşünerek... Bu birkaç madde önemli, bazı maddeler belki zaman içine yayılabilir ama olmazsa olmaz maddeler var bu tasarıda. Bu maddeleri bir an önce, vakit geçirmeden çıkarıp sektörü rahatlatmamız lazım. Ben o yüzden yani üst komisyonun, bu Komisyonun bir alt komisyon gibi çalışmalarına devam ederek, alt komisyona havale edilmeden, aciliyetinden dolayı çalışmalarına devam etmesini arzu ediyorum. Bu kanun tasarısının sektörümüze, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.