| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1186) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
HABİP EKSİK (Iğdır) - Bu saatte zaten çok aşırı uzun konuşma niyetinde değilim Sayın Başkan. Katkı sunması açısından ve kayıtlara geçsin diye konuşacağım. Zaten hem Serpil Vekilim hem de Sayın Kani Beko bu konuyla ilgili gerekenleri, bu alanın tüketime dayalı, piyasalaştırmaya dayalı, ticari bir alana çevrilmeye çalışılan bir alan olduğunu söylediler, ben tekrara girmeyeceğim bu konuda.
Şimdi, ben bu şehir hastaneleri denilen şeyin asıl isminin doğru konulmadığı kanaatindeyim. Bunun ismi şehir hastaneleri değil, yeni şehir oluşturma hastaneleridir bence, yeni şehir oluşturma hastaneleridir. Şehir hastaneleri olsa şehrin içinde olur, şehirden 100-150 kilometre uzakta kurulmaz.
AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Arsa yok.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Şimdi, bu yeni şehir oluşturan hastaneler hem mesafe olarak ciddi sıkıntılar oluşturuyor hem de...
AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Yapmayın ya.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Geleceğim Sayın Bakan, yani dinlerseniz ben de sizin bilgilerinizden istifade etmek isterim.
AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Hayır, dinliyorum.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ama ben şunu söyleyeyim: Birincisi, mesafe olarak...
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Ya, bırakın ya, böyle...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ya, Sayın Etyemez, gerçekten siz bir şeye katkı sunmuyorsunuz.
HALİL ETYEMEZ (Konya) - "100 kilometre dışarıda." diyor ya.
BAŞKAN - Sayın Etyemez, bir dakika ya, konuşsun, elleme. Öyle dedi diye öyle değil o ya.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Daha cümlenin başında, engellemek için elinizden geleni yapıyorsunuz ya. Yani, gerçekten artık size bir şey diyemiyoruz ya, gerçekten diyemiyoruz.
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Tamam, anladım da 100 kilometre ne yani?
BAŞKAN - Sayın Etyemez, lütfen...
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Bu saatte...
BAŞKAN - Sayın Etyemez, lütfen...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Şimdi, bu yeni şehir oluşturma efsaneleri...
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Yapma ya. Gözünüzün önünde, Ankara'nın göbeğinde.
BAŞKAN - Sayın Etyemez, lütfen. Allah Allah!
HABİP EKSİK (Iğdır) - Yeni şehir...
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Konya'da...
HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Etyemez, benden sonra söz hakkı alırsınız, konuşursunuz. Benim her konuşmamda, Sayın Kani Beko'nun her konuşmasında, Sayın Serpil Kemalbay'ın her konuşmasında müdahale ediyorsunuz.
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Sabrını zorluyorsunuz insanın.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Ya sabrınızı zorlasak ne olacak yani?
Şimdi, bu yeni şehir oluşturma hastaneleri mesafe olarak ciddi bir sıkıntı oluşturuyor. Yani, bu durumla ilgili ben size bir örnek vereyim, bakın: Benim milletvekili olarak seçildiğim ilde, Iğdır'da kardiyovasküler anjiyo merkezi yok; olmadığı için de insanlar ya 150 kilometre uzaklıktaki Kars'a gidiyorlar ya da 300 kilometre uzaklıktaki Erzurum'a gidiyorlar. Ben size şunu söyleyeyim: Çoğunlukta hekim ağırlıklı bir Komisyon burası. Bir kişi non-ST akut miyokard infarktüsü geçirirse tanısı ne kadar sürede konulur sizce? Ben size söyleyeyim: Hasta geldi, EKG'yi çektiniz, hiçbir şey görülmez, non-ST çünkü. Sonra, göğüs ağrısı var ve siz kardiyak enzimlerini görmek için kan tahlili istediniz, bu kan tahlillerinin çıkması en aşağı kırk dakika, en aşağı, en iyi ihtimalle. Hastalara sürekli deriz: "Bir aksilik çıkmazsa yaklaşık kırk, elli dakika içerisinde çıkar." Yani, bir hastaya yaklaşık bir saatte ancak siz MY tanısı koyuyorsunuz. Sonra, MY tanısı koyduğunuz bu kişi... Bir de ne yapıyorsunuz? 112'yle konuşuyorsunuz; onların bir komuta merkezleri var, 112 Komuta Kontrol Merkezi yer aramaya başlıyor, yeri ayarlıyor Erzurum'da Kars'ta, Van'da; buldu. Hastayı sevk ediyor; hasta üç saat, dört saat sonra ancak varıyor.
AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Helikopterlerimiz de var ama.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Şimdi, ben size şöyle söyleyeyim: Yeni şehir oluşturma amacıyla kurulan bu hastanelerde de aynı durum olacak. Yani, bir semtte veya bir hastanede şehir içerisinde bu şekilde hastaya zar zor tanı konulacak, oraya sevk edilecek ama saatler geçecek. Saatler geçtiği zaman da ne olacak? Iğdır'daki hastanın yaşadığı gibi ya hayatını kaybedecek ya da anjiyo olduktan sonra dahi o kalbin çoğu yetersiz olacak yani kalp yetmezliği gelişecek, dünya kadar ilaç ve o kişinin sağlığı artık doğru düzgün dönmeyecek.
Şimdi, bu şehir hastaneleri... Zaten mantıken de bu şekilde uzak mesafeye kurulan bir hastanenin halka, kamuya fayda sağlamayacağı nettir. Bunun ne için, ne amaçla kurulduğunu hâlâ anlamış değiliz.
İkinci sorun, oluşturduğu ikinci sorun: Bu tür büyük sağlık merkezleri birçok çalışan açısından cezbedici oluyor, çoğu kişi böyle büyük hastanelerde çalışmak istiyor; doğal olarak da böyle "kırsal" dediğimiz mesela Altındağ'ın Hüseyin Gazi'sinde kişiler çalışmak istemiyor, Karapürçek'te çalışmak istemiyor semt polikliniğinde ya da Iğdır gibi küçük illerde, Bayburt'ta. Ne oluyor? Bu tür şehir hastanelerine kayma olacak ve bu bölgelerde bir hekim sorunu, bir sağlık çalışanı sorunu oluşacak. Yani, bu da ne olacak? Yine kamunun yararına değil, kamunun zararına olduğunu bir kez daha net bir şekilde gösteriyor.
BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyorum.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkür ederim.
Ha, şunu söyleyeyim...
BAŞKAN - Tamam, yeter.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, son cümle.
BAŞKAN - Çok söyledin, yeter, tamam.
HABİP EKSİK (Iğdır) - Son cümlem: Bunun yerine semt polikliniklerinin güçlendirilmesi, aile sağlık merkezlerinin fiziki koşullarının düzeltilmesi, laboratuvar ve radyolojik tetkiklerinin konulması daha doğru ve mantıklı olur.
Teşekkür ederim.