| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ediyorum Şenel Bey.
Bu kadar çok hekimin olduğu bir heyette sağlıkta şiddeti konuşuyoruz ve herkesin herhâlde burada çok ciddi bir empati yapmış olduğunu ben varsayıyorum. Yani, her biriniz bu mesleği en azından belli bir süre icra ettiniz ve meslektaşlarınızla ilgili bir konuyu görüştüğünüz için noktası da, virgülü de sizi etkiliyordur yani anlıyorsunuz aslında, empati kurabilirsiniz. Ama tartışmanın seviyesine baktığımız zaman ya da gelen yasa teklifine baktığımız zaman böyle bir seviye yok yani o empatiyi burada görebilmek mümkün değil.
Bir kere, bu yasa teklifi kamuoyuna sağlıkta şiddeti çözme iddiasıyla getirildiği için aslında buradaki madde bu teklifin içerisine bir örtü olarak konuldu yani onu bir teşhir etmek gerekiyor, burada ortaya koymak gerekiyor. Bu 44 maddelik yasa teklifinin içerisindeki sağlık başlığı hiçbir şeyi değiştirmiyor.
AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Teklifin başlığı açık. Orada sağlıkta şiddetin önlenmesi diye...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Evet, kamuoyuna böyle lanse edildiği için ben bunu...
AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Başlıktan da okuyabiliyorsunuz bunu. Konuyu farklı yöne götürmenin...
BAŞKAN - Sayın Demircan, Sayın Vekilime müsaade edin, konuşsun.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Herkes başlık okumuyor Sayın Bakan, herkes başlık okumuyor. Sizin bir sürü medya tekeliniz var, orada bu yasalar en göz boyayıcı şekliyle Anadolu Ajansından dağıtılıyor ve bu kamuoyunda böyle tartışıldı, sağlıkta şiddet yasası şeklinde tartışıldı. O yüzden 44 maddelik teklifin içindeki bu şiddet maddesi bir örtüdür ve bu örtü aracılığıyla aslında kamuoyunun çok canını yakan ve dün arbedeyle geçirmeye çalıştığınız, bugün onu biraz stilize ederek çoğunluk oylarınızla geçirdiğiniz işte o sivil ölüm yasa teklifini buradan geçirmek için örtü olarak getirdiniz, bunu bir kere tespit etmek gerekiyor.
Hekimler şöyle seslendiler... Bakın, birçok ilden geldiler sizin meslektaşlarınız, Türk Tabipleri Birliği aracılığıyla ve Türk Tabipleri Birliği önünde nöbet tuttular ve bu yasanın aslında bir kandırmaca olduğunu kendileri söylediler. Dediler ki: "Hekimler kandırmaca değil, haklarını istiyorlar." Yani, hem 5'inci maddeye itiraz ettiler hem de esas olarak sağlıkta şiddet yasa teklifinin sorunlarını çözmediğini can yakıcı bir şekilde söylediler.
Burada bu vesileyle doktor Fikret Hacıosman'ı tekrar anmak istiyorum. Onun gibi onlarca sağlıkçı hekim yaşamını yitirdi. Bunlar yaşamını yitirenler, bir de psikolojik şiddete, fiziki şiddete maruz kalanlar var ve bunların sayısının binlerle ölçüldüğünü biliyoruz, böyle raporlar var. Fakat bunun temelinde yatan etkeni biz burada konuşmuyoruz, sadece palyatif çözümler burada önerilmiş ya da zaten var olan şeyi biraz önce MHP milletvekili açıkladı, sonunu her ne kadar şöyle bitirdiyse de, "Biz bunu olumlu görüyoruz." diye bitirdiyse de baş kısmında aslında doğruyu söyledi. Bakın, siz doğruyu söylediğiniz zaman ben doğruyu söylediğinizi de söylüyorum. Cümlenin başı doğru yani bu aslında teklifte olan maddeler mevcut yasalarda zaten var, geri kalanı da yönetmeliklerle ve benzeri halledilebilir. Niye bu torbanın içine konuldu? Çünkü böyle bir örtüye ihtiyaç vardı. Peki, biz bu sorunu daha temelli çözemez miyiz? Birlikte tartışarak ve gerçek anlamda üstüne eğilerek çözemez miyiz? Bence tam da buradaki heyet çözebilir çünkü burada gerçekten çok sayıda sağlıkçı var ve aynı zamanda çok değerli bir heyet var birikim olarak, donanım olarak. Çözebiliriz fakat bunun sadece bir yasa maddesiyle çözülecek kadar basit bir sorun olmadığını da biz biliyoruz çünkü toplumda artan bir şiddet var, giderek şiddet toplumda yaygınlaşıyor ve bu şiddeti görmeyen bir yerden sadece bir yasa yaparak bu kadar önemli bir sorunu çözmek de mümkün değil. O zaman biz toplumu nasıl, toplum sağlığını iyileştireceğiz diye bunun üzerinde biraz durmamız gerekir. Toplum sağlığını nasıl iyileştirebilmek için tabii ki bu yapısal sorunlara da değinmek gerekiyor. Ciddi anlamda yapısal sorunlar var. Yani, burada AKP hep on altı yıldır yürüttüğü sağlık politikalarının çok beğenildiğini ve çok doğru politikalar yürüttüğünü söylüyor. Bu politikalar gerçekten bu kadar iyi olsaydı, doğru olsaydı o zaman böyle sonuçları olmayacaktı. Demek ki bu kadar büyük bir sorun yaratıyorsa aslında bu politikaların sorgulanması gerekiyor. Evet, özel hastaneler var, baktığımız zaman yeni hastaneler yapılıyor. İşte bunların neden yapıldığını daha önce anlattığım için girmeyeceğim ama yani evet, otelcilik anlamında baktığımız zaman bazı gelişmeler var, vesaire. Bunlar üstelik özel sektörün, sağlıkta özelleşmenin geliştirilmesi açısından da değerlendiriliyor. Böyle yönleri var. Fakat bir devlet hastanesinin ne kadar kalabalık olduğunu hiç gördünüz mü? Örneğin, bir Esenyurt Devlet Hastanesine hiç gittiniz mi? Nasıl insan kalabalığı, ne kadar büyük gerilimli bir ortam, insana yakışmayan bir sağlık hizmeti alma süreciyle orada insanlar karşı karşıya kalıyorlar. O kadar çok kalabalık ki zaten o kadar insanın bir arada olması bile gerilimi artırıcı bir şey. Yani siz diyorsunuz ki: "Eskiden sıra vardı, şu vardı bu vardı, artık yok." Hayır, öyle değil. Gerçekten sağlığa erişmeye çalışan, parası olmayan insanların nasıl sağlığa eriştiğine baktığınız zaman gerçekten çok büyük bir, hem psikolojik olarak hem fiziksel olarak büyük bir çaba içerisinde oluyorlar ve o ortam...
BAŞKAN - Serpil Hanım, yavaş yavaş toplayalım.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Devam ediyorum, çok değil zaten ama bir temeline inelim istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ Yani çok fazla sorun birikmiş durumda. Bu yapısal meseleye müdahale etmenin tartışılması gerekirken, sadece ceza yöntemleriyle gerçekten çözemeyiz, gerçekten bu sorunların altından kalkamayız. Çünkü mesela, daha önce de söyledim, toplumda militer bir dil kullanıyoruz, şiddet dili var zaten ve kutuplaştırıcı bir dil var. Bu, topluma zaten olumsuz olarak yansıyor. Yani genel olarak barışçıl, demokratik, sosyal refahı artıran bir süreci biz eğer toplum içerisinde yaygınlaştırabilirsek, çözebilirsek, sağlığın da herkesin parasız bir şekilde kaliteli bir sağlığa ve gerçekten sağlık hizmetini kendi ihtiyacı olduğu ölçüde alabildiği bir sağlığa ulaşmasının yollarını kolaylaştırırsak o zaman neden sağlıkta şiddet olsun? Ama tam tersi oluyor. Biraz önce Cihangir Bey'in söylediği gibi, doktorlar hedef gösteriliyor, bir de tam tepeden hedef gösteriliyor. Yani sanki sağlıkta bir tıkanma varsa o tıkanmanın sebebi doktorlarmış gibi hedef olarak gösterildiği zaman, o hizmete erişmek isteyen insanlar da sorunlarını çok fazla da sorgulamadan çözmek için hedef olarak doktora yönelebiliyorlar. Bir kayıp, ağır bir kayıp yaşadıklarında onun travmasıyla ve ortamdaki o sağlıklı ve düzgün olmayan koşullarda ilk hedefleri doktora yönelmek oluyor.
Yine, toplumda uzun bir süredir ölüme güzellemeler yapılıyor. Bu çatışmalara, savaşa güzellemeler yapılıyor. Yani bütün bunların aslında toplum sağlığı açısından çok ciddi bir yük taşıdığını, çok belirleyici olduğunu söylemek gerekiyor.
Yine, acillerde mesela, biraz sonra herhâlde bakanlar bu konuda bilgi verecekler, büyük bir yığılma oluyor. Mesela, bunun sebebini sorguladığımız zaman bunun arkasında yatan şeyin, sağlığa erişimde başka yol bulamamak yani o bahsettiğim tıkanmalardan kaynaklı olarak, devlet hastanelerinde ya da parasız sağlığa ulaşmak isteyenlerin erişemediği o sağlığa aciller yoluyla erişmesinden kaynaklanıyor. Yani şöyle düşünelim: Bir boru düşünün, onunla siz su taşıyorsunuz. O borunun bir yerinde bile bir daralma olursa o dar olan kısım kadar suyu taşıyabilirsiniz, her tarafı geniş olsa da boru çok geniş olsa da o çapta su taşıyamazsınız, daralan nokta kadar taşıyabilirsiniz. En son gittiği, suyun aktığı yer işte o kadar olabilir. Şimdi, siz tıkanma noktalarını atlayarak sadece yaptığınız bazı, işte, bahsettiğim tarzda fiziki koşulların iyileştirilmesiyle ilgili bazı şeyleri anlatarak her şeyin güzel olduğunu söylüyorsunuz ve o zaman size sormak gerekiyor: O zaman niye sağlıkta şiddet bu kadar arttı ve her geçen gün daha da artıyor? Demek ki burada gerçekten ciddi bir sorun var ve bu sorunları bizlerin çözebilmesi lazım. O yüzden, biz asla şöyle düşünmeyelim: Biz sağlıkta şiddet yasası geçirmiyoruz. Bu 44 maddenin içerisinde sağlıkta şiddet konusu yok. O yüzden, varmış gibi yapmayalım ve bu yasayı hatta buradan da çıkaralım. Çünkü eğer bu maddeyi buradan çıkarmazsak şöyle olacak: "Sanki bir yasa çıkartıldı, hadi bunun sonuçlarına bir bakalım." gibi bir umut da yaratılmış olacak. Yine zaman kaybedilmiş olacak, insan kaybedilmiş olacak ve acılar büyümüş olacak. O yüzden de bu konuda özellikle demokratik kitle örgütlerini, meslek örgütlerini eksene alarak, onları dinleyerek, sahaya kulak vererek ve daha verimli ve daha katılımcı, daha demokratik komisyon toplantılarında bunu yapalım.
Son bir örnekle bitiriyorum. Bakın, biz dün burada sağlıklı bir çalışma ortamı yaratılmadığı için giderek üç dört gündür -dört mü oldu, üç oldu ben yine karıştırdım- arka arkaya çalıştık ve sabahladık, uyumadık. Yani bir insanın ihtiyacı olan insani ihtiyaçlarını karşılamadan çalışmaya zorlandık. Yine karşılıklı birbirimizi anladığımızı gösteren hiçbir çaba içerisinde olmadık, giderek artan bir şekilde baskıyı yoğunlaştırdık. Daha doğrusu bunu tabii kim yaptı? Başkanlar yaptı ve başkanların yanında konumlanmış olan grup başkan vekillerinin baskısıyla. Aslında başkanlarımızdan o kadar da şikâyetçi değiliz. Her iki başkanımız da yani bu Komisyona başkanlık eden Şenel Bey de Tuba Hanım da gerçekten bu çalışmalarda olumlu pek çok yönü olan arkadaşlar fakat ciddi anlamda grup başkan vekillerinin de baskısı altında kaldıklarını da biz gözlemledik. Dün akşamki tablo bir şiddet tablosuydu. Yani çalışma yaşamında yasama çalışmasını sürdürürken nasıl şiddete maruz kaldık diye baktığımızda gerçekten psikolojik, fiziki anlamda bir şiddete maruz kaldık, aslında şu anda da şiddete maruz kalıyoruz çünkü şu anda bizim uyumamız gerekiyor ve yarın sağlıklı bir çalışma yapmamız gerekiyor. Bunlar da sinirleri geriyor, şiddeti artırıyor, kutuplaşmayı artırıyor ve sorunlara çözüm bulmamızı zorlaştırıyor. O yüzden diyorum ki: "mış" gibi yapmayalım, bu maddeyi buraya koymayalım, yeni bir çalışma planlayalım ve gerçek anlamda sağlıkta tek bir madde başlığı altında -torba yasa içerisinde değil- sağlıkta şiddeti önleyici ve sağlığı iyileştirici bir yasa teklifi üzerinde birlikte çalışalım diyorum.
Teşekkür ediyorum.