| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ek Madde 1'de burada "Doğal yollarla çocuk sahibi olunamadığı veya tıbbi gereklilik bulunduğu hallerde, kadın ve/veya erkeğin üreme hücrelerinin tıbbi yöntemlerle döllenmeye elverişli hale getirilmek ve vücut içinde veya dışında döllenmesini sağlamak suretiyle üreme hücreleri veya embriyo anne adayına uygulanabilir. Bu yöntem sadece evli olan eşler arasında gerçekleştirilir. Bu tedavi uygulamaları, Bakanlıkça belirlenen tıbbi esaslar çerçevesinde yalnızca Bakanlıkça yetkilendirilmiş hekimler tarafından ve Bakanlıkça ruhsatlandırılan üremeye yardımcı tedavi uygulama merkezlerinde gerçekleştirilebilir. Donasyon ve taşıyıcı annelik yasaktır."
Öncelikle günümüzde ailelerin bir kısmının birden fazla evlilik yapmış olan çiftlerden oluştuğu göz önünde bulundurulduğunda metnin eşlerden en az birinin çocuk sahibi olamadığı şeklinde düzeltilmesinin, eşlerden birinin çocuğu olması durumunda çocuğu olmayan eşin mağduriyetine neden olunmasının önüne geçilebilecektir. Kanun teklifi çocuk sahibi olmayan çiftlerden tıbben uygun görülenlerin üremeye yardımcı tedavi yöntemleri aracılığıyla çocuk sahibi olabilmeleri için yapılacak uygulamaların esaslarını, bu uygulamaları yapacak merkezlerin açılmasını, çalışmasını ve denetlemesini düzenlemeyi amaçlamaktadır. Taslak incelendiğinde üremeye yardımcı yöntemlerin kullanılmasında bu yöntemi kullanacaklar açısından birtakım kısıtlayıcı, yasaklayıcı hükümlere yer verildiği, uygulamayı yapacak merkezler içinse bazı yatırımlar öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Taslağın kapsamlı bir şekilde düzenlemeyi amaçladığı üreme hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8'inci maddesinde düzenlenen özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkı ve 14'üncü maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağı kapsamında korunan bir temel hak niteliğinde olduğundan Anayasa'nın 90'ıncı ve 13'üncü maddeleri uyarınca bu hakka yönelik sınırlamaların da hakkın özüne dokunulmaksızın yapılması gerekmektedir. Mevcut düzenlemede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin konuyla ilgili değerlendirmelerinin göz önünde bulundurulmadığı, hakkın özüne dokunan sınırların getirildiği görülmektedir.
Ne demek istiyorum? Şunu demek istiyorum: Şimdi, kadın ya da erkek bir çifti düşünün. İkinci evliliğini yapmış ancak ikinci evliliği yaptığı kişinin çocuğu var ama kendisi çocuk sahibi olamıyor. Olabilmesi için yardımcı üreme tekniklerinden birine ihtiyaç duyduğunda "Senin evlendiğin eşinin çocuğu var, dolayısıyla senin de çocuğun var." deyip kabul edilmiyor. Bu insan haklarına gerçekten aykırı. Bunun bu şekilde düzenlenmesi yani "eşlerden en az birinin çocuk sahibi olması" şeklinde düzenlenirse bu hak kaybı ortadan kaldırılacaktır.
Teşekkür ediyorum.