| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/276) ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/275) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Eğitim Bakanlığı b)Yükseköğretim Kurulu c) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü ç)Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı d)Yükseköğretim Kalite Kurulu e)Üniversiteler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 07 .11.2018 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, Sayın Bakanım, çok değerli bürokratlar, basın mensuplarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, bu yeni görevinizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Allah başarılar daim eylesin inşallah.
2019 yılı bütçemizin de hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Tabii, eğitim çok önemli bir şey. Bir düşünür, sizlerin de malumunuz olduğu gibi "Bir yıl sonrasını düşünüyorsan toprağa tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik ve yüz yıl sonrasını düşünüyorsan da insan yetiştir." demiş. İnsan da bizim için çok önemli ve geleceğimizin teminatı. Genç bir nüfusumuz var. Bugün üniversitelerimizdekilerle beraber yaklaşık 25 milyon öğrencimiz var. Tabii ki eğitim ve öğretim hayatı hayatta bir kez yaşadığımız ve o dönemi çok iyi değerlendirmemiz gereken bir dönemdir. Bu vesileyle tabii ki hükûmetlerimiz çok önemli şeyler yaptı.
Bizden önceki hatipler "AK PARTİ eğitimde çok başarısız." dediler. Buna katılmak mümkün değil. Yani AK PARTİ'nin millî eğitimde yaptıklarını bir düşündüğümüzde, aşağı yukarı 290 bin derslikle, 500 binin üzerinde öğretmenle, akıllı tahtalarıyla, ücretsiz kitaplarıyla, laboratuvarlarıyla ve aklınıza gelemeyecek pek çok alanda yeni hizmetleriyle çok büyük hizmetler yapmıştır. Belki şu olabilir: AK PARTİ sağlıkta ve ulaşımda olağanüstü şeyler yaptı, hem muhalefetin hem de halkımızın bizden beklentilerini yükselttik ve belki de beklentileri karşılayamadık. Yani bunu başarısız olarak addetmek doğru değil. Ama daha fazla şey yapabilir miyiz? Mutlaka yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Sayın Bakanımız, tabii, eğitimde bir altyapı var. Bununla ilgili Allah'a şükür bir sorun yok. Hükûmetlerimiz döneminde çok sayıda derslik yapıldı. Hemen hemen tekli öğretime geçildi. Öğretmen bakımından da sayı bakımından da pek fazla bir sıkıntımız yok, 500 binin üzerinde öğretmen atandı.
Burada temel sorunumuz şu: Müfredat konusunda da sizler zaten gereğini yapıyorsunuz ve 2023'ü olan bir vizyon belgesi de hazırladınız. Bunlar çok başarılı şeyler. Tabii ki bunların hayata geçirilmesi biraz zaman alıyor. Bir de eskiden var olan birtakım alışkanlıklar var.
Şimdi, ülkemizin coğrafi yapısından kaynaklanan eğitimde eşitsizlikler olduğu için, bu sınavları kaldırmamızda büyük problemler var. Bunun temelindeki sebeplerin en büyüğü de... Bizim öğretmen yetiştirirken bir standardizasyonumuz var mıdır? Yani mutlaka vardır ama diyelim ki A üniversitesi, B üniversitesi, C üniversitesi eğitim fakültelerinden mezun olan öğrencilerimiz mutlaka sınava giriyorlar, kazanıyorlar ama olay sadece sınavla da bitmiyor. Bunların bir standardizasyonunun mutlaka olması gerektiğini düşünüyorum ben, eğitim kalitemizin artırılması için.
Bir de çalışanların tabii ki özlük hakları çok önemli, aldığı maaşlar çok önemli. Bunları çok önemsiyoruz ama normal performanslı çalışan ile üst düzey performans gösteren öğretmenlerimizi ayırt edici bir sistemimiz var mıdır? Bununla ilgili ileriye dönük bir çalışmanız olacak mı? Çünkü insanları motive etmek için birtakım şeyler vermeniz lazım. Bu manevi de olabilir, maddi de olabilir.
Diğer taraftan. öğretmenlik yapmasında diyelim ki yeterli bilgi, birikimi olmayan veya diyelim ki kendisini yenilemeyen öğretmenlerimizi sistem içinde tutmaya devam edecek miyiz veya bunları ne yapacağız? Bunlarla ilgili aklımızda birtakım sorular var.
Diğer taraftan, tabii ki atanamayan öğretmelerle ilgili, hükûmetlerimiz döneminde çok atama yapıldı yani yüzde 65 oranında; mevcut 350 binken biz 500 binin üzerinde öğretmen atamışız. Ama buradaki problemi bizim öğretmen atayarak çözmemizin mümkün olmadığını düşünüyorum. Bugün üniversitelerimizin -daha çok YÖK'le ilgili ama- eğitim fakültesinden yılda ne kadar öğretmenimiz mezun olmaktadır? Bizim ihtiyacımız ne kadardır? Biz bununla ilgili eğer bir planlama yapmazsak bu atanamayan öğretmen problemiyle sürekli karşı karşıya geliriz diye düşünüyorum. Bunun çözümü için de mutlaka bir sayıyla sınırlamak gerekiyor ancak dünyada rekabet edebilecek mesleklerin sayısını sınırlamamak, diğer taraftan sadece kamuda hizmet verecek mesleklerinse bizim ihtiyacımız neyse o kadar sınırlandırılması gerektiğini düşünüyorum.
Tabii, inşallah bu yeni dönemde... Tabii ki eğitimde yapılan yeniliklerin bugünden yarına kendini göstermesi mümkün değil. Bugün sizin tohumunu attığınız şeyler meyvesini belki on yıl sonra verecek, belki on beş yıl sonra verecek diye düşünüyorum.
Ben 2019 bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum.